Teleferik Durağı

13 3 0
                                    

Artık hepimiz çok sıkılmıştık buradan, dışarı çıkmak istiyorduk. Acaba teleferik durağına gidip evlerimize gidebilir miydik? Aklımdaki fikir ile hemen diğerlerine döndüm ve konuştum. "Buradan teleferik durağına gidebilirmiyiz acaba?" Herkes sorduğum soru ile bana baktı. İklim "Gidebiliriz ama çok dikkatli olmalıyız."dedi. Herkes kafası ile bizi onayladı Efe hemen konuştu. "İyide Burda ateş yaktık bizi kurtarmaya gelebilirler oraya gidersek kim bizi kurtaracak?" İklim Efe'ye dönüp konuşmaya başladı. "Gelseydiler şuan burada olmuş olurlardı ama kimse gelmiyor, orada kendimizi kurtarabiliriz." dedi. Burak "Nasıl kurtaracağız?" Diye sordu. İklim "Orada telefon vardır yada güvenlik falan vardır birşey yaparız işte, hadi onu geçtim teleferikleri çalıştırıp herhangi birimizin evine gidebiliriz." dedi. Hepimiz kafamızla onayladık. Şimdi telefon almıştınız onlar nerde diye sorabilirsiniz, telefonları spor salonunda unuttuk. Biliyormusunuz, şu aralar hiç kimseyi ısırasım gelmiyor. Yaratık gibi değilim ve en değişiği ısırık izim yok. Ama yaratıklar beni ısırmıyor, evet bu biraz değişik ama öyle. Hepimiz yavaş yavaş toplanmaya başladık, umarım teleferik durağında kimse yoktur yani yaratık olarak. Hepimiz toplandıktan sonra yavaş yavaş kapıyı açmaya başladı Ege. Kapıyı açtığımızda şok olduk, Yağmur tekrar buradaydı. Benim üstüme atladı, elindeki bıçağı tam bana sağlıyordu ki Ege Yağmur'a makas sapladı. Yağmur gerçekten öldü sanırım, çünkü nefes almıyordu. Yani görüyordum, elimi nefes borusuna bastırdığım gerçekten öldüğünü anladım. Hepimiz koşarak bahçeye indik, inmez olaydık. Her taraf yaratık kaynıyordu, aramızdan bir kişinin ısırılmaması mucize olurdu. Bunlar salak, koşmak yerine yaratıkları öldürmeye çalışıyorlar. "Bırakın yaratıkları da koşun!" diye bağırdım. Herkes beni dinleyip arkamdan koşmaya başladılar, okulun çıkış kapısından içeri bir birsürü yaratık girdi. Önümüze gelenleri öldürmeye çalışıyorduk, Efe çığlık attı. Efe'yi ısıran yaratık Efe'yi sömürecekken Selim elimdeki makası yaratığa sapladı, ardından Ege'nin kokunu omzundan atıp koşmaya başladı. Canım shiplerim, neyse. Umarım Efe yarı dönüşür, erkeklerden en iyi Best friendim o. Gücümüz yetene kadar hızlı koşuyorduk, yürüyen merdivenler çalışmıyordu. Koşarak çıkmak zorunda kaldık, yukarı çıktığımızda bugün teleferikler kapalı olduğu için kabinlerin içinde kimse yoktu. Ama sadece 3 kişi vardı onlarda dönüşmüş olan güvenliklerdi, güvenlikleri öldürdükten sonra derin bir oh çekip yere çöktük. Burak, Ege, Rüzgar ve Selim yaratıkların içeri girmemesi için kapalı parmaklıkları çektiler, Efe'ye baktım. ısırılan omzunu tutuyordu, tam dönüşmemesi güzel olurdu. Ege yanıma oturuyordu ki ben ayağa kalktım ve kabinlerden birinin içine oturdum, konuşmayı geç yüzünü görmek dahil istemiyordum. Ege kabine girdi, tam yanıma otucaktı kii yüksek bir sesle konuştum. "Ya oturma yanıma oturma, senin yüzünü görmek bile istemiyorum. Anlıyor musun beni?" söylediklerim onu kırmış olacak ki kalktı ve kabinden çıktı, üzmüş olabilirim evet ama hak etti. Kabinden çıkıp İklimin yanına gittim.
"İklim sizin evinize gidip bakalım." İklim dediğime hak verircesine kafasını salladı ve diğerlerine döndü.
"Biz Gece ile birlikte benim evime bakmaya gideceğiz, gelecek var mı?"
Burak ile Ege el kaldırdı,hayret Elif hemen atlamadı. Rüzgar benim omzuma dokundu ve
'biraz konuşabilir miyiz?' dercesine kafasını salladı. Kafamı tamam anlamında salladım ve peşinden gittim, hemen saçmadan birşeyler mırıldandı ve "Tamam konuşacaklarımız bu kadardı." dedi. Ne konuşmuştuk biliyormusunuz? Acun Ilıcalı ile alakalı konuştuk. Ne alaka bende bilmiyorum, ama bu işte birşey olduğunu biliyorum. Merdivenlerden çıkıp yukarı geldiğimde Ege, İklim ve Burak kabine binmiş gidiyorlardı. İklim beni görünce ağzını kapattı, beni mi unuttu lan bunlar. Selim "Senin bindiğini sanıyorlardı..." dedi. Hay ebenin körü, birşey dicem ben tek gidemem ki. Ben tek başıma teleferiğe binmem, korkarım. Rüzgar "Hadi sen bu kabine bin Arkalarından gidersin." dedi. Biraz tereddüt etsemde binmek zorunda kaldım, teleferik diğer durağa gidene kadar gözlerimi kapatıyordum. Tam gidiyorduk ki birşey tak etti, gözlerimi aralayıp baktığımda Teleferiğin tam tırtıklı yerinde teleferik durmuştu, Ağlayacak durumdaydım. Hava yağmurluydu ve teleferik felaket sallanıyordu, İklim ön kabinde bana sakin ol derin nefes al diyordu. Nerden biliyorsun sesini duymadın ki demeyin, ağzını okudum. Hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı, ağlamaya başladım. Çünkü fırtına çıkmıştı, ve teleferik felaket sallanıyordu. Evet şuan en kötü şey oldu, krizim tuttu. Nefes alamıyordum, ayağa kalkıp yukarıdaki kırmızı tuşa basmaya başladım çalışması için ama nafile. Sallanması hariç hareket bile etmiyordu, şansımı seveyim. Kesin diğerlerinin işi, anladım zaten bir boklar döndüğünü. O anda teleferik bir çalışıyordu bir duruyordu, bu böyle devam ede ede İklimlerin olduğu kabin diğer durağa geldi. kabinlerinin kapıları açılmıştı, İklim hemen güvenlik odasına koştu. Bir kaç saniye sonra olduğum kabin hareket etti, büyük bir oh çek- pardon çekemedim çünkü nefes alamıyordum. Ölecek gibiydim, göz yaşlarım yanağımda kurumuştu. İklim Burak ve Ege üçü beraber nefes almamı sağlamaya çalışırken gözlerim karardı gerisini hatırlamıyorum.

Uyandığımda bir yatak odasındaydım, yanımda kimse yoktu. Hemen ayağa kalktım. O sırada salonda koltukta Ağlayan İklim, ve onu Teselli etmeye çalışan Ege ve Burak'ı gördüm. Onun haricinde yerde yatan 4 beden, bunlar İklim'in Annesi, Babası, Ablası ve İklim'den sadece 1 yaş büyük olan İkra'ydı. Gözlerim dolmuştu, İklim salya sümük ağlıyordu. Burnumu çektim, sesi duymuş olmalılar ki bana döndüler. İklim hemen ayağa kalkıp bana sarıldı, bende ona kollarımı doladım. Birlikte göz yaşlarımız akıtmaya başladık, bizim genetiğimiz buydu zaten. Birlikte ağlamak, birlikte gülmek, birlikte çoşmak, birlikte üzülmek. Merak ettiğim birşey vardı, 5. Aile üyesi yoktu. Abisi, İklim'in abisi. Hemen Kafamı geri attım ve konuştum. "İklim abin nerede?" Sorduğum soruyla İklim'in Ağlaması güçlendi, anladım dercesine kafamı salladım ve İklim'e daha sıkı sarıldım. Sarılmaya ihtiyacı vardı, hissettiklerini dışarı dökmesi e ihtiyacı vardı. Şuan bunların hepsini yapıyordu, hıçkıra hıçkıra ağlayıp bir yandan "Gece ailem öldü, onlar artık hayatımda yoklar. Yaşamamı sağlayan tek sen kaldın, sende gidersen ne yapacağım? Onları nasıl unutacağım, ölmek istiyorum!" diyerek bağırıyordu. "İklim ben buradayım, sakin ol! Yaşayacaksın, yaşamalısın. İmkanın varken yaşamak zorundasın, düşe kalka bu hayatta durmaya çalışmalısın. Sen busun, biz buyuz. Düşe kalka öğrendik ve öğreneceğiz hayatta kalmayı, daha fazla üzme kendini... Lütfen!" diye haykırdım. İklim yere çöküp dizlerini kendine çekti, sessizce ağlamaya devam etti. Burak İklim'in önüne çöküp ona sımsıkı sarıldı, onları öyle görünce yüzümde bir tebessüm oluştu. Buna ihtiyacım vardı, ama bunu giderecek tek İklim vardı. Olsun, İklim bana yeterde artar. Diğer varlıklara ihtiyacım yok, hemde beni hayal kırıklığına uğratanlar için hiç. Gece olmuştu, İklimi yerden kaldırıp annesi ile babasının odasına götürdüm. Biz İklim ile o odada, Burak ve Ege ise İklim ve ablalarının odasında kalacaklardı. İklim ile ağlaya ağlaya sabah ettik, İklim'in psikolojisi iyice bozulacaktı. Eminim, ama o dönemleri bizimle atlatacaktı. Her daim biz birbirimizin yanındaydık, olmaya da devam edeceğiz. Buna yeminliyiz, bizi iki deniz bir araya gelse ayıramazdı. Biz birbirimizin kötü zamanlarında yanında olmak için yaratılmıştık, onun için yaşıyoruz.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 31 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sessiz Ol Ve Hareket EtmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin