2. Bölüm: Spor Salonu

22 5 2
                                    

Merhaba yeni bölüm geldi, bu bölüm biraz duygusal olacak. Yukarıya bıraktığım şarkı ile okumayı unutmayın...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Ölümden korkmak nedir bilir misiniz? Daha doğrusu ölmelerinden korkmak. Biz buna ne adını veriyoruz? Cevabını sizden istiyorum. Zaman su gibi akıp geçiyor, kıyamete yaklaşıyoruz yavaş yavaş. Kıyamet yaşanıyor şu anda bu dünyada, kurtulmaya çalışıyorlar el kadar çocuklar. Hayatın değerini bilin. Yakınlarınızın, sevdiklerinizin, Ailenizin her şeyin kıymetini bilin.

Hepimiz bir tarafa oturmuş, telefonun çalmasını bekliyorduk. Aradan 10-15 dakika geçtikten sonra telefon çalmaya başladı, hepimiz heycanla telefonun başına toplandık. İklim telefonu elime alıp aramayı açtı. "Alo..." Dedi İklim. Bir kaç saniye sonra tekrar konuştu. "Tamam açıyoruz kapıyı." İklim bana kapıyı açın dercesine baktı, hemen yerdeki anahtarı alıp kapıyı açtım. Yağmuru görememiştim Elif hemen koşup Egeye sarıldı. Şuan onlar umrumda değildi, gözlerim Yağmur'u arıyordu. Efe'ye döndüm ve "Yağmur nerde?" dedim. Efe'nin biraz yüzü düştü. Cevabını duymaktan korkuyordum, ya Yağmur'u bir şey olduysa? Efe ben düşüncelerim içinde boğulurken konuştu. "Yağmur Elif yüzünden yönünü değiştirmek zorunda kaldı, yani bizimle gelemedi..." Gözlerim dönmüştü. Hayata 2. Tutunma sebebim bir zorba için yönünü değiştirip kayıp mı olmuştu? İklim yanıma geldi. "Ne oldu?" Dedi. İklim'e cevap veremeden Ege'ye sımsıkı sarılan Elif'in saçına yapıştım. "KÜÇÜK OR*S*U NE YAPTIN GENE BAŞINA BELA AÇIP ÖLMEMEK İÇİN BİRİNİ ÖLÜME SÜRÜKLEDİN!?" Diye bağırmaya başladım. İklim ne oluyor dercesine bize bakıyordu, durdurma gereği duymuyorlardı çünkü herkes eğer birini dövmeye kalkıştıysam benim haklı olduğumu biliyordu. İklim tam ağzını araladı ki ben Elifin saçını bırakıp İklim'e döndüm. "Bu beyinsiz, başına bela açmış. Yağmur onu korumak için yönünü değiştirmek zorunda kalmış." Dediklerim ile İklim'in elleri titremeye başladı. İklim şu an Elif'e dalmamak için kendini zor tutuyordu, sesi sinirden titreye titreye konuştu. "E-eğer ona b-birşey olsun s-seni kendi ellerim-mle ö-öldürürüm."
O sırada merdivenden koşarak biri indi, kim olduğuna bakmak için döndüğümüzde Yağmur'u gördük. İklim ile aynı anda koşarak Yağmur'u sarıldık. "İyisin, değil mi?" dedim. Yağmur telaşlı bir sesle" İyiyim" dedi. İklim kafasını kaldırıp Yağmur'a baktı. "Issırık öyle demiyor ama..." İklim bunu dediğinde Herkes geri adımladı. Rüzgar hariç. Rüzgar koşarak Yağmur'un yanına geldi. Rüzgar Telaşlı bir ses ile "İyimisin?" dedi. Yağmur Rüzgar'a bakarak "Isırıldım..." dedi. Ben hemen olayları iyiye çekmek adına konuştum. "Tam dönüşeceğin ne malum? Belki yarı dönüşürsün..." Dedim. Yağmur gözleri dolu dolu bana baktı, ben Yağmur'un gözlerine baktım. Bakıştık dönüşmesini bekleye bekleye, ne ben bu anın bitmesini istiyordum, Ne de Yağmur. Yağmur bana sımsıkı sarıldı, sonra benden ayrıldı İklim'e sarıldı. Yavaş yavaş dönüşmeye başladı Yağmur, Sonra titreyen sesi ile konuştu. "Sizi ç-çok seviyorum... Lü-tfen b-beni unutmayın, kavga e-etmeyin. Ve e-en önemlisi, birbiriniz i-için yaşamaya g-gayret gösterin..." dedi. Kafamızı gözlerimiz dolu şekilde salladık. "Görüşürüz unnie..." dedi İklim. Yağmur zorda olsa merdivenlerden çıkıp spor salonundan çıktı, hemen tenis masalarını merdivenin önüne üst üste dizdik. Ve ardından Çalışma odasına girip kapıyı kilitledik. İçeri girdiğimiz anda ellerimi ağzıma bastırıp ağlamaya başladım, İklim gelip bana sarıldı ve o da ağlamaya başladı.

Demiştim ya hani, sevdiklerinizin kıymetini bilin diye. İşte o an, tam da bu andan bahsetmiştim. Ne oldu? yaşam kaynağımdan birisi eksildi.
Yağmur bizim annemiz gibiydi... O bizim meleğimizdi. Ne olursa olsun bize hep doğru yolu gösteren oydu, şimdi bize doğru yolu gösteren tek bir kişi bile yok. Ne kadar ölme isteğimi dile getirsem beni hep durduran İklim ile Yağmurdu. Şimdi biri gitti, biri kaldı. Eğer İklim'e birşey olursa benim bu hayatta yaşamama isteğimi gerçekleştirmemi durduran kimse olmayacak, olsada umrumda olmayacak. Tekrar dile getireyim... Bu hayatta her zaman ani şeyler olur, bu yüzden sevdiklerinizin kıymetini bilin.

Herkes yere çökmüş bize dolmuş gözlerle bakıyordu, Elif hariç. Zorba olan Asya bile ağlayacak durumdaydı. Elif'e döndüm. "Eğer şuan biraz bile gücüm olsaydı, seni öldürmüştüm." Dedim. İklim bana hak verircesine kafasını salladı.
Gerçekten şuan elimde olsa Elif'in öldürmüştüm. Elif'in cesedi çürür kalırdı burada. bir kişinin ölümüne sebep olmuştu, bende bir kişinin ölümüne sebep olurdum. Biliyormusunuz? Hayatımda ilk defa bu kadar çaresiz hissettim. Her şeyin üstüne giden Gece, şu anda yuvasız kalmış bir kuş gibiydi. Kendime inanmıyordum, kendime inanamıyordum... Elif ölsün derken bile bazen çok kırıcı olduğumu düşünüyorum, Elif nasıl böyle düşünemiyordu? Elif böyle birisi değildi, onun kalbini harcadılar. Yada hep öyleydi, ben salağa yattım. Umarım... Kimsenin ölümüne sebep olmam, kimsenin ölümüne sebep olmazlar.

Hâla gözyaşlarımı dindiremezken konuştum. "Hayatımda ilk defa bu kadar çaresiz hissediyorum... Benim 2 yıl boyunca ailem olarak gördüğüm kişi yaşam sebebimi öldürdü." dedim, Elif'e bakarak konuşmamı devam ettirdim. "Acaba buna neden olan kişi şuan mutlumu? Bir kişinin, hatta 3 kişinin hayatının mahvolmasına yol açtığı için. Onunda hayalleri vardı, onunda buradan kurtulup hayatına devam etmesine hakkı vardı." Dedim. Daha fazla devam edemedim, çünkü boğazım düğünlenmişti. Kafamı yukarı diktim, ağlamamak için. Ve tekrar konuştum. "Senin hayalin ne Elif?" Elif'e sorduğum soruya Elif cevap vermedi. "Cevap vermezsin, çünkü suçlu olduğunu sende biliyorsun. Bir hayalin var ama o hayali kurmaya utanıyorsun." Dedim. Herkesin gözünden yaşlar akarken tekrar konuştum. "Ben bile sana eğer birşey olursa seni öldürürüm derken kırıcı olduğumu düşünüyorum, sen nasıl bunu yaparken hiç üzülmedin?" diyerek devam ettim. Elif Pişmanlık ve kızgınlık karışımı sesi ile konuştu. "Sus artık..." Elif'in dediği şey ile elife bakıp konuştum. "Gerçekleri duyman zoruna mı gidiyor?" Elif kulaklarını elleri arasına aldı ve tekrarladı. "Sus artık, sus... Sus... Sus.." diyerek tekrarlamaya devam etti. "Gerçekten o kadar korkaksın ki... Yaptıklarını kendine yediremeyen, gerçekleri duymak istemeyen bir korkaksın." dedi İklim. Haklıydı. Elif kendi yaptıklarını duymak istemiyordu, dahasını duydukça Kabir Azabı çekiyormuş gibi içinden çığlık çığlığa boğuluyordu. Ama biz ondan intikam almaya çalışmıyorduk, ona yaptıklarını söylüyorduk. Bunları duymak onu rahatsız ediyorsa, yaptıklarının o da farkında. Ayağa kalkıp Elif'e doğru yürüdüm, ve önüne çöktüm. "Üzgünüm prenses, bunların nedeni sensin. Sen 3.kişinin hayatını mahvettin, sıra sende." diyip omzunu patakladım ve ayağa kalkıp İklim'in yanına oturdum. İklim göz yaşlarına boğulurken konuştu. "Biliyor musunuz? Ben Gece ve Yağmur sayesinde bu hayattayım. Onlar olmasa ben yaşayan ölüyüm, şuan insanlara saldıranlar gibi. Yaşıyorlar, ama beyin hücreleri ölü. Hiçbirşey düşünmüyorlar, düşünemiyorlar. Belki onlarında çok fazla hayali vardı, ama onların hayatta kalmasına sebep olacak kimse yoktu. Ama benim var, biri gitti ama hâla yaşamama sebep olan bir kişi var. Eğer o da giderse benim dışarıdakilerden ne farkım olur? Eğer Gece'den önce ben ölürsem, o da ölmek isteyecek. Ama o bunu yapmasın diye hayattayım. Şimdi beyin hücrelerimin yarısı öldü, yarısı kaldı. Kalmasını sağlayan tek bir kişi var." dedi, bana döndü ve tek bir kelime söyledi. "Gece..."

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Kendi kitabımı yazarken ağladım. Bu arada bu doğru, gerçek hayatımda hayatta olmamı sağlayan 2 kişi var. Bunlardan biri Seden diğeri ise..... . ..... bu kitapta Yağmur rolünü oynuyor Seden ise İklim. Her neyse diğer bölüm için beklemede kalın. Öpüyorum sizi. Ha unutmadan; Sevdiklerinizin Kıymetini bilin.
Görüşmek adına güle güle...

Sessiz Ol Ve Hareket EtmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin