Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
•••
Lexi Argent'ın anlatımı;
Lanet olası eldivenlerimi takıp odamdan çıktım. Aşağıda Allison ve babam beni bekliyordu. Hızla merdivenlerden inip onların yanına gittim. "Hazırsan çıkalım?" Diye babam sorduğunda kafamı salladım ve evden çıktık.
Arabaya bindiğimizde Allison arkada, ben ve babam ise öndeydik. Babam arabayı çalıştırdığında Allison konuşmaya başladı. "Baba, bence ablam bizi okula götürebilir. Sen neden geliyorsunki?" Diye sorduğunda bende babama döndüm.
Babam ilk baş bana sonrada Allison'a baktı. "Ablanın işlem kaydını yapmam lazımda ondan." Dediğinde babam Allison kafasını sallayıp arkasına yaslandı. Allison saf olabilir ama ben değildim. Babamın ne için geldiğini anlamıştım.
Kaydımı bahane edip bizi okula götürecekti ve okuldan çıktığından ise beni tüm gün izleyecekti. "Buna gerek yok." Dediğimde babam bana baktı. Daha arabayı çalıştırmamıştı bile. "Allison'ı ben götürürüm. Hem kaydımın yapıldığını biliyorum, yani oraya kadar boşuna gelmene gerek yok." Dedim.
Babam önce gözlerime baktı sonra ise arakada oturan Allison'a baktı. Allison'a gülümsedikten sonra arabanın kapısını açtı ve çıktı. "Bu seferlik benden kurtuldunuz." Dediğinde Allison'la gülmüştük.
Hemen sürücü koltuğuna oturdum ve arabayı çalıştırıp sürmeye başladım. "Şimdi bana yolu tarif etmen gerek, Allison." Dediğimde Allison bana yolu tarif etti. Yaklaşık 10 dakika sonra okula varmıştık.
Arabadan indiğimizde Allison koluma girdi ve bana gülümsedi. Gülümsemesini her zaman çok sevmiştim. "On sekiz yaşındayım tamam mı? Yirmi iki değil." Dediğimde Allison kahkaha attı. "Peki, peki." Dediğinde kahkahası kıkırtıya dönüştü.
İkimizde gülerek okulun içine girdiğimizde Allison beni çekiştirerek bir yere götürdü. Kantin? "Ne işimiz var burada?" Diye sorduğumda bana cevap vermedi. Sadece gülümsedi.
İnsanların etrafından geçerek karşıdaki masaya doğru gitti. Bende arkasından gidiyordum. Masaya baktığım bir kaç kişi vardı masada. 'Sanırım arkadaşları.' Diye düşündüm. Allison bana oturduğunda gözler bize dönmüştü. Bende Allison'ın yanına oturunca hepsi bana baktı.
"Bu ablam. Bizim okula nakilini aldık." Dediğinde Allison hepsi şaşırmıştı. "Ablan mı vardı?" Diye kızıl saçlı bir kız sorduğunda Allison gülümseyerek kafasını salladı. "Merhaba. Ben Lexi, Lexi Argent." Dedim.
"Memnun olduk." Dedi kızıl saçlı kız heyecanla ve hepsi kendini tanıttı. "Eldivenlerin çok güzelmiş." Dedi Lydia gülümseyerek. Biraz tedirgin oldum ama bende gülümsedim ve teşekkür ettim.
Zil çaldığında hepimiz sınıflarımıza gittik. Şansıma Scott ve Stiles'la aynı sınıfa düşmüştük. Dersin matematik olduğunu duyunca başımdan aşağıya kaynar sular dökülmüş gibi hissettim. Oldum olası matematikten nefret ediyorum ama matematik dersim bir şekilde iyi...
Çok ironik bu durum. Hoca benim yeni olduğumu anlayınca kalkıp kendimi tanıtmamı istedi. "Lexi Argent." Dedim ve yerime oturdum. Öğretmen bana tuhaf bir şekilde baktı ama sonrasında dersine döndü.
Kısa ve öz olmaya her zaman önem veren bir insanımdır. "Şimdi tahtaya sorular yazacağım ve listeden rastgele seçip kaldıracağım." Dediğinde hoca, herkes ofladı. "Sessiz olun!" Diye bağırdığında hoca, herkes susmuştu.
Tahtaya en az on tane soru yazınca yerine oturdu ve liste sırasından kaldırdı. Bazıları doğru yapıyordu bazıları ise yanlış. En son kişiye geldiğinde kararsız gibi duruyordu. 'İyiki listede yokum.' Diye içimden geçirirken hocanın benim adımı söylediğini duydum.
"Listede yoksun ama ben seni kaldırmak istiyorum ve teneffüste müdürün yanına gidip yeni bir liste iste." Dediğinde oflayarak yerimden kalktım ve soruya baktım.
Biraz soruyla bakıştığımda hoca alayla gülmüştü. "O kadar da zor değil." Dediğinde kaşlarımı çattım ve hocaya ve önümdeki soruyu hızla çözmeye başladım. O kadar hızlı yazıyordumki hoca şaşırmıştı.
Tebeşiri yerine bırakıp elimi silkeledim ve hocaya gülümsedikten sonra yerime oturdum. "Aferin kızım." Dediğinde yine gülümsedim.
👾👾👾
Zil sonunda çaldığında hızla sıramdan kalkıp müdürün odasına doğru gidiyordum ki birisine çarpana kadar...
Keşke kafamı kalmamış olsaydım. Keşke... lanet olsunki yeniden karşıma çıkmıştı. Hem bu benle aynı yaşta neden hala okula gidiyorki?
"Bak bak, bak. Burada kimler varmış böyle." Dediğinde pis pis sırıtıyordu arkadaşları. "Ne var?" Dediğimde güldü. "Sadece eski sevgilimi burada görmek beni şaşırttı." Dediğinde kendimi ağlamamak için zor tutmuştum.
"Rahat bırak beni." Diyip yanından geçmek istedim fakat o kolumu tuttu. "Aklınca sıra okula gelip kardeşini koruyacaksın ha?" Dediğinde şaşkınca ona baktım. "Git oruspu sevgilinin yanına!" Diye bağırarak onu iteklediğimde sinir olmuştu.
Yanından geçip müdürün odasına giderken gözyaşlarımın akmak üzerene olduğunu anladım. Az önce karşılaştığım kişi eski sevgilimdi. Jack Wilson. Yaklaşık iki yıl boyunca çıktık onunla ve ayrılmamızın sebebi ise başka kadınlarla yatmış olmasıydı.
Resmen benimle sevgiliyken en az on tane kadınla yatmıştır, şerefsiz. Gözyaşlarımın akmasına izin vermeden geri gönderdim ve müdürün odasına girdim.
👾👾👾
Jack Wilson
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
