Kimsin sen çocuk?
2. Bölüm
Çocukken en sevdiğiniz oyuncak neydi? Benimkisi arabaydı. Birde benim beyaz bir oyuncak arabam vardı, çok severdim onu... Derdim ki, büyüyünce böyle bir araba alıcam. Büyüdüm arabayı aldım ama oyuncak bendim, onun oyuncağıdım.
"İyi misiniz" dedi. Gözleri parlıyor; yüzünde bir tebessümle... Konuşmuyordum sadece gözlerine bakıyordum. Yerimden kalkıp yanına doğru yaklaştım, daha da yakından baktım gözlerinin içerisine; zümrüt yeşili gözleri kalbime hançeri saplamıştı. Kas katı kesilmiştim ne konuşuyor nede hareket ediyordum, elini koluma doğru koydu.
"İyi misiniz" diye sordu. Yüzümde bir ifade yoktu, ifadelerimi kontrol edemiyordum. Kızıyor muydum yoksa, yoksa öylece bakıyor muydum? Elini, kolumdan çektim, sağ elimle dükkanın kapısını gösterdim.
"Dışarı çık!" dedim. Sesim oldukça yüksek çıkmıştı. Karşımdaki kız afallamıştı şaşkınca yüzüme bakıyordu. Ela gözlerimden ateş çıkıyordu, dediğim kelimeyi ikinci kez tekrar ettim. "Dışarı çık" gözlerime baktı korkmuştu başını sallayarak dükkandan dışarıya çıktı, arkasından baktığımda hızlı adımlarla caddede kayboldu. Dükkanın kapısını kapattım, telefonumu çıkararak yıllar önce beni istekleri için kullanan kadını aradım. Telefon uzun süre çaldı açan olmadı.
Sene 2006
On altı yaşındayım okulu bırakalı bir aydan fazla oldu. Şimdi neden okulu bıraktığımı sorucaksınız? Kendi isteğimle mi, yoksa atıldım mı? Atıldım. Aslında çok çalışkan bir o kadarda hırslı bir öğrenciydim. O gün belkide o kavganın içerisine karışmasadaydım bu günlerde okumuş biri sayılacaktım. Bahar ayı kuşlar cıvıldıyor, sokaklar ise insanlara yeniden gülümsüyor. Yanımda Kerem ve Ali var. İkisi de hem mahalleden hem de okul arkadaşlarım. Ali arkadaş grubumuzun en komiği, Kerem en çalışkanı ve ben sevgi dolu bir insanım. Mahallede bir o yana bir bu yana koşarken yanıma Kerem yaklaşıyor, cebinden bir torba yeşil bilye çıkartıyor. O sırada yanımıza Ali geliyor bilyeleri Keremin elinden aldığı gibi iki deste halinde yola diziyor, torbada kalan üç bilyeyi sırayla elimize alıyoruz.
"Bak şimdi öyle bir atış yapıcam ki bütün bilyelerin benim olacak Kerem." Ali ilk sırayı almıştı bile, dizlerini kırarak atış yapmaya koyuldu. Elinde ki misketi yuvarladı ama hiç birine denk getiremedi, deste bozulmamıştı.
"Evet kardeşim öyle bir atış yaptın ki bütün bilyelerim sağ sola dağıldı" aramızda gülüşmüştük. İkinci sıra Keremindi.
"Valla arkadaşlar ben matematik ustasıyım, sallıcam tutarsa tutar. Aramızda bilye ustası var zaten" Kerem gülümseyerek beni göstermişti. Kerem atışını yapmak için caddeye yattı tek gözünü kapatarak bilyelere doğru nişan aldı, elindeki misketi yuvarladı, misket son hızla elinden kaydı gitti.. elindeki misket diğerlerine çarptı, sıralanan misketler bozulmuştu,neredeyse Keremin elinde artık sekiz tane misket vardı.
"İşte atış böyle olur" dedi. Yerden kalkarak sırayı bana verdi gerçektende sıra bana gelmişti. Bana düşen görev orada bekleyen on iki tane misketi tuzla buz etmekti. Elimdeki misketi güneşe doğru çevirek, gözümü kısarak miskete baktım.
içimden" yüzümü kara çıkarma koçum" dedim. Dizlerimi kırarak elimdeki bilyeyi yuvarladım, bilye elimden kayıp gitti. Diğer bilyelerin arasından geçerek yuvarlanmaya başladı, dizlerimi toparlayarak ayaklarımın üstüne bastım bilyenin peşinden koştum. Neydi bu şimdi bir filmin içinde miydim? Bilye yuvarlanıyor ben arkasından gidiyordum. Caddenin kenarında durdu bilyeyi almak için eğildim, eğildim ve o kan kırmı topuklu ayakkabıları gördüm. Başımı kaldırdım tam karşımda bir kadın duruyordu, yerden kalkarak doğruldum, yüzü çok güzeldi ;zümrüt yeşili sürmeli gözleri, saçları kumral dalgalı... Yere eğilerek misketi aldı bana doğru uzattı, misketi elinden aldım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLFİRUZ
Non-FictionBir tarafta günahkar bir kadın, diğer tarafta duygularını kaybetmiş bir adam. Ve ortada kalmış masum bir kız "Her birimizin hikayesi farklıdır"