17 3 0
                                    

♡

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Yazarın Anlatımıyla;

"Sence fazla mı ileri gittim?" diye arkadaşına sordu Buse.

Genç adamın son yazdıklarından sonra abarttığını düşünmeye başlamıştı.

Kalbini kırmak istememişti. Ama istemeden de olsa kalbini kırmıştı.

Bir taraftan ciddiye alamıyordu onu, diğer taraftan ise kalbini kırdığı için üzülüyordu. Kısacası kafası karışıktı.

"Bence tam yerinde yazmışsın." dedi Pınar. "Yok efenim seni seviyorum, yok kokunu merak ettim. Ebenin şeyi yani." diye devam etti.

Buse, Pınar'a boş boş bakmaya devam edince Pınar gözlerini devirdi.

"Yani aşkım diyorum ki sen onu tanımıyorsun, belki sapık, organ mafyası ya da akıl hastası bir psikopat. Bilemezsin ne olduğunu. Hem madem seni seviyor sana bunu yazmadan önce bi' düşünecek, ben bu kıza bunu dersem kız hakkımda ne düşünür diye sorgulayacak. Öyle her seni seviyorum diyene inansaydık ohoo işimiz işti valla."

Ne yapacağını bilemeyen Buse derince oflayıp avuç içlerini yüzüne bastırdı, hemen sonra geri çekti.

"Ay rimeli unuttum! Yüzüme gözüme bulaşmamış dimi?"

"Yok yok, bulaşmamış."

Buse, 'oh' deyip arkasına yaslandı. Stresten bayılmasa iyiydi.

Normalde ona bu tür mesaj atanları takmaz, hatta cevap bile vermezdi. Ama bu sefer cevap vermek istemişti. Nedenini o da bilmiyordu, sanki içinden biri onu dürtmüştü cevap yazsın diye.

Şimdi ise kafası karışıktı. Keşke cevap yazmasaydım diyordu.

Aralarındaki sessizlik uzayınca Pınar konuştu. "Ne yapacağını bilmiyor musun?" diye sordu arkadaşına.

Dokuzuncu sınıftan beri arkadaşlardı, yani neredeyse altı yıldır. Yeni eğitim öğretim yılında üniversite ikiye geçeceklerdi.
Aralarında yılların getirdiği bir bağ vardı. Birbirlerinin tek bir mimiği ile ne hissettiğini, ne düşündüğünü anlayacak kıvama gelmişlerdi.

Şuan Pınar, Buse'nin ne hissettiğini anlıyor, biliyordu. Buse ne yapacağını bilmiyordu, bu yüzden kafası karışıktı. Birde birinin kalbini kırdığını bilmenin burukluğu vardı üzerinde. Bu yüzden de üzgündü.

Buse, Pınar'ın sorusuna dudak büzüp kafasını onaylar anlamda salladı.

"Ay kızım bi' kendine gel! Bir erkek için, babam değilse, bu kadar düşünmeye değmez." Buse herhangi bir şey demeyince konuşmaya devam etti. "Sen bu çocuğa ben ne sorarsam cevap vereceksin demedin mi? Git soru sor ona, konuşun, çocuğu bir ay boyunca tanıyabileceğin kadar tanı. Bir ayın sonunda baktın buluşmak istemiyorsun, buluşmazsın. Eğer buluşmak istersende buluşursun. Kimse seni 'benimle buluş' diye zorlayamaz."

Pınar soluksuz konuştuğu için biraz nefeslendi ardından da soğuk kahvesinden bir-iki yudum aldı. O sırada Buse arkadaşına şaşkın şaşkın bakıyordu.

"Ama sapık, organ mafyası ya da psikopat olabilir demiştin."

Pınar kendisine şaşkın şaşkın bakan arkadaşına güldü. Bazen içinden Buse'nin ileri düzeyde, evet izleri düzeyde, saf olduğunu düşünüyordu. Buse'nin şimdiki hali ise bunu kanıtlar nitelikteydi.

"Aşkım seni buluşmaya tek başına göndermeyeceğim herhalde. Ben de seninle geleceğim, siz konuşurken arkadan sizi izlerim. Hem Arda'da gelir. O çocuk sorun çıkarırsa bir güzel döver onu."

Buse kafasını 'tamam' anlamında sallayıp etrafa bakmaya başladı. Pınar arkadaşının bu haline dayanamayıp tekrar güldü.

"Oy sudan çıkmış balık bakışlım benim. Şu tipe bak yaa!" deyip Buse'nin yanaklarını sıktı Pınar.

"Yani yazayım mı?" diye teyit etmek istercesine sordu Buse.

"Yaz bakalım tipini yediğimin."

Selam, merhaba, güle güle dhxhckjn

Ay yazmayı özlemişim haa

(Bölümü kontrol etmeden yayımlıyorum, yazım yanlışı görürseniz uyarın lütfen 💗)

Benimki | YARI TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin