CHAPTER EIGHT: DUVAR

125 12 39
                                    


Bir an bu bölümü asla yazamayacağım sandım...

Chapter Eight: Sırtını Yasladığın O Duvara Bile Güvenmiyorsun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Chapter Eight: Sırtını Yasladığın O Duvara Bile Güvenmiyorsun

Bir daha asla dokunmam tenine, 

Senin teninden önce duvarların var.

Yetenek.

Taehyung için bu hayatta önemli olan tek bir şey vardı; o da sahip olduğu yeteneği. Çünkü bu hayatta sadece o kalmıştı ve belki de geçmişte söküp atamadığı her şeyi o yeteneği sayesinde alt edebilmişti.

Korku, herkeste olduğu gibi onda da vardı fakat o bunu öyle ustalıkla gizliyor ve görmezden geliyordu ki onu gören herkes duygusuzluğuyla, korkusuzluğuyla ne kadar göz doldurduğunu düşünmeden edemiyordu. Ancak halının altına süpürdüğü tüm tozlar tek bir rüzgârda etrafı tozu dumana katabilirdi ve işte o zaman Taehyung'un görmezden geldiği korku duvarı onu yerle bir edebilirdi.

Savunmasız olduğu bazı anlar vardı; mesela uyku. Uykusunda hiçbir şeye engel olamıyordu. Geçmişi her ne kadar gözden çıkarıp unutmuş olsa da uyuduğu sırada tüm anılar bir karabasan gibi zihnine çökerek onu meşgul ediyordu; tıpkı bu gece olduğu gibi.

Alnındaki terler, göğsünün üzerindeki baskı, bedenindeki onu buz kalıbına düşürmüş soğuk hava birleştiğinde gözlerini açmak neredeyse imkânsız oluyordu. Derin nefesler alıyordu fakat gözlerinin önüne gelen o anıları o an yerle bir etmek onun için oldukça zordu.

''Kopardınız,'' diye ağlıyordu küçük bir ses tonu. Bu sesi zihninde her işittiğinde bedeni sanki imkânı varmış gibi daha da buz kalıbına düşüyordu. ''Onu benden kopardınız.''

Sonrasında ayak sesleri duyuyordu. Koşuyordu belli ki fakat bedeni öyle bir savruluyordu ki, yüzüne çarpan rüzgârdan mı yoksa arkasında bıraktığı geçmişinden dolayı mı farkında bile değildi o an.

''Sizi asla affetmeyeceğim,'' diye bağırıyordu küçük tanıdık ses.

Koşan bedenin bir anda yere kapaklanmasıyla dizlerinin parçalanması aynı anda oluyordu. Her rüyasında olduğu gibi o acıyı yeniden tüm zerresinde hissediyordu, her seferinde bu acı daha da katlanıyordu; oysa insanlar rüyalarında acı hissetmezdi. Ancak o da bunu çok iyi biliyordu ki bu bir rüya değil; onun geçmişiydi.

''Onu çok özledim.'' Diyordu başka bir zamanda. O tanıdık küçük ses biraz daha büyümüştü. Gözleri kan çanağına dönmüş, bedeni rahatsızca kımıldanırken onu hiç kimsenin duymayacağını bile bile hüngür hüngür ağlıyordu. ''Onu deli gibi özledim.''

Her rüyanın bir sonu olurdu ama Taehyung öyle bir anda bu transa giriyordu ki kaçıp kurtulmak oldukça zor oluyordu. Her seferinde aynı şeyleri görüyordu ve bu gördüğü her şeyden sonra toparlanmak onun için zor oluyordu. Yeniden ayağa kalkmak, yeniden duygusuz kimliğine dönüşmek ve yeniden yeteneğine büyük bir özenle sarılmak tahmin edildiğinden daha zor oluyordu.

Yes Seven | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin