Zorla gözlerimi açtım. Her yerim ağrıyordu ve gözlerimin şiştiğinden adım gibi eminim. Zorla hareket edip başucumdaki telefondan saate baktım.
00.27.
Bayıldığımda saat 9 civarıydı. Sanırım 3 saattir baygındım. 3 saat. Bu seferki acım 3 saate mal olmuştu. Her seferinde öncekinden daha uzun bir süre baygın kalmaya başlamıştım. Yine de en son bir buçuk saat kadar olduğunu hatırlıyorum. Bir anda iki katına çıkmıştı. Gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım. Bayılmak insanın yorgunluğunu almıyordu. Bu yüzden kısa bir süre sonra tekrar uykuya kalacağını biliyordum. Öyle de oldu zaten.
•••
Çantamı alıp evden çıktım. Çocuklar aşağıda beni bekliyordu. Hiç durmadan binadan dışarıya çıktım. Çağan, Cenk, Kiraz ve Deniz dörtlüsü beni bekliyordu. Onların yanına giderken nefes nefeseydim cünkü asansör 1. kattaydı ve bende onu beklemek yerine merdivenden inmiştim.
"Okyanus, bu halin ne? Sabah sabah maraton mu koştun?" dedi Deniz ben görünce. Gülmemek için dudağını ısırıyordu.
"Merdivenden indim de de güleyim." dedi Cenk ama zaten gülüyordu.
"Sanki gülmüyorsun." diye tersledim onu. "Sabah sabah benle uğraşmaktan başka işiniz yok mu sizin?"
"Yok." dedi Cenkle Deniz aynı anda.
"O zaman ben size bir iş vereyim, okula geç kalıyoruz." dedim bileğimdeki saati göstererek.
"Aynen, kavganızı yolda edersiniz. Gidelim hadi."dedi Çağan. Siteden çıkıp yürümeye başladık. Yolun yarışına kadar hep konuştuk ama Kirazın hiç sesi çıkmıyordu. Ona baktığımda bana en uzak köşeye gittiğini gördüm. Ben en sağda Denizin yanındaydım, o ise en solda Çağan'ın yanında. Sessizce Kirazın yanına gittim. Henüz yanında olduğumu fak etmemişti.
"Kiraz, nasılsın?" dediğim an havaya sıçradı resmen.
"Ne oldu Okyanus?"
"Hiç. Konuşasım geldi. Konuşalım mı?"
"Olmaz. Benim işim var. Konuşmayalım." dedi.
"Neden?" diye sordum. Sonra şaşırmış gibi taklit yaparak konuştum. "Yoksa benden korkuyor musun Kiraz?" Cevap vermedi. Alınmış gibi dudak büktüm. "Aşk olsun ben hiç öyle biri miyim?"
Yalan söyledin, dedi içimdeki ses. Aynen öyle birisin.
Onu geldiği yere sürgün ettim. Henüz ona karşılık vermeyecektim.
Kiraz Çağan'ın koluna yapışıp konuştu.
"Çağan al şu deliyi benim yanımdan. Sağı solu belli değil bunun. Uzak dursun benden." Çağan gülerek Kiraza baktı.
"O delinin işi seninle değil ki, sen neden üzerine alınıyorsun? Onun işi şu kenardaki marjinalle." Ben neden deli oldum ki şimdi?
"Ben niye marjinal oldum şimdi?" dedi Cenk beni duymuş gibi.
"Aynı düşüncedeyim." diyerek ona katıldığını belli ettim.
"Cünkü tuhafsın." dedi Çağan beni duymazdan gelip Cenke bakarak.
"Sen çok mu normalsin sanki?"
"Evet."
"Benim marjinal olduğum yerde senden anca savaşçı bozuntusu olur."
"Savaşçı kısmına okeyim ama bozuntu kısmını üzerime alınmıyorum."dedi Çağan iki elini teslim olur gibi havaya kaldırıp.
"Neden? Çocukken ben büyüyünce savaşçı olcam deyip tüm mahalleyi ayağa kaldıran sen değil miydin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Gün Bir Genç Kız |ARA VERİLDİ|
Teen FictionBir gün bir gün bir çocuk, Kalbine bakmış kimse yok... Gezmiş dolaşmış etrafı, Sevgi sanmış menfaatı Öğrenmiş daha sonra hayatı, Güvenip yaşanmayacağını... Kapanmış sonra içine Anlayamamış onu hiç kimse... ••• Bir gün bir çocuk varmış, adı Okyanus...