*

107 14 81
                                    

Giriş

Yazdıklarımı okursanız, şayet okuyacaksınız da ilk önce şunu söylemek isterim.

"Çocukların gözlerindeki parıltıları söndürmeyin, bırakın sevgiyi hissettiğiniz an sevin"

Bir zamanlar çocuktum benimde sizler gibi bir sürü hayallerim vardı. Bazı hayallerimi gercek kıldım, bazılarını ise yapmaya adım dahi atamadım. Çocukken hepimiz aşık olmuşuzdur o masum duyguları yüreğimizde hissetmişizdir. Şimdi dönüp geriye bakıyorum bir yalanı sevmiş bir yalana inanmışım. Her birimizin hikayesi farklıdır;
benim ise çözülmeyen bir düğüm...

Bir insanın çocuk yaşta duygularınla oynanması çok kötü bir şey. Çocukken güvenmemek duygusu yerleşince bir daha kimseye güvenemiyorsun, duygularını saklamak zorunda kalıyorsun, duygusuz, taş kalpli oluyorsun. Düşünüyorsun acaba beni sevecek mi ya da benimle oynayacak mı? İçim oluk oluk kahır dolu şimdi sizler aşık olduğumu düşüneceksiniz? Evet. Ben aşıktım, sevdalıydım, çok seviyordum o ise beni kendine oyuncak etti. Yıkılmam sandım oysa çökmüşüm.  Aylar sonra yeniden meyhanedeyim Müslüm Gürses'in şarkılarından biri çalıyor. Yıllar sonra bir çocuk geliyor Ankara'nın ayazına.. gülüyor kocaman kahkahalarınla, gözlerinin içi gülüyor. Lanet olası velet beni meyhane köşelerine atıyor, geçmişimi oyarak kazıyor.

Şunu öğrendim geçen on yedi yıl boyunca.
"Giden geri dönmez, kalan ömür boyu sevmemeye yemin eder" Ben sevmemeye yemin ettim. Duygular vardır insanların içinde, birer birer ölür kalpsiz birine dönüşürler... Yalnızlık bir seçimdir, eğer yalnızlığı seçmişse ve elinden bir şey gelmiyorsa, şayet kalp istemiyorsa vay haline o insanların. Kahır etmek bana yakışır, üzülmek bana yakışır, kadehlere dost olmak bana yakışır. Duygularını kaybetmiş insan asla sevmez.

"Kalk git evine çocuk ben sana göre biri değilim"

DİLFİRUZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin