-9-

225 46 92
                                    

Yemek boyunca Jisung'un bacağında durdu Minho'nun eli. Jisung zar zor yemeğini yedi çünkü çok dikkat dağıtıcı bir unsur vardı yanında, tam da bacağının üstünde.

Herkes yemekten kalkmış masada Minho ve Jisung kalır kalmaz Minho masadan kalkmış ve Jisung'u kolundan tutarak bir yere doğru götürüyordu. Jisung ise sadece kolundan çeken ele odaklıydı. Nereye gittiği önemli değildi ya da ne olacağı. O kolundaki elin çekiciliğiyle ilgileniyordu sadece.

Gözlerini damarlı elden ayıramadı. Kalın parmakları içinde hayal etti. Minho onu inletirken, içine döllerini, yavrularını bırakırken.

İçindeki kurt bu düşünceyle yerinde duramamış heyecanla hareket etmeye başlamıştı. Ayrıca Jisung'un da kurtundan pek farkı yoktu. Onun da heyecanla deliği kaşınmış, Minho'ya yavru verdiğini düşününce çok heyecanlanmıştı.

Gözlerini Minho'nun elinden çektiğinde ilk işi kendine gelmeye çalışmak oldu. Kendine gelir gelmez bir odada buldu kendini. Sarayın bitmez odalarından birinde. Minho kolunu bırakmış bu sefer bileğinden çekmişti onu.

Bedenleri karşılıklı duruyordu şimdi. Jisung'un cılız, bastırmakta oldukça zorlandığı, tam başaramadığı, feromonlarının kokusu harici hiç bir hareketlilik yoktu odada.

Minho gözlerini Jisung'a kitlemiş, bu omeganın neden bu kadar güzel olduğunu sorguluyordu. Elleri usulca küçüğünün ince beline yerleşti. Jisung kıpkırmızıydı, moraracaktı yakında. Etkilendiği alfanın, alfasının ona hissettirdiği duygular eşsizdi.

Jisung her ne kadar farkında olmasa bile aşık olmak üzereydi karşısındaki alfaya, Minho hakkında konuşursak, Minho kendini Jisung'un tehlikeli sularına atmıştı bile. Ne yelek takmıştı, ne de can simiti. Kendini geri tutamıyordu artık. Arzuları, hissettikleri önüne geçiyordu mantığının.

Alfa sivri burnunu omeganın yanağında gezdirdi, tenini koklarken dudakları küçüğünün tenine değerek konuştu, "Çok, çok güzelsin. Kendimden sakınmak isteyeceğim kadar." Omeganın belindeki elleri sıkılaştı, ikisininde kalbi küt küt atıyordu. Omega uzun zamandır tuttuğu feromonlarını saldı. Alfa omegasının teninde zorla aldığı kokuyla etrafı sarılınca, feromon bezlerinin olduğu yere koydu başını.

Omeganın feromonlarını koklarken kendi de feromonlarını salmaya başladı, istemsizce. Omeganın heyecanlı feromonlarına karşılık kendi feromonları tamamen arzu doluydu alfanın. Omega aldığı feromonlarla kendi kasıklarını alfanınkine doğru yuvarladı. Yaptığının farkına Minho onun boynunu hafifçe ısırdığında vardı.

Kendini geri çekmeye çalıştı omega, fakat alfa izin vermedi buna. Daha sıkı sardı kollarını minik bedene. Islak öpücükler ve minik ısırıklarıyla titretti omegasının bedenini. Arzu doluydu, tamamen.

Kapıya arkası dönüktü omeganın, bir anda açılan kapıyla yerinde sıçradı. Alfa sinirle kapıdaki betaya döndü. "Efendim eski eşiniz, Lia geri döndü! Şu anlık mahzene-" Dedi beta. Jisung hızla ayrıldı Minho'nun bedeninden. Minho yumruklarını sıktı, kan beynine sıçramıştı. "Tamam yürü gidelim." Dedi Minho betanın sözünü keserek ve Jisung'a bakmadan odadan çıktı.

Jisung arkasında kalakalmıştı. Hem anın şokuyla hem de duyduğuyla. Minho'nun eski eşi mi vardı?

—————————

Minho betayı takip ederken düşünüyordu. Ne yapacaktı? Lia neden dönmüştü? Hangi yüzle dönmüştü?

Lee Minho'nun dayanamadığı iki şey vardı. 'Yalan ve İhanet'

Güveni defalarca kez sarsılmıştı ve kökü geçmişe dayanan güven sorunu vardı. Jisung'a karşı çok fazla olmasa da. Jisung kasabadan gelen sıradan bir omegaydı. Kendisine ihanet etmezdi, yani o öyle düşünüyordu. Çünkü ona düzgün bir yuva vermiş, mevkisini yükseltmişti, konforunu da arttırmıştı. Han Jisung kendisine neden ihanet etsin ki?

The Best|MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin