6 : Nil Anka 💨

270 51 64
                                    

Heloog

Nasılsınız efendim?

Umarım iyisinizdir. 😽

Öyleyseee devammm...

_____________________________________________

Hakanişkodan bir güzel engelimi yemiş uslu uslu odamda uyumuştum. Guruldayan karnımla uyanırken aklıma gelen baklavalarla ayaklanıp mutfağa doğru iler- pardon buna ilerlemek denemezdi, bildiğiniz the walking dead zombileri misali gecenin kör karanlığında mutfağa doğru süründüm.

"Nerede bunlar, nerede bunlar?" Karanlığa yavaş yavaş alışmaya çalışan gözlerimle elimi önüme uzatarak yol almaya çalıştım.

Ayağımın sert bir şeye çarpmasıyla duraksadım. "Heh, dolap." Parmak ucumda yükselip avcumu uzatıyordum ki elime gelen kıllı topla duraksadım. "Bu-" Elimi hâlâ toptan çekmezken evirip çevirdim. "Burun mu ya bu?"

"Meriç..."

Gözlerim kocaman olurken haykırdım: "LAN! HIRSIZ."

Tezgahtan kaptığım tencereyi aldığım gibi zıplayarak adamın kafasına geçirirken ne olduğunu anlamayarak geriledi. Bense çoktan bir bıçak kapmış ona doğrultmuştum.

Derin bir nefes alarak tencereyi kafasından çıkartırken uzanıp bıçağı gırtağına yaslamamla tencereyi tutan elleri havaya kalktı. "Sence bir hırsız senin adını bilebilir miydi?" Tanıdık bir sesti sanki.

"KİMSİN LAN SEN?"

"Karan." dedi bıkkın bir ses.

Kaşlarım kalkarken bıçağı bir kenara savurup ışığı açtım. "Sen de bir karar ver! Mert misin, Karan mısın?"

"Sana Karan'ım."

"Ya," dedim alayla. "Bu saatte burada ne işin var Karan?"

"Hakan tuttu."

Ellerimi göğsümde birleştirerek karşımdaki adamı süzdüm. "İyi," gözümle mutfağı işaret ettim. "Gece gece nörüyon burada?"

Geldi benim Kayseri perileri.

"Ne?"

Başımı iki yana sallayarak derin bir nefes aldım. "Mutfakta napıyorsun diyorum?"

"Susadım." Bakışları Süngerbob'lu pijama takımıma değerken elimle göğsümdeki resmi kapattım, yeniden bana baktı. "Sen?"

"Baklava yiyeceğim."

"Bu saatte?"

"Evet." dedim masadaki baklavaya uzanarak. "Öküz Hakan beni engellemeseymiş, onun da hakkını yiyeceğim." Ağzıma bir lokma atarak çevirmeye kalktım. "Hem baklava alıyoruz beyefendiye," güçlükle yutkunup yenisini attım ağzıma. "hemde soru sorduk diye bizi engelliyor. Hayır yani tayinimi buraya aldırdığı yetmiyor, evinin tüm işini de..." Sabır çekerek ona da baklava uzattım. Pür dikkat beni izliyordu. "Neyse," dedim geri çekerken. "Yemiyorsan ben yerim."

"Numarasını değiştiricek zaten."

"Öyle mi?" bir kaşını kaldırıp bana baktı. "Sende varsa-"

"Hayır."

"Ama-"

"Kesin bir dille herkese tembihledi."

Oflayarak önüme döndüm. Tam ağzıma bir baklava daha atıyordum ki havada asılı kalan elimle hızla Karan'a döndüm. "Neden otobüste tanıştığımızdan bahsetmedin?"

AŞK SON DURAKTA  | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin