" Hadi uyu artık Hongjoong." Hong bebeğin odasına korumalara hastaneden döner dönmez koltuk taşıttırmıştı. Oğlunun yanında sabahlıyordu. Üç gündür kesik kesik uyuduğu üç saatlik uyku ile ayaktaydı. Şuan beşiğinde mışıl mışıl uyuyan oğlu başında ise dikilen Hwa vardı.
" Hadi güzelim bak telsizler de açık. Korkunun yenmek zorundasın kötü bir olaydı ve geçti güzelim. Böyle yaparak kimseye yararın olmuyor."
Hong derin bir nefes alıp verdi. Ayağa kalkınca gülümseyen eşinden gözlerini çekip oğluna baktı. Beşiğe eğilip minik burnu öpünce geri çekilip parmak uçlarıyla yürüyen Hwa ile sırıttı. Onun gibi o da parmak uçlarında yürüyüp odadan çıkınca sessizce kapıyı kapatıp yatak odasına geçtiler.
" Sonunda kollarımda uyuyorsun."
" Orada da yanındaydım Hwa. Hem ben dışarı çıktım ya o gün korumalara bir şey yapmadın değil mi? Onlarda Seojun öyle iken paniklediler hatta uyardılar ben itiraz ettim. Oğlumu bırakamazdım."
Belinde ki elin parmakları sırtında yavaş bir ritim oluştururken elini tutan el ise yüzük parmağında takılı olan yüzüğü okşuyordu.
" Anlıyorum Hong. Onlarla konuştum kısa ama ders çıkarıcı bir konuşmaydı. Sana gelince ise yumuşak davranmam sonucu bulduğun yüz. İnan o hastanede dediklerini unutmadım. Fakat oğlumuzun durumuna üzüldüğün için öfke kontrol sorunu yaşadığını düşüneceğim. Yoksa bu gece karanlıkta uyurdun."
Hongjoong uzun bir şekilde konuşan eşinin ardından yavaşça başını salladı. Ekstra üsteleyip bodrumda ki karanlık ardiye de uyumak daha doğrusu korkuyla sabahı sabah etmek istemiyordu. Karanlığı sevmezdi çünkü. Birde çıkıp oğluna bakamazdı.
" Midem bulanıyor." Hong hızla yataktan çıkıp banyoya koştu. Klozete içine iki üç lokmayı çıkarırken ardında Hwa sırtını okşuyordu. Hong klozetin kapağını kapatıp üstüne oturunca şifonu çekmişti.
" İyi misin güzelim?" Hong başını aşağı yukarı salladı. Kaç gündür uyku düzeni yoktu. Yediği iki lokma bir şeydi artık vücudu yeter demişti.
" İyiyim sadece sanırım dinlenmem gerek." Hwa eşinin beline kollarını sararken ayağa kalkmasına yardım edip musluğu açınca eline yüzüne su çarptı. Ağzını çarkalayan eşini bırakmadan köşede asılı olan havluyu alıp yüzünü kuruladı. Ardından Hong'u kucaklayıp banyodan çıkarınca yavaşça yatağa yatırdı.
" Yarın doktor çağıralım. Şimdi uyu benim halletmem gereken bir kaç bir şey var." Hongjoong üstüne örtülen yorgan ve alnına konan öpücükle gözlerini kapadı. Seonghwa ise sekreterini arayıp bütün işlerini iptal ettirdi. Ve kuzeni Mark'a yarın eve gelmesini yazmıştı. Yabancı bir doktoru Hong'un yanına sokmazdı.
Geri yatağa dönünce melekler misali uyuyan eşinin beline kollarını sarıp gözlerini kapadı. Kaç gündür endişe, stres ve korkudan ne yemiş ne içmişti sonuç buydu. O yüzden doktor şart diye anında karar vermişti. Şimdi ise derin bir uyku çekecekti.
~~~
" Mevsimsel geçiş rahatsızlığı gibi duruyor. Ama eğer devam ederse hastaneye gidin tahlil yapsınlar. Şimdilik vitamin ilaçları toparlar."
Hong eşinin kuzeni ve hemde doktor olan Mark'ın dedikleriyle başını salladı. Ardından oğlunun pıtı pıtı bahçeden salona girmesiyle Hwa da ardından girmişti. Hong hemen miniğini kucağına alıp otutturunca saçlarına öpücük kondurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eyes Don't Lie / Seongjoong
Fiksi Penggemar.... Mpreg! Tamamen hayal ürünüdür! Gerçekle ilgisi yoktur! Yan karakterler ve shipler; ...