Şans atkısı

853 30 106
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR💕

Mutfaktan gelen sesle hepimiz hareketlenmiştik. Mutfağa girdiğimde karşımda üstü başı çay olan barış vardı. Ne ara mutfağa gelmişti bu çocuk? Yunus barışı üstündeki tişörtü çıkartmasını söyleyerek içeriye doğru götürüyordu. Melinin sesiyle edaya döndüm. Edanında bir farkı yoktu barıştan. Ne yapmıştı bunlar iki dakika içinde? 

"İyi misin eda?"

"İyiyim mel ama boynumdan aşağısı yanıyor"

"Gel lavaboya gidelim hemen çıkart üstünü su falan tutalım"

"Evet evet bende yunusa sorayım krem falan var mı"

Eda ve melin içeriye giderken bende salona doğru ilerledim. Yunus ve barış ortalıkta yoktu.

"Kerem krem falan var mı?"

"Var Yade az önce buldum dolaptan al bakalım"

"Teşekkürler" diyip hemen lavaboya ilerledim. Eda tişörtünü çıkartmıştı. Melin ise ıslattığı kağıt havluyu yavaş yavaş edanın boynunda gezdiriyordu. Kremi edaya verip temiz tişört almak için lavabodan çıktım. 

(Barış'ın ağzından)

Üstümdeki tişörtü çıkartmıştım. Çok bir şey yok gibiydi. Yunusun odasındaydık. Yunus bana tişört getirirken bense çay dökülen yerlere hafif su değdirmiştim. Elime aldığım tişörtle odadan çıktık. 

"Barış krem edada sende sür"

"Tamam keremim"

Yönümü lavaboya çevirmiştim. İçeriye girdiğimde üstünde sadece sütyeni olan edayla bakışıyordum. Hemen arkamı dönüp elimi kapattığım kapının koluna attım. 

"Çok özür dilerim çıktım bile"

Ama çıkamamıştım. Kapı kolu elimde kalmıştı. 

"Hassiktir ya"

Arkamı dönmeden elimdeki tişörtü edaya uzattım.

"Bunu giyebilirsin"

"Teşekkür ederim"

Kapıya vurarak konuştum.

"Yunus lavaboda kaldık yunuuss nasıl bi ev tuttun olm kapının kolu elimde kaldı"

"Hem suçlu hem güçlü"

Edanın konuşmasıyla edaya döndüm. 

"Pardon?" diyip bir adım yaklaştım.

"İkimizide yaktın yetmemiş gibi birde lavaboda kalmamıza sebep oldun hayır iki dakika yerinde dursan ne olur" diyerek bir adımda o yaklaşmıştı.

"Ben mi yaktım kızım bizi sen döktün çayı"

"Hadi ya dibime giren sensin ne işin vardı ağzımın içinde"

Şu an aramızda hiç mesafe yoktu. Neredeyse burunlarımız birbirine değecekti. Sinirle bakan yeşillere kilitlenmiştim. Cevap verememiştim. Tam ağzımı açtığımda kapı açılmıştı. 

"Barış nasıl başardın bunu dışarıdan bile zor açtık kapıyı"

"Valla olm nasıl bi güç bu"

Kerem ve yunus konuşurken ben hala edaya odaklıydım. Omzumdan itip konuşarak lavabodan çıkmıştı. 

"Benden uzak dur barış bir dahakine elimde kalırsın"

(Yade'nin ağzından)

Başımıza hiçbir şey gelmemiş gibi oturmuş sütlaç yiyorduk. Gerçekten garip bir tayfaydık. 

Çocukluk Aşkımsın-Yunus Akgün-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin