16: Seçim Şansı

2.7K 138 25
                                    




Atlas

Yaklaşık on dakikadır sessiz bir şekilde resmen deştiğim akşam yemeğimin üzerinden iştahsız bir şekilde çatalımı gezdirmeye devam ettim.

Atahan beni tahmin ettiğim gibi kokoreç yemeye falan getirmemişti, aksine köyün oldukça ilerisinde hemen hemen şehre yakın bir lüks restorana getirmişti. Yolda normal havadan sudan konuşmak dışında ağzımı bile açmamıştım, Atahan'da buna ses etmemişti çünkü merakla benim ne diyeceğimi beklediğini biliyordum. Üstüme gitmiyordu ve sanırım onda en sevdiğim özellik de buydu. Yine de şu an gereksiz yere aşırı kavga edesim vardı.

"Atlas, sinirleniyorum."

Atahan'ın sert sesiyle on dakikadır baktığım tabağımdan gözlerimi hızla kaldırıp ona baktım.

"Ha?"

Bir nefes verdi ve çatalını kenara koydu. Normal bir ifade vardı yüzünde. Biraz düşünceli gibiydi sanki ama.

"Yemeğini mahvediyorsun, düzgün yesene şunu." Dedi tek dirseğini masaya yaslarken. Kendi tabağındakileri hemen hemen bitirmişti bile, ben aç olmama rağmen kendiminkine dokunmamıştım.

Önce ona sonra da tabağa baktım. Cidden yemekle oyun oynamıştım biraz ama yaptığım şeyleri inkar etme gibi bir huyum olduğu için gözlerimi devirip çatalımı bırakarak arkama yaslandım. Atahan'ın gözleri hala benim üzerimdeyken bende ona baktım. Bir süre sonra da bir yerden konuya girmem gerektiği için kendimi zorlayarak ağzımı açtım.

"Sözlün evime geldi."

Kaşlarını kaldırdı direkt olarak. "Öyle mi?"

Başımı salladım. "Evet. Bana sizin.. garip ilişkinizin nedenini anlattı." Dedim hafif alayla. "Tamamen mantık evliliği falan.."

Atahan sesimdeki alayı bariz bir şekilde hissettiği için kaşlarını hafifçe çattı ama sonra ifadesini düzeltip çatalını geri aldı eline. Sakince yemeğini yerken en azından bir şey demesi için onun yüzüne baktım ama o birkaç dakika sonra anca konuştu.

Acaba düşüncelerini benim için değiştiriyor muydu? Yani sanki ağzını her açışından önce iyice düşünüyor, beni kırmamak için farklı cümleler kuruyor gibiydi biraz. Bu da beni rahatsız etmemişti, aksine cidden beni kırmamak için savaşıyor gibiydi. Beni elinde tutmaya falan da çalışıyor olabilirdi ama hoşuma gitmişti.

"Gözde doğruları anlatmıştır sana." Dedi elinden çatalını bırakmadan. Gözleri bendeydi. Ben ise arkama yaslanmış, kollarımı göğsümde birleştirmiş bir şekilde onu izliyordum. "Aslında bende anlatırdım ama seninle kavga etmeden iki kelime konuşamıyoruz ki Atlas Öğretmen."

Hafifçe güldüm. "Kimin yüzünden acaba?"

Gözleri önce dudaklarıma, gülüşüme doğru kaydı. Sonra da tekrar bakışlarını bana doğru çevirdi.

"Hatalı olduğumu biliyorum. Ve haklısın. Ağzıma sıçsan haklısın Atlas. Eninde sonunda sözlü olduğumu öğrenirsin diye bir an önce sahip olmak istedim sana. Çok yanlış olduğunu biliyorum, elimde değildi. Daha önce kimseye karşı bu kadar büyük bir çekim hissetmedim ben Öğretmen."

Bir iki saniye sadece gözlerine baktım. İnsanların yalan söyleyip söylemediğini çok iyi anlayabilen biri olmama rağmen kararsız kalsam da içimden bir ses Atahan'ın bu sefer yalan söyleyecek bir gerekçesi olmadığını söylüyordu. Öyleydi de. Benden alacağı bir şey kalmamıştı. Bu yüzden onun lafını cevaplamadan biraz daha düşündüm. Bu olay artık normal bir şey değildi, vereceğim kararlar benim kişiliğimi beliriyordu, o noktaya gelmiştik artık.

Yanacağız İkimizde / BxB / Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin