4

74 3 4
                                    

Hafta sonu işlerim olmasına rağmen evden çıkamadım ve her ne kadar dışarı baksam da onu hiç görmedim. Pazartesi olduğunda sabah okula gelmem gerekenden çok erken geldim çünkü Serkan'ın okula erken geldiğini biliyordum ve kalktığımda onunla karşılaşmak istememiştim, cuma günü onu düşünerek yaptığım şeyin utancıyla zaten kendime kızıyordum.

1 saat sonra okula gelmeye başladılar ve Sevgi'nin de geldiğini görünce hemen çekiştirerek yanıma oturmasını sağladım. Yaşadığım şeyleri ona anlatmam gerekiyordu.
"Işıl sabah sabah ne oluyor sana hem niye erken geldin?"
"Sevgi bir şey oldu."
"Ne ?"
Direk olarak nasıl söyleyecektim ?
Ben aramızda bir şey olmadığını söylesem de Sevgi öyle düşünmüyordu o yüzden şimdi 20 saat konuşacağına emindim.
"Hani sizi evinize bırakmıştık ya cuma günü."
"Eee?"
"Ondan sonra-"
"Öpüştünüz mü?!"

Sevginin bağırmasıyla elimle ağzını kapattım.
"Ne hayvan gibi bağırıyorsun, öpüşmedik."
Hayal kırıklığına uğramış gibi elimi çekti ve konuştu.
"Işıl öpüşmediyseniz ne o zaman insan bulmuşken öper çocuk tam senin tipin ayrıca senden hoşlanıyor. Sen de sütten çıkmış ak kaşık değilsin, öp gitsin!"
"Sevgi ne saçmalıyorsun Allah aşkına dur anlatacağım şimdi sana ne olduğunu."
Sevgiyle sırayla anlattım. Yağmurda dans edişimizi, bana güzelim demesini, beni uyarmasını...

"Şimdi diyorsun ki biz ilk yağmurda dans ettik ve senin gıcık dediğin adam seninle dans etmek istedi, sonra sana güzelim dedi, sonra bana çocuk deme yoksa olmadığımı öğrenirsin dedi?"
Başımı onaylarcasına salladım.
"Kızım aşık olmuş bu sana sen de mal gibi kaçmışsın çocuktan. Bu yüzden bu kadar erken geldin değil mi?"
"Sevgi ne aşkı bir haftada delirme istersen."
"Ay Işıl dur dur sana ne anlatacağım az kalsın unutuyordum."

Sevgi bir şey anlatacakken Serkan içeri girdi. Hem de yanında Behlül ve Yunus vardı, bir şeyler konuşup gülüyorlardı. Bir anda ne kadar şoke olunabiliyorsa o kadar olmuştum. Bizi görünce selam verdiler. Yunus bizle uğraşmak ister gibi yanımıza geldi.
"Hanımlar bugün erkenciyiz hele her şeye son dakika yetişen Işıl hanım böyle erken teşrif eder miydin sen?"
"Yunus mal gibi konuşmayı bırakta gel benimle bakayım."
Yunus'u sınıftan çıkarırken göz ucuyla Serkan'a baktım Behlül ile bir şeyler konuşuyorlardı. Sınıftan çıktıktan sonra koridorun en uç köşesine gittik.

"Daha bir hafta önce nasıl biri bu demiyor muydunuz? Şimdi kanka olmuşsunuz bakıyorum."
"Öyle deme Işıl cidden iyi biri sınıfta gıcık olduğunu düşünüyorduk evet ama hafta sonu işlerde bize çok yardım etti."
"Yük taşımada mı ?"
"Evet cumartesi günü Behlül ve ben yine her zamanki gibi işe gidiyorduk ve senin evinin önünden geçiyoruz hep biliyorsun. Sana uğrayalım diye düşündük ama sonra Serkan'ın sizin alt kattan çıktığını gördük."
"Yunus bak yanlış anlamayın o öyle değil."
"Işıl cidden çok takıyorsun kafaya neyini yanlış anlayalım yavrum zaten Serkan bizi görünce selam verdi biz şaşkındık ama sorduk ne oluyor diye o da her şeyi anlattı."

"Bu hala neden sizinle işe geldiğini açıklamıyor."
Yunus gözünü devirerek konuşmaya devam etti.
"Sonra nereye gittiğimizi sordu biz de hafta sonları çalıştığımızı söyledik. Sıkıldığını ve gelmek istediğini söyleyince tamam dedik ve beraber gittik."
"Peki-"
"Dur dur. Asıl şeyi söylemedim. Kızım adamın fiziği çok güzel yani kadın olsam ilk ona yavşarım bir ara yük taşımaktan sıcakladım dedi ve tişörtünü çıkardı yani yok böyle bir şey."
"Benim bilmediğim başka bir yönelimin mi var?"
"Hayır Işıl ben kadın seviyorum ama diyorum ya- aman neyse işte."
Zil çalınca sınıfa gittik ve hiçbir şey çalışamayacağımı bilerek derse girdim.

My Dearest RivalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin