CHAPTER FOUR: AİLE

241 15 25
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


CHAPTER FOUR: Herkes Kendi Tercihlerinden Sorumludur

Tercihler...

İyi ya da kötü, güzel ya da çirkin, başarılı ya da başarısız, güçlü ya da güçsüz, mutlu ya da mutsuz.

İki taraf vardı ve birisi insanları yüceltirken diğeri yerle bir ediyordu. Farklılıklar bizi biz yapıp kumsalda değerli bir elmas gibi parlamamızı sağlarken en çok fark edilen ve göze batan o elmas bizi en çok yıpratan şey haline geliyordu. Farklılıklar. İşte, dünyanın var oluşundan beri insanların sığdıramadığı tek şey buydu. Farklı olanı yok etmek, en çok parlayanı söndürmek ve sesini kesmek onların amacı gibiydi.

Ve bir de yedi vardı. Yedi parlak elmas. Birbirinin farkında olmadan, farklılıkları ve aynı zamanda özgünlükleriyle en çok onlar dikkat çekiyor ama en çok da onlar insanlar tarafından hor görülüyordu. Bir distopyanın içerisinde farkında olmadıkları bu hayatın yedi başrolüydü onlar ve kendi tercihlerinin sorumluluklarını hepsi birlikte göğüsleyeceklerdi çünkü onlar,

Onlar sadece yediydi. Evet, yedi.

Göğüsleyecekleri her şey birbirlerinin yansımalarıydı ve gün sonunda o yansımada yalnızca birbirlerini göreceklerdi.

Güneşin henüz dik konuma geldiği sıralarda üç katlı villanın en alt katındaki masada yalnızca yemek tabaklarından yükselen sesler geliyordu. Zaman geçiyordu ve altı kişi yeni geldikleri şehre alışmaya çalışırlarken ki henüz bu kapandıkları villadan dışarıya adım atamamışlardı, alışmaya çalışırken Jungkook'ta onlarla vakit geçirerek onları tanımaya çalışıyordu. Amacı henüz hiçbir şey başlamamışken birbirlerine yeterince alışmış olmaktı.

Jungkook bu villayı aldığını hiç kimseye söylemediği için oldukça gergindi ve birkaç gündür ofise uğramadığı için işlerin oldukça biriktiğinin ve bunu da babasının bir şekilde fark edeceğini biliyordu fakat altı kişiyi burada bırakıp gitmek de istemiyordu. Onları bir araya getirmiş olsa da hala yeterince tanımıyordu ve bu durum gün geçtikçe daha da işin içinden çıkmaz bir hale dönüşüyordu. Sonuç olarak yedi kişi bambaşka karakterlere ve hayatlara sahipken nasıl birbirlerinin yansımaları olduklarını şaşırıyordu.

Ve bir de bugün oldukça gergin ve sinirliydi. Çünkü sabahın köründe Taehyung yüzünden uykusundan olmuştu. Jungkook, hayatı boyunca her şeyi düzenli geçmiş birisiydi. Sabah kaçta kalktığı bile her gün aynı ana denk geliyordu ve biraz erken kalktığında gün boyu bir daha uyuyamıyor bir de üstüne uykusuzlukla gerginlik arasında gidip geliyordu. Taehyung ise sabahın köründe uyanıp kendi kaldıkları odanın bulunduğu katta yüksek sesle müzik dinlediği için erken kalkmak zorunda kalmıştı ve bu da onun düzenini bozmaya yetiyordu.

''Jungkook, sen iyi misin? Biraz uykusuz gördüm seni.'' Dedi Hoseok kahvesini yudumlarken ve tam o sırada Jungkook derince esnemiş ve bakışlarını Taehyung'a çevirmişti onun ise pek umurunda değildi çünkü hiçbir şeyin farkında değildi.

Yes Seven | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin