-Bölüm 89: Secret Service & The Story-

7 3 0
                                    

~ 3 ay önce ~
Burkay'ın Evi

Ata ve Emre, meydana doğru yola çıktıklarında, Shade apartmana doğru elinde silahıyla yürümeye başladı. İçeri girdikten sonra apartmanın kapısını kapattı ve ilk daireye girmek için, dairenin dış kapısının kilidini ve menteşe yerlerini silahıyla unufak ederek içeri daldı. Dairedeki tüm odaları detaylıca aradıktan sonra bir şey bulamayınca ikinci, üçüncü ve dördüncü kata kadar aynı işlemi tekrarladı. Son kata geldiğinde ise şarjörünü yenileyip, bu dairenin dış kapısını da aştıktan sonra içeriye girdi. Önüne ilk çıkan oda olan salonda ellili yaşlarında iki yaşlı adamı düşünmeden ikişer mermide öldürdü. Bu acımasızlığı kaybetmeden önce mutfağa, ardından diğer odalara da baskınlar yaparak, koca evin son dairesinde toplanmış olan herkesi kurşundan geçirdi. Sekizinci leşini yere serdiğinde, silahını, asılı olduğu kayışa güvenerek, sırtından arkasına atıp, belinin iki yanındaki komando bıçaklarını çıkardı. Koridor üzerindeki son odaya ilerlediğinde karşısına kendi yaşlarında bir genç çıktı ve ikisi arasında kısa süreli geçen boğuşma, tahmin edileceği üzere Shade'in lehine ilerlemişti. Çocuğu delik deşik bir vaziyette orada bırakıp, Emirhan'ın ona vermiş olduğu gizli görevi yerine getirmişti. Bu göreve dair aralarında geçen diyalog da kısaca Emirhan'ın kaygıları temelinde ilerlemişti. Emirhan ona, artık Burkay'lardan geriye kalan hiçkimseye hiçbir zaman tam anlamıyla güvenemeyeceğini anlatmış, böylelikle masum olabilecekleri bir ihtimal de olsa onların da ölmesini tercih edeceğini söylemişti. Sonuç olarak masum olma ihtimalleri olsa bile tanımadığı hiçbir insanın canı, onun için yurttakilerin güvenliği kadar önemli değildi. Shade, Emirhan'ın bu ricasını kabul edip, onun bu pis işini, öldürdüğü son genç ile yerine getirmişti. Bu, ciddi bir karardı ve Shade, Emirhan'ın böyle güçlü ve ciddi bir karar alabilmiş olmasına saygı duymuştu.

Meydan / Şehir merkezi

Emirhan, Bahar'ın "kim bilir altı ay sonra nerde olu'caz" sorusunu düşünmek için gözlerini kapattığı ilk saniyelerden sonra harekete geçmek için tekrardan doğruldu ve son bir umutla savaşmak için tüfeğine sarıldığı vakit, şehrin iç kısmından, yani özel hastaneye giden yol üzerinden bir grup insanın, elinde tüfeklerle meydana doğru ilerlediğini gördü. Bu Aslan'dı. Aslan, Hulusi ve Ekrem'le birlikte Burkay'ın safına karşı ateş açmaya başladığı vakit, Ata ve Emre, Burkay'ı nihayet arkalamış ve onları Aslan ve diğerleriyle birlikte çapraz ateşe almışlardı. Saniyeler içerisinde tek başına kalan Burkay'dan önce ölen son kişi Arınç'tı. Emirhan ve diğerleri yavaş yavaş Burkay'ın üzerine doğru ilerlemeye başladıklarında Aslan, Arınç'ın göğüs kafesine elindeki mp5 tüfeği ile tam sekiz mermi saydırıp, onu yere yığmıştı. Emirhan, Aslan'a dönünce, Aslan ilk önce kendi silahını, ardından da kendi arkadaşlarının silahlarını indirterek onların yanına yürümeye devam etti. Burkay üç yönden de kıstırıldığını anlayınca eline, belindeki tabancasını alıp, silahı kafasına dayadı ve intihara kalkıştı. Ata buna izin vermemek için yürüdüğü esnada iki saniyeliğine duraksayıp nişan aldı ve Burkay'ın sağ elini tek mermiyle dağıttı. Arda, çok geçmeden, acıyla inlemeye başlayan Burkay'ı ensesinden tutup, meydanın ortasına savurdu. Burkay küfürler ederken karşısında Emirhan'ı görünce başını tekrar yere eğdi. Daha sonra Bahar, Emirhan'ın, kendi tabancasını ona uzattığını görünce, tabancayı eline aldı ve Burkay'ın önünde tek dizi üzerine eğildi. Tabancanın namlusunu onun çenesinin altından kafatasına bakacak şekilde dayadı ve yüzüne bakarak konuştu.

Bahar: Bu, Gülsüm için.

Bahar, acımadan kurşunu Burkay'ın beynine ateşledi ve bir mevzuyu daha böylelikle kapatmış oldular. Ardından herkes bir araya gelince Emirhan ve Ata, Aslan'a bakmaya başladılar. Ata, onun birkaç gün evvel yurtta karşı karşıya çatıştığı ve eskiden Burkay'ın safında olduğunu fark etti. Emirhan, bunu duyunca Aslan'ın üzerine yürüdü ve onu sorgulamaya başladı. Birkaç dakikalık bu sorgunun ardından Aslan, hâlâ kendisini onlara açıklamaya çalışıyordu.

Aslan: O gün bu adamı arkasından yaklaşıp bayıltan bendim. Bunu yapmadan önce de Burkay'ın emrindeki bi adamı bıçaklayarak öldürüp, sizin yurdun koridoruna bıraktım.
Emirhan: Sen miydin o elemanı öldüren?
Aslan: Evet. Bu adamı da mecbur bayılttım, yoksa Burkay'lar onu öldürmeden bırakmazlardı. O gece onlardan kaşla göz arası kurtulup, geri onların evine döndüm ve yanımda gördüğünüz bu çocukları yanıma aldım. Hemen ardındansa şehrin ikinci sığınağına doğru zorlu bir yola çıktım. Yerini biliyodum. Selim adında bi' çocuk var, hayatını kurtardığım bir başka arkadaşım. O da aylardır orda kalanlardanmış. Sonra oradaki halka sizleri anlattım. Sizinle olacağımızı herkese söyledim.
Emirhan: İsmin ne senin.
Aslan: Aslan.
Emirhan: Bana tüm hikayeni anlat Aslan. Tümünü.

FAM 1: Gather RoundHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin