Atahan"Bir işi de doğru düzgün halledin lan! Ben sizin anneniz miyim arkanızı toplayacağım şerefsiz herifler! İki yüz şınav çekeceksiniz hepiniz!"
Tüm sinirimle bağırdığımda karşımda korkudan titreyen askerler hızla dediğimi yaptı ve şınav pozisyonu aldılar. Ellerimi arkada birleştirip onlara doğru yürüdüm.
Yine sinirlenmiştim ve sinirlenince sinirimi bir yerden çıkarmazsam patlardım. Neyse ki verdiğim görevi adam gibi yerine getiremeyen askerlerim vardı.
Yavaş adımlarla yürüdüm. Adı umrumda olmayan, askerliği oyun sanan erlerden birinin önüne geldim ve ayağımla yere sabitlediği koluna vurduğumda dengesi şaştı, yüz üstü düştü.
"Baştan başla asker!" Dedim ve onu arkada bırakıp diğerlerine doğru yürüdüm.
Birkaç kişiye daha aynısını yaptım. Yorgun nefesleri soğukta buhar çıkarırken yeterli olduğunu düşündüm kırk dakika sonra. Onları arkada bırakarak askeriyenin içine doğru yürüdüm ve üsteğmen Arif'e onları izlemesini söyleyip odama geçtim.
Kapıyı kapattım sertçe ve sandalyeme oturdum. Halletmem gereken evrak işleri vardı ayrıca bugün askeriyede geçirecektim günümü. Normalde buraları emanet ettiğim üsteğmen Ahmet izinliydi. Benim de herhangi bir işim olmadığı için onun yerine ben bakacaktım. Askerler bunu duymuştu ve yemek sıralarında akşam ses yaparlarsa hepsinin ebesini sikeceğimi bildiklerini konuşuyorlardı. Eh, haklılardı. Nöbete durduğum gecelerde koridorlardan çıt bile gelmezdi, gelirse başlarına çok kötü şeyler gelirdi.
Gözlerimi evraklar çevirdim ve dikkatimi onlara vermeye çalıştım. Tabi tam o sırada kapı çalındı.
"Gel!"
Nöbet tutan Erlerden biri içeri girdi.
"Yüzbaşım." Selam verdi. "Bahçede bir sorun var."
Kaşlarımı çattım. "Ne gibi?"
"İlerideki okuldan birkaç çocuk toplarını bahçeye atmış sanırım."
Kaşlarım daha da çatılırken ayağa kalktım sinirle. "Bu nasıl sorumsuzluk?" Öğretmenleri başlarında yok muydu? Hızlı bir şekilde askerin yanından geçip bahçeye ilerledim. Beni gören askerler işlerini bırakıp asker selamı verirken onlara bakmadan askeriyenin kocaman kapısına ilerledim. Dediği gibi birkaç çocuk duruyordu orada. Beni görünce önce küçük bedenleri gerildi sonra da asker selamı verdiler bana. Normal bir zamanda aşırı tatlı olduklarını düşünebilirdim, çocuk sevseydim tabi.
"Ne oluyor burada asker!?" Çocukların yanında duran Er'e döndüm çatık kaşlarla. Asker hemen bana döndü.
"Komutanım, çocuklar oyun oynarken topları kaçmış içeri ama etrafta top falan bulamadık. Onlar içeride olduğu konusunda ısrar ediyorlar. Daha doğrusu öğretmenleri."
"Kimmiş o densiz!?"
"Benim, yüzbaşı."
Bakışlarım hemen sesin sahibine döndü. Bakmamla beraber gözlerimi kırpıştırmam bir oldu. Kendime sinirlenip hemen bakışlarımı değiştirdim ve önümde duran kumral saçlı adama baktım.
"Askerlerim yokmuş diyor işte neden itiraz ediyorsunuz?" Dedim. Yanımdaki askerler benim bağırıp çağırmamı beklerken aniden yumuşak sesimle karşılaşınca şaşkınlıkla bana baktılar, onları umursamadım.
"İçeri girmeme izin verirseniz ben yerini biliyorum, ben attım oraya çünkü yanlışlıkla."
Sakince açıklama yapan Atlas'a baktım bir süre. Yabancı kimse askeriyeye giremezdi ben izin vermedikçe, bende izin vermezdim.
Atlas hala bana bakarken gözlerimi küçük çocuklara çevirdim.
"İyi öğretmen girsin çocuklar beklesinler." Dedim sinirli bir sesle.
"Teşekkür ederim."
Sesi o kadar yumuşak ve naif çıkıyordu ki bir an afalladım. O an ne hocası olduğunu merak ettim. Edebiyatçı gibi duruyordu ama.. kaşlarımı çatarak açılan kapıdan içeri giren adama baktım. Sakince içeri girdi. Askerlerim onun üzerini arayacakken onları tek el hareketimle durdurdum.
"Gerek yok benim gözetimimde olacak."
Atlasın gözleri tekrar beni bulurken bende ona baktım ama o gözlerini kaçırdı ve askerlerin yanından saygıyla geçip önüme doğru geldi.
O gün uzaktan gördüğüm yeşil gözler yakından daha koyuydu, orman yeşili gibiydi sanki daha önce hiç böyle bir renk görmemiştim. Gerçi benim gördüğüm tek yeşil asker yeşiliydi.
"Şu tarafta.." diye mırıldandı. Başımı salladım ve gösterdiği ağaçlık alana doğru ilerledim peşimden geldi. Sanki daha önce asker görmemiş gibi ne yapacağını bilmez bir şekilde duruyordu. Nedense beni sinirlendiren bir şeye şu an gülesim geldi.
"Öğrencileriniz askeriye kapısı önünde oyun oynamaması gerektiğini bilmiyor muydu?" Diye sordum sertçe.
Üzerindeki kahverengi kazağı düzeltirken bakışları bana döndü.
"Okul bahçesi doluydu, ben çıkardım onları yola doğru. Bir hata arayacaksanız bende arayın yüzbaşı."
Benimle konuşma şekli bir kez daha şaşırmama neden olurken sinirlenmekle sakin konuşmak arasında gidip geldim. Ama o sanki hep böyle konuşuyormuş gibi sakince ağacın yanına gitti ve başını kaldırıp dalda duran topa baktı.
"Orada." Diye mırıldandı.
Dikkatimi ondan çekip başımı hafifçe kaldırdım ve daldaki topa baktım.
"Yenisini alın gitsin." Dedim bıkkınlıkla ve Atlas öğretmene baktım.
Kaşlarını çattı aniden. Sonra karşısında komutan olduğunu fark etmiş gibi ifadesini değiştirdi.
"Olmaz. O öğrencilerimin yaptığı bir proje, üzerinde resimler var."
Bir nefes verdim ve ani bir hareketle yanda duran dala basıp topu tek elimle tuttum ve aşağı geri atladım. Atlas, dudakları aralık bir şekilde bana bakıyordu. Etkilendiği gözlerinden belli olurken elimdeki beyaz renkli topa baktım.
"İngilizce yazıyor bunda." Kaşlarımı çattım.
"Evet?" Dedi umursamaz bir tavırla.
Tek kaşımı kaldırdım. "Ne öğretmenisin sen?"
"İngilizce." Elimdeki topu aldı bana sormadan. Hareketleri hala şaşırmama neden olurken gözlerime baktı.
"Teşekkür ederim, yüzbaşı." Dedi ve bir selam verip bana arkasını dönerek kapıya ilerledi.
Bir iki saniye kalakaldım. Hem cesareti hem de edebiyat hocası değil de yabancı dil hocası olması beni şaşkına çevirdi. Sonra ise çatık kaşlarla kapıya doğru ilerledim.
Atlas çoktan dışarı çıkmıştı ve yanındaki çocuklar sevinçle öğretmenlerine sarılmıştı. Atlasın bakışları bir kereliğine bana değdi ama sonra bakışlarını kaçırıp çocuklara geri döndü ve beraber okula ilerlediler.
Bir süre giden adama baktım.
—
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanacağız İkimizde / BxB /
Teen Fictionhayatı sert eğitimlerle geçmiş Yüzbaşı Atahan Dinçer ile doğu görevini küçücük bir köyde yapacak olan İngilizce öğretmeni Atlas Başaran'ın yolu bir yerde kesişir. ____ Yetişkin içerik ✔ Küfür, Cinsellik ve kişiyi olumsuz etkileyecek davranışlar ✔ İy...