8.Bölüm

32 5 2
                                    

**
Marco'nun geçmişinden (2/2)

Kiril başıyla onayladıktan sonra, demir kapıyı hızlıca tekmeledim. Yüksek sesle yankılandı geriye çarpan demir kapı. Ani bir refleksle siper aldım. Kapıyı açtığım anda ateş altında kalabilirdim. Buna rağmen, çıkardığımız yüksek ses dışında içeriden tek bir çıt gelmiyordu.

Silahımla nişan alarak hızlıca içeriye kısa bir bakış attım. Görünürde kimse yoktu. İçerisi tam anlamıyla boştu.

Kiril dikkatlice beni izliyordu. Elimle ilerleyeceğimi işaret ettim ve kapıdan içeriye girdim. Kiril' de mesafesini koruyarak beni takip etmeye başladı.

İçeride dikkatlice attığımız birkaç tur sonunda kimsenin burada olmadığına kanaat getirdim.

"Yanlış depo mu?" dedim, Kiril'e bakarak.
Başını olumsuz anlamında salladı. "Bu yol üzerinde gidebilecekleri başka bir yer yok."

"Ee, bu depoda da şu televizyondan başka bir şey yok. Ne yapacağız? Bir yere pusmuş olmasınlar bunlar? Ne olur ne olmaz, gidip dışarıyı kontrol edeceğim sen burada bekle," dedim, arkamı dönüp yürürken.
Birkaç adımdan sonra Kiril'in seslenmesiyle durdum.

"M-marco? B-bunu görsen iyi olur!" dedi titreyen sesiyle. Arkamı dönüp baktığımda neden böyle davrandığını anlamıştım.

Deponun ortasındaki televizyon artık çalışıyordu, ve ekranda gördüğüm şey beni hiç memnun etmemişti.
Yüksek sesle küfürler savurdum ekrana bakarken.

Kızlar gözleri ve elleri bağlı bir şekilde hareketsiz oturuyordu.
Sanırım baygınlar. Video kaydı mı, yoksa canlı mı?

"Seni şerefsiz nerdesin söyle, kendi aramızda halledelim bunu! Sivilleri bu işe bulaştırma!"
Avazım çıktığı kadar bağırıyordum belki beni duyar diye.
Ne yapacağım, ne yapabilirim? Ya benim yüzümden onlara bir zarar gelirse!

Kadraja giren maskeli adam elindeki silahı sallayarak konuşmaya başladı. "Dostum Marco! Nasılsın ha, iyi misin? Açıkcası burdan çok iyi görünüyorsun. Kızların seni böyle görememesi ne kadar da üzücü, ama yapabilecek bir şey yok!"

Bu kancık beni nereden görüyor. Hızla etrafıma bakıp kamerayı aradım.

"Ha ha... Şuna da bak, nasıl kıvranıyor telaşla. Buradayım yavrum, yukarıya kaldır başını!" dedi, iğrendirici ses tonuyla gülerek.

Talimatlarını takip ederek yukarıya baktığımda kameranın çatıya kurulmuş olduğunu fark ettim.

Elimdeki silahı kameraya doğrultarak, "Kaltaklık yapma şerefsiz! Kızların bu olanlarla bir alakası yok! Korkaklık yapmayı bırak da yanıma gel!" dedim.

Ne yapabilirim, bu işin içinden nasıl çıkacağım?

"Kiril, bulabilir misin?" dedim, öfkeyle dişlerimi sıkarken.
"Zaman lazım!" dedi, cevap vererek.

Yüksek bir kahkaha sesi yükseldi televizyondan.
"Boşuna uğraşmayın o kadar vaktiniz olmayacak. Siz burayı bulup gelene kadar çoktan onları öldürmüş olacağım. O yüzden arkanda bulunan sandalyelerden birini çekip otur ve onların son anına tanık ol!"

Kör KuzgunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin