11

28 4 0
                                    

Etraftaki insanlarin kahkahaları, bagirislari ve sinirli homurtulari sinirlerimi bozmaya başladığında ayağa kalkıp restorana girdim. Kendime ayırdığım masaya geçtiğimde garsonlardan birisi elinde menüleri bana yaklaştı. "Bir isteğiniz var mı bay jeon?" Dediginde kafamı olumsuz anlamda salladım.

Birkaç dakika sonra kapının açılması ile kafamı o yöne çevirdim. İşte orada. Han jisung. Gözleri etrafta birini arıyormuş gibiydi. Gözleri benim üzerimde durduğunda hafifçe gülümsedi . Yavaş adımlarla yanıma gelip karsimdaki sandalyeye oturdu.

"Dünyanın sonu geliyor galiba" dedi jisung alayla. Kaşlarımı catıp jisung'a baktım. "Niye?" Diye sorduğumda güldü. "Niye yemek yemiyorsun kook?" Diyince sırıttım.
"Maalesef şuan 'iştah' hazretleri tatilde. Yaklaşık 4 ay daha beni görmeyi planlamıyor." Dedim alayla. Jisung kaşlarını çatarak bana baktı. Sonra gülümseyerek konuştu "döveyim mi onu abisi?" Sanki bir çocukla konuşuyormuş gibi sesini incelttiğinde güldüm. "Döv onu abisi" Diye karşılık verdim". Ama ben bu çocuğu yerim ya!

Garson elindeki su ile yanımıza geldiğinde elinden suyu aldım. Garson jisung'a dönüp "bir ihtiyacınız var mı beyefendi?" Diye sordu. Jisung heyecanla  "cheesecake lutfen!" Dedi. Ardından bana dönüp "istedigin belgeler bende kook" dedi. sandalyede arkama yaslanıp gözlerimi kapattım. "Belgeleri şuan bana verme jisung. Şu sıralar taehyung'un evinde kaldığım için belgeleri bana vermen kimliğimi ortaya çıkarır." Dedigimde jisung kafasını salladı.

Birkaç dakika sonra telefonumun çalması ile kaşlarımı cattim. Telefonumu masanın üzerinden alıp kimin aradığına baktım. Jin.
Telefonu hızla açtım.

"Ne oldu hyung?" Dedim sakince.

Jin endişeli Bir sesle konuştu.

"Kook! Yardım et!" Diye bağırdığında jisung'da sesi duymuş olmalı ki kafasini bana çevirdi.

"Ne oldu hyung?" Diye sordum

"Jungkook! Jimin yok! Jimin gitmiş! Kahretsin sabah odasına gittiğimde yoktu! Mektup vardı! O mektup vardı!" Dediginde bedenimin hareket edemedigini hissettim. Kalbimde hissettigim ağrı ile gözlerimi sıkıca kapattım. Bu olamaz...hayır...izin veremem...

Jin hyung'un tekrar konusmasi ile kendime gelmiştim.

"Jungkook! Şuan kendinde olmaz lazım! Jimin'i bulucaz." Dediginde ayağa kalktım

"Neredesiniz! Konum at!" Dedim hızlıca ve telefonu kapattım.

Koşarak otoparkta bıraktığım arabama bindim. Hızlıca çalıştırdım. Tam o sırada telefonuma bildirim gelmesi derin bir nefes almama sebep oldu. Hızlıca telefonu elime aldım. mesaj...bilinmeyen numara

Bilinmeyen numara
Yine karşılaştık kook

Jungkook
Niye peşimi bırakmıyorsun?

Bilinmeyen numara
Niye bırakayım?

Jungkook
Jimin nerede?

Bilinmeyen numara
Bu kadar aptal olma yetim çocuk. Seni iyi tanıyorum. Zeki çocuk. Zorba çocuk. Ölü cocuk.

Jungkook
Yetim çocuk mu?

Bu numara tarafından
Engellediniz

Jungkook
Piç!
İletilmedi

Jungkook
Neden bunu yapıyorsun?!
Iletilmedi

Elindeki telefonu sertçe arabanın arka koltuğuna attım. Arabayı çalıştırıp hızlıca yetimhanenin olduğu caddeye girdim. Yetimhanenin önüne geldiğimde gördüğüm manzara gözlerimin dolmasına yetmişti

Taehyung? Niye buradasın?

...................

Uzun zamandır wattapda giremedim ama sonunda girebildim! Aslinda hesabımı kaybettim....her neyse bulduğuma sukredeyim



Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 18 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

último recurso|taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin