CHAPTER FIVE: HOMOSENSORIUM

179 11 16
                                    

CHAPTER FIVE: Ben Aslında Bizim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

CHAPTER FIVE: Ben Aslında Bizim

7 Eylül 2010.

''Ne kadar daha karşımda hiçbir şey söylemeden oturacaksın,'' dedi ve karşısındaki çocuğun biraz daha dikkatini çekebilmek adına ismiyle seslendi. ''Jungkook?''

Genç çocuğun umursamaz bakışları parmaklarından yavaş hareketlerle çekip karşısındaki adamın gözlerine değmesi o kadar uzun zamanda gerçekleşmişti ki sessizlik bir çığ gibi büyümüş, odadaki saatin tik tak sesini öldürecek kadar ağırlaşmıştı. Hiçbir şey söylemeden öylece karşısındaki adamın gözlerinin içine bakıyordu; diğer beş seansta olduğu gibi.

''Artık on beş yaşındasın ve artık liseli bir öğrencisin.'' Dediğinde Jungkook'un içinden geçen tek şey yani? Olmuştu. ''Jungkook, eğer benimle konuşursan her şey ikimiz açısından daha iyi olacak.''

''Burada olmak istediğimi mi sanıyorsun?'' dedi en sonunda Jungkook duygusuz bir ifadeyle. Açıkçası kelimelerini nasıl vurguladığının hiçbir önemi yoktu. Sadece içinden nasıl geçiyorsa öyle davranmak istiyordu.

''Ne istiyorsun peki? Hadi bana bunlardan bahset.'' Ve belki de Jungkook, beş seansın ardından ilk defa ne istediğini karşısındaki doktora söylemek istemişti ve belki de artık ciddi anlamda yorulmuştu. Ona bir şeyler anlatıp onu bu anlamsız buhrandan kurtulmasına neden olabilirdi ancak onu babasının tuttuğunu ve her şeyi de ona yetiştireceğini adı gibi biliyordu. Ancak yine de yapamadı. Neticede o hala küçük bir çocuktu.

''Hatırlamak,'' dedi ardından sadece. Tek bir kelimeyle hayatının tümünü ortaya dökmüş ve kendisini karşısındaki adama karşı çırılçıplak hissetmişti. Sanki onunla ilgili her şeyi tek bir kelimeyle söylemiş gibiydi ve anında bu durumdan pişmanlık hissetmişti. ''Sadece hatırlamak.''

''Neyi hatırlamak? Biraz daha açıklayıcı olabilir misin?''

''Benden ne istiyorsun?'' dedi ardından Jungkook.

''Sadece, senin daha iyi hissetmeni istiyorum.''

''Peki bu sana ne kazandıracak?''

''Ben bir doktorum, Jungkook. Hastalarımın iyileşmesi benim hayat felsefem.'' Diye açıkladığında Jungkook buraya geldiği o ilk günden sonra ilk defa kahkaha atmıştı ve öyle derinden gülmüştü ki kendisine gelmesi dakikaları almıştı. Gülüşünü bir türlü silememişti. Dakikaların ardından doktor yalnızca onun gülüşünü izlerken en sonunda Jungkook'un gülümsemesi silinmiş, yerini sinirli bir ifadeye bırakmıştı. Tam o an masanın üzerindeki saatin sesi duyulduğunda alayla son gülümsemesini doktora sunmuş ardında da ayağa kalkmıştı. Hiçbir şey söylemeden o odadan çıkabilir, yeniden hiçbir anlam taşımayan hayatında yaşamaya devam edebilirdi lakin o öyle yapmadı. O gün o odadan çıkarken tek bir cümlesi yetmişti.

''Babamdan aldığın sikik para umurunda olmasaydı bu dediğine cidden katılırdım, doktor,'' dedi tam doktorun gözünün içine bakarak. O an küçük bir çocuk değildi, o altı gün önce on beş yaşına girmişti. On beş koca yıl, ancak on beşin on beşini de yaşamış gibi hissetmiyordu.

Yes Seven | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin