BEOMGYU
Düğünümüzün olacağı büyük salona girmeden önce kapının önünde prens taehyun'u gördüm, üzerindeki siyah damatlık ona o kadar yakışmıştı ki bir kere daha midemdeki kelebekler uçuştu. Ceketimin ucunu sıktığım elimi tuttu ve koluna koydu
"çok güzel olmuşsun ancak şiş gözlerin güzelliğini gölgeliyor"
"özür dilerim, ne yapsam şişlik inmedi" dedim gözlerimi ovarak
"bugünden itibaren iyi bir eş olacağım ve ağlamadığından emin olacağım beomgyu, asıl ben özür dilerim"
"sorun değil prensim"
Bir şey daha diyecekken prens kai'den gelen bir işaretle dikleşti, benim yere bakan yüzümü de çenemden tutarak nazikçe kaldırdı. Nikahımızı kıyacak kişiye doğru ilerlerken bir ara prens taehyun'un gözlerinin bir yere takıldığını gördüm ve o yöne baktım, çok güzel bir kadın oturuyordu. Muhtemelen bahsedilen kişiydi, eşim olacak prensin büyük aşkıydı. Buruk bir gülümsemeyle önüme döndüm
"ülkemizin güçlü ve kudretli prensi kang taehyun, güzelliğiyle tabiat anayı kıskandıran choi beomgyu'u eşin olarak kabul ediyor musun?"
"ediyorum" dedi ellerimi sıkarak
Sanırım şuan sinirliydi
"sen güzeller güzeli choi beomgyu, kudretli prensimiz kang taehyun'u eşin olarak kabul edioyr musun?"
Cevap vermeden önce salona döndüm, prens kai ve bugün için köyden getirtilen tek dostum yeonjun kafalarını hayır de anlamında sallıyorlardı. Ardından bakışlarımı o kadına çevirdim, öfkesi bakışlarından okunuyordu, bakışlarım en son kraliçeyle kesiştiğinde prens taehyun'a döndüm
"evet" dedim
O an fark etmeden gözümden bir damla yaş düştü yere, böyle mi hayal etmiştim düğün günümü, bir başkasının hakkı olan yerde dururken mi hayal etmiştim düğünümü?
"Ben de sizleri tanrının huzurunda eş kılıyorum" dedi adam
Prens taehyun eğildi ve dudaklarını alnıma bastırdı, midemde oynayan kelebekler şimdi bulantıya dönüşmüştü. Neden bu durumdaydım, beni koruyan bir ailem olsaydı gene bu durumda olur muydum?"
"ağlama sakın" diye fısıldadı prens geri çekilmeden
Tekrar elimi tuttu ve sahte bir gülümsemeyle konuklara doğur ilerledi, beni akrabalarına tanıttı. Yüzümdeki sahte gülümseme içeri giren görevli ile son buldu, görevli kanlar içinde yere yığıldı
"affedin kralım, o güçlü kadını biraz daha tutamadık" dedi ve gözleri kapandı
O kadın korkuyla gelip prensin arkasına sığındı, prens kai ve yeonjun beni arkasına aldığında gözyaşlarım artık daha fazla direnemedi. Prens sinirle bana baktığında yutkundum ve kafamı yeonjun'un sırtına gömdüm
"şuan bile mi?" diye sordu prens kai
"ah eski dostlarım, beni bu kadar özenle beklediğinizi bilsem işlerimi daha erken bitirmeye çalışırdım" dedi içeri giren bir kadın
"bu o, brianna" dedi kai bana bakarak
"görüşmeyeli nasılsınız beomgyucuğum?" diye sordu haruto bir anda yanımda belirerek
"haruto, korkutuyorsun" dedi kai
"ahh, özür dilerim beomcum ama korkmana hiç gerek yok. Bu sen ve eşinin işine gelecek"
Brianna önünde serili olan ölü bedenin üstünden geçerken kaşları çatık ve çenesi dikti, sonunda sahneye çıktı ve salona döndü
"yıllar önce ablamı ve yeğenimi kaybettiğimde onların intikamını alacağıma söz verdim, ve şimdi onca yıl sonra intikamımı tamamlayacağım. Bu aptal ülkenin kral ve kraliçesinin yıkılışına sebep olacağım"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lanetli prens
FanfictionKrallığın lanetli prensi kang taehyun'a evlenmesi için bir köylü getirtilir ancak kimse o köylünün sonlarını getireceğini bilmez...