Kazuha ailesini kaybedeli tam 4 sene olmuştu. Tüm klanını, hatta en yakın arkadaşını da. Bu süreçte şans eseri tanıştığı iki kadın vardı. Onun ailesi olmuşlardı. Ancak Kazuha o kadar temiz ve iyi birisiydi ki, okul veya yapması gereken işler olduğu zamanların dışında yeşim konakta kalmasına rağmen bunu hiç bir zaman bir hava atma kaynağı olarak görmemişti. Tabii okul varken ve eski sevgilisi ile yaşadığı dönemlerdeyken okula yakın bir yerlerde tuttuğu evde yaşıyordu. Gerçi tatillerde buraya geri dönüyordu hatta Scara'yı bile ailesi ile tanıştırmıştı. İsmini sevmeyen çocuğa sürekli 'sevgilim' diye hitap ederdi ancak şimdi ismine muhtaç kalmıştı.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
Haftasonu tatilinde kafa dağıtmak için konağa geri dönmüştü. Tabii, ailesi hemen onun moralini yerine getirmişti. O kadar seviyordu ki onları.. her ne kadar eski ailesini, klanını özlese de, klanda kalan tek kişi olsa da Hem Ningguang hem de Beidou onun kötü hissetmemesi için her şeyi yapıyordu.Kazuha, hala okul yorgunluğunu üstünden atamamıştı ve dayanamayıp uyumuştu. Uyuduğunda çoktan gün batımıydı ve odasından çıktı. Konağın hoş balkonunda duran ise Ningguang'dan başkası değildi.
"Çok güzel olmuşsun yine.. yemeğe mi gideceksiniz?"
Tatlı bir şekilde gülümsüyordu Kazuha. Onlara anne demeyi de çok istiyordu çünkü 6 senelik birlikteliklerinde onun için her şeyi yapmışlardı.
"Hıhım.. çok uzun sürmeyecek ama. Gelişin habersiz olduğu için rezervasyonu iptal edemedik.. Sorun olmaz değil mi? 2 saat olmadan döneriz."
Parıl parıl güneş gibi mükemmel gözüken kadın nazikçe Kazuha'nın saçlarını okşadı. Bunu sevdiğini oldukça iyi biliyordu.
"İyi öyleyse... Ben de siz dönene kadar odamda kalırım.. bir kaç teknik denerim belki"
Normalde kılıcı kullanmayı denemesi bile oldukça tehlikeliydi, fakat bu odada oldukça iyi bir alan da vardı bu yüzden istediği gibi kullanabilirdi. Ningguang zaten buna izin veriyordu.
"İyi bakalım.."Hala yumuşak saçlarını okşuyordu gencin, ekledi;
"Hala Liyue'yi tam olarak bilmiyorsun.. sadece şehrin bu kısmını biliyorsun..Bir gün seni zorla götürüp tüm yerleri öğretmem gerek galiba.""Bilmem gerekiyorsa eğer bugün de çıkabilirim.. zamanım var sonuçta."
"Olu-.. olmaz. Ya kaybolursan? Elbette seni tekrar bulacağım ama ya incinirs-.."
"Benim incinmem mümkün değil. Ayrıca..büyüdüm,anne."
"...."
Ningguang'ın yanakları hafifçe pembeleşmiş, kaşları tatlı bir gülümseme ile kıvrılmıştı ve Kazuha'ya sarıldı. Cidden çok seviyordu bu çocuğu.. O olmasa cidden hayatları eksik olurmuş gibi hissediyorlardı Beidou ile. Öz olmadığını hiç bir zaman düşünmediler hatta unutmuşlardı bile.