Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
I love you, and it's killing me.
•••
Üç gün sonra
Okullar tatil olmuştu. İki hafta boyunca. Hepsi tekrar Argent'ların evinde toplandılar. Lexi gözlerini Derek'ten çekmiyordu, Derek ise ona bakmamak için direniyordu.
En son Lexi pes edip önüne döndü. Derek onu öptükten sonra üç gün boyunca onunla göz göze bile gelmemişti, konuşmamıştı bile.
Lexi, Derek'in neden böyle yaptığını anlamamıştı. 'Ona aşık olmak resmen bir ölümdü' diye düşünmeden edemedi, Lexi.
'Onu sevmek beni öldürüyordu' Lexi, Derek hakkında olan düşüncelerine hakim olamıyordu. Derek'in onu öptükten sonra üç gün boyunca yüzüne bakmaması onu öldürüyordu.
Lexi, olanları Allison'a anlattıktan sonra Allison bile şok olmuştu. Derek'in birden Lexi'yi öpmesi üstüne üstlük üç gün konuşmaması onunda tuhafına gitmişti.
Stiles sonunda ortamdaki sessizliği bozmuştu. "Ee ne yapacağız şimdi?" Dediğinde herkesin dikkati ona kesilmişti.
"Ben bir araştırma yaptım." Lexi konuştuğunda bu sefer hepsi ona bakmıştı. Lexi, Derek ona bakıyor mu diye baktığında göz göze geldiklerinde biraz da olsa sevinmişti.
"Ne buldun?" Scott merakla sorduğunda, Lexi kıkırdadı ve konuşmaya başladı. "Nogitsune, asıl adı ile Void. Tamı tamına bin yaşında ve kaostan besleniyor. Kaos olan ortam onu güçlendiriyormuş." Lexi hepsine tek tek baktığında hepsi ona çatık kaşlarla bakıyordu.
"Kaos dediğim öyle bağırmak çağırmak falan değil. Ölüm ve acı." Hepsi dehşete düşmüş bir şekilde birbirlerine bakıyordu.
"Yani ölüm ve acı onu güçlendiriyorsa bunu ona göstermemeli miyiz demek istiyorsun?" Stiles bu sefer konuştuğunda, Lexi onu kafasıyla onayladı.
"Bıktım ben bu işlerden ya!" Allison bıkkınca konuştu. "İnanmayacaksın ama bende." Derek'te onu onayladığında hepsi tekrar gülmüştü.
Başlarında onca dert olmasına rağmen hala gülebiliyor olmaları çok güzeldi. Ama gülmeleri uzun sürebilecek mi? Bilemeyiz.
Belkide bir daha asla yüzleri gülemeyecekti...
👾👾
Lexi sonunda dayanamayıp ayağıya kalktı. Hepsi Lexi'ye baktığında Lexi, Derek'in elinden tutup onu kaldırmıştı. Derek ona anlamsız gözlerle baktığında Lexi ona bir şey demedi ve elinden daha sıkı tutup odasına çıkardı.
"Ne oluyor be?" Stiles anlamsızca sorunca Lydia ve Allison gülmüştü. "Sanırım bir çift daha olacak grupta." Lydia imalı bir şekilde konuştuğunda Scott ve Stiles gözlerini kocaman açmıştı.
Saniyeler sonra Stiles kahkaha atmaya başladığında hepsi gülmüştü. Bu sırada Lexi, Derek'i odaya sokup kapıyı kapatıp kilitlemişti. Lexi önüne döndüğünde Derek'i dibinde görmesi onu birazda olsa heyecanlandırmıştı.
"Neden beni buraya getirdin?" Derek, Lexi'ye biraz daha yaklaşırken sordu. "Neden beni öptükten sonra üç gün boyunca yüzüme bile bakmadın?" Lexi bunu sorunca Derek gülmüştü.
"Bunu neden merak ediyorsun?" Bu sefer Derek sorunca Lexi sinirle soludu. "Çünkü seni seviyorum, aptal!" Lexi sinirle haykırdığında Derek şaşırmıştı.
Kızdan böyle bir şey beklemiyordu. "Lanet olsun ki seni seviyorum! Ve bu beni öldürüyor! Beni görmezden gelmen, yüzüme bakmaman ve konuşmaman! Beni öldürüyor!" Kız cümlelerine devam ettiğinde Derek yutkunmuştu.
Derek, Kate Argent'tan sonra kız işlerini bırakmıştı, ama yalan yok Lexi'yi gördüğü anda ona tutulmuştu. Derek bile bunu kendine inandıramazken Lexi buna inanmıştı.
"Eğer beni sevmiyorsan anlarım-" kızın lafının yarıda kalmasının sebebi dudaklarının üstündeki dudaklardı. Kız gözlerini kocaman açmış karşısında onu öpen Derek'e bakıyordu.
Şaşkınlığını bir kenara atıp Derek'in yanaklarından tutup öpücüğüne karşılık vermişti. İkiside birbirlerini tutkuyla öpüyordu.
Derek, kızın belinden tutup kendisine daha çok yaklaştırırken bir yandanda dilini kızın açık kalan ağzının içine sokmuştu.
Hala tutkuyla öpüşürlerken kapı çalmıştı. "Yaşıyor musunuz?" Kapının arkasından Allison konuşmuştu. İkili onu takmayarak öpüşmeye devam etti.
Kapı zorlandığında Lexi zar zor Derek'ten ayrıldı. Derek'te kız gibi nefes nefese kalmıştı. Derek gözlerini kızın yüzünde gezdirdiğinde dudaklarına sırıtma gelmişti.
Kızın kızarmış dolgun dudakları, kızarmış yanakları ve dağılmış ifadesi onu baştan çıkarmaya yaramıştı bile. Lexi ondan ayrılıp kapıyı açtığında Allison'ın yanında geçip koşarak banyoya gitti.
Allison imalı bir şekilde Derek'e baktığında Derek'te onun yanından geçip son anda kapıyı kapatmakta olan Lexi'nin girdiği banyoya girmişti.
Allison ikilinin arkasından şaşkınca baktıktan sonra eliyle ağzını kapatıp gülmüştü. Hemen aşağıya inip diğerlerine ikisinin öpüştüğünü söylemişti.
Allison bunu nerden anladı? Tabi ki de kızın ve Derek'in kızarmış dudaklarından anlamıştı.
"Neden girdin!?" Lexi şaşkın bir şekilde konuşurken Derek onun kollarından tutup kapıya yasladı. "Az önce sadece sen konuştun. Şimdi ise ben konuşacağım." Dedi Derek ve kızın belinden tuttu.
"Aslında bende seni seviyorum. Hatta ilk gördüğüm andan beri. Sadece bunu kendime inandıramadım. Seni gerçekten çok seviyorum. Bu sözler bana göre değil ama bu sözlerini hak ediyorsun." Dedi Derek ve kızın alnından öptü.
Kız Derek'e büyüleyici gözleri ile baktığında Derek kızın tatlılığına güldü ve dudaklarına buse kondurup kızı kapıdan çekti. Kapıyı açıp çıktığında kız, Derek'te onun arkasından çıktı.
İkili aşağıya indiği gibi diğerleri bağırmaya başladı. "Hayırlı olsun şerefsizler!" Stiles öyle bağırınca hepsi kahkahalara boğulmuştu.
Hatta hepsinin en son hatırladıkları şey Lydia ve Lexi gülerken beraber birbirlerine tutunup yere düşmeleriydi.
