" Hayır eşimle benim arama giremezsin. Bu benim evliliğim duydun mu beni baba! Benim evliliğim senin başarısız olan evliliklerin değil. Sana dayanamayıp terk eden annem sürtük ise bunun sebebi sensin. Ben annesiz büyüdüm ama benim çocuklarım ne bensiz nede Hong'suz büyümeyecekler! Oğlum ve kızımın tek yaşına dünyayı yakarım ben. Senin gibi karısı tarafından terk edilen adam oğlunu başkalarının yanında büyütürken iyiydi. Beni sen mi büyüttün! Hayır babaannem annemi ne zaman sorsam bana bağırışların kulaklarım da çınlıyordu. Sen misin mükemmel eş ve baba. Seni karın ve oğlun sevmedi. Sen baba ve eş olabildin mi!"
Sert bir tokat sesi yankılandı. Hongjoong gözlerini büyütürken elleriyle ağızını kapadı. Başı sağa düşmüş eşiyle göz göze gelince hemen ona doğru adımladı. Hwa'nın doğrulup tekrar babasına bakmasıyla Hong ikilinin arasına girdi.
" Bay Sehun durun lütfen. Bu gece burada sonlansın. San, Jongho babalarınızın toparlanmasına yardımcı olun."
Hong mütevazı bir şekilde kovmuştu. Öylece dikilmeye devam eden kişilerle Woo ve Mingi'ye baktı.
" Bay Sehun lütfen, bay Kai sizde lütfen çabuk olur musunuz?"
" Benim bu aşağılık oğlumla evli kalmaya devam mı edeceksin Hongjoong?"
Hong elini tuttuğu Hwa'ya dönüp baktı. Sadece gözleri artık kan çağına dönmüşken susmuş dolu gözlerle sadece babasını izliyordu. Eşinden gözlerini çekip Sehun'a baktı.
" Bu bizim aramızda. Üzgünüm sizi kavgalarımız ile rahatsız etmek istemezdik."
Başını ' öyle olsun ' dercesine sallayıp yanından çekip giden Sehun ile Kai ona anlayışla gülümseyip eşinin ardından gitmişti. San, Jongho, Wooyoung, Mingi ve Yeosang beşlisinin de hiç bir şey demeden evden çıkması üzerine hâlâ daha olduğu yerde dikilmiş duvara bakan Hwa'nın önüne geçti Hong.
" Seonghwa ağla hadi. Bana bak benimle birlikte ağlayabilirsin."
Bakışlarını yavaşça duvardan üstüne indiren eşiyle gülümsedi Hong. Dolu gözlerinden tek tek damlalar akıtan Hwa'nın dizlerinin üstüne çökmesiyle onunla birlikte o da karnının izin verdiği kadarıyla çöktü. Sırtını koltuğa yaslayan Hwa ile o da yasladı.
" Zor bir çocukluk geçirdin değil mi? Benim ikisi de yoktu. Yetimhanede büyüdüm beni çöpe bırakmışlar birde. Yetimhane müdürü öyle demişti."
" Neden babamla gitmedin. Sana sahip çıkardı boşardı bizi özgür olurdun. Ömür boyu sana dokunmamı bırak uzaktan bakmama bile izin vermezdi."
Eşine dönüp gözlerine bakarken onunda yaşları akmaya başladı. Zor kararlar her zaman panik ve huzursuz ortamlarda alınırdı. O da öyle yapmıştı.
" Seni bırakıp gidemedim, gidemiyorum Seonghwa. Senden nefret ediyorum, ama gidemiyorum. Nedenlerden biri oğlumun ve kızımın babasız büyümemesi. Ben büyüdüm bu çok kötü bir şey. Yanlış kararlar verdim. Sen büyüdün yanlış biri oldun."
" Ben yanlışım ve sende beni seçerek yanlış karar verdin. Annem bile beni sevmedi, babam bir kere olsun değer vermedi. Aslında benimde anne ve babam yoktu. Hiç bir zaman olmadılar. Annem paramı öğrenince oğlum dedi. Babam zaten başından beri boş."
Gülümseyen Hwa'nın ona dönmesiyle yutkundu. Hwa'nın eli yanağını bulurken baş parmağı ile yanağını okşayan eli tutup başını biraz daha avuç içine yasladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eyes Don't Lie / Seongjoong
Fanfiction.... Mpreg! Tamamen hayal ürünüdür! Gerçekle ilgisi yoktur! Yan karakterler ve shipler; ...