5. Bölüm: BAZI GİDİŞLERİN DÖNÜŞÜ YOKTUR

525 36 51
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR...

ŞARKILAR

ERİK SATİE - GNOSSİENNE NO:1
DUMAN - HABERİN YOK ÖLÜYORUM
KOLPA - NASIL ÖĞRENDİN UNUTMAYI

Saatlerdir her yerde Bartu'yu arıyorduk. Bakmadığımız delik kalmadı ama yok sanki yer yarıldı da içinde girdi. Dinçer Bey çıldırmış gibiydi. Bartu'yu kaçırma ihtimali olan herkese saldırmıştı. Yok yere düşman kazanıyordu bu adam. Arabama binip son defa Bartu'nun motor yarışı yaptığı yere uğrayacaktım. Dinçer Bey bir kere uğramış olsa da hiçbir sonuç elde etmemişti. Lanet motor yarışı ıssız bir yerdeydi ve yarım saattir yol gidiyordum. Direksiyonu tutan ellerim sinirden titremeye başlamıştı.  geçen saatler sadece zaman kaybıydı ve ben çıldırmak üzereydim. Daha önce Bartu ile problemi olan 4 tane kumarhane basmama rağmen Hiçbir sonuç bulamamıştım ve Bartu'nun son hali gözümün önüne geldikçe kriz geçiriyordum. Dinçer Bey hala ortalığı birbirine katıp Bartu'yu arıyordu. Tolga ve Yaman, bartu'nun komalık ettiği çocuğun ailesiyle konuşmak için hastaneye uğramıştı ama çocuğun babası özel uçakla oğlunu yurt dışına göndermişti orada tedavisine devam edecekti.

Sonunda yarış alanına geldiğimde ortalık sessizdi. Herkesi tek tek konuşturup birşey öğrenmeye çalışmıştık ama yok hiç kimse birşey bilmiyordu. Madem onları bulamıyorum o zaman onlar beni bulacaktı.
Kendileri beni çağıracaklar. Benim canımı yakmanın bedelini ödeyecekler. Arabama binip en yakın benzinliğe sürdüm. Yolda Melodiyi arayıp komalık çocuğun babası Akif Yurdakul ve mal varlığı ile ilgili Bilgi aldım. Evleri, galerisi holdingi, barı ve motor koleksiyonu bunlar işime yarar şeylerdi. Benzinlikten aldığım bidonlarca benzini arabaya koyup dağ evime gittim. Orda kıyafetlerimi değiştirip eski model klasik arabayı alıp yola koyuldum.

Geldiğim yer Akif Yurdakul'un galerisiydi. Yüzümü gizleyip silahımın ucuna susturucu taktıktan sonra kameraya öpücük atıp içeri girdim. Kapıya yaklaşınca içeri bir göz gezdirdim. Tek tük korumalar vardı sandığım kadar kalabalık değildi anlaşılan Akif Yurdakul böyle bir atak beklemediği için galerisine güvenceye almamıştı. Arka cebimden çıkardığım sis bombasını içeri atmamla adamlar tek tek dışarı çıktı bunların bu kadar salak  olacağını tahmin etmemiştim. Dışarı çıkan adamları tek tek indirdikten sonra aralarından bir tanesini sağ bıraktım. Adam yerde acılar içinde kıvranıyordu ona doğru yürüyorum telefonunu çıkarmasını söyledim başına dayadığım silahı korkusuyla dediklerimi ikiletmeden yerine getirdi.

Yerde yatan adam Akif yurdakul'u aradığında üçüncü çalışta telefon açıldı. " Ne var lan niye arıyorsun ben size aramayın denedim mi? " Yerde yatan adamın kafasına sıkıp elimdeki benzin  bidonlarını alıp içeri doğru adımladım." Şuan ne yapıyorum biliyor musun?" Benzini galerinin her yerine yavaş yavaş dökmeye başladım.  "Sen kimsin lan" arabaların da üstüne benzin döktükten sonra kapının önüne çıktım. "Şu an elimdeki benzin  bidonunu galerinin her yerine döktüm ve birazdan galerin Alev alacak. kim olduğum konusuna gelince de ben Şahmeran elinde tuttuğun Bartu Soysal'ın kardeşi" iğrenç bir kahkaha attı. "Ben zaten gece yarısı sizi arayıp gelin ölünüzü alın diyecektim siz niye acele ettiniz" adamın dediği ile elim ayağım buz kesti. Bartu'yu öldürmüş müydü yoksa . Ben bir şey diyemeyince adam sözleri ile devam etti. "Korkma korkma Abini daha öldürmedim ama bu öldürmeyeceğim anlamına gelmiyor yavaş yavaş öldüreceğim onu ,acı çektire çektire ,inim inim inleterek öldüreceğim onu"
histerik bir kahkaha attım demek daha öldürmemişti. O adam benim Abimi alarak,  tek ailemi alarak hayatının en büyük hatasını yaptı.  "Bana bak Akif Bartu'nun yerini söylemezsen ben buradan çıkıp senin o evlerini, holdingini , barını ha bide gözünden sakındığın sır gibi sakladığın motor koleksiyonunu da galerin gibi yakarım." Diyerek elimdeki çakmağı  galerinin içine doğru attım ve hemen oradan uzaklaştıp bir köşeye geçtim  galerinin cayır cayır yanmasını seyrettim. " Evet yanlış duymadın moruk galerini  yaktım ve o motor koleksiyonunun yerini de biliyorum. Bir de Metresin  ve metresinden olan çocuğunu da tüm magazine duyururum o sahtekarlıkla kurduğun  imparatorluğuna da yıkarım" karşıdan cevap gelmiyordu anlaşılan Akif moruğu hayatının şokunu geçiriyordu. Bu sefer iğrenç kahkaha atma sırası bana geçmişti ve olabilecek en iğrenç kahkaha atma attım. "Şimdi yaşlı kurt sen bana Bartu'nun yerini söylüyor musun yoksa ben bu bütün saydıklarımı yapıyor muyum? " Akif boğazını temizledikten sonra "dişli rakip çıktın Şahmeran sana adresi konum atıyorum gel alabilirsen al.  imparatorluğum çok kalabalık senin ve abinin cesedi çıkacak" tekrar kahkaha attım. "Bekle beni Akif ecelin olmaya geliyorum. " Diyerek telefonu yüzüne kapattım.

ZİNCİFRE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin