5.bölüm

54 6 5
                                    

     Az önce revirde camlarının kırılmasına sebep olan canlı bir tilkiydi. O küçücük bedeniyle cama atlayıp camın kırılmasına sebep olmuştu. Şimdi ise Tsukasa'nın yattığı yatağa doğru koşuyordu. KAITO onu yakalayana kadar... Tilki yakalandığını anlayınca konuşmaya başladı.
"Rui efendim oluşturduğu bu karmaşa için özür dilemek üzere beni gönderdi. Tsukasa'nın nasıl olduğu hakkında da endişelendiğini söylüyor."
KAITO, bıkkın bir şekilde iç çekti ve tilkiyi kaldırıp kendi göz hizasına getirdi.
"Peki bu...ülkemize izinsiz girdiğin, hatta savaşçılarımızın her daim kullanması gereken revirimizin camını kırdığın gerçeği seni suçsuz birisi gibi mi gösteriyor, Geko?"
Geko denilen tilki KAITO'nun ellerinden sıyrılıp revirdeki yataklardan birisine atladı.
"Rui efendim ne kadara mâl olursa o kadarını ödeyebileceğini söyledi. Şimdi Tsukasa ne durumda görebilir miyim?"
"Hayır, ona yaklaşma."
KAITO, tilkinin Tsukasa'yı görmesini engellermiş gibi önüne geçti.
"İlk önce uyanmasını bekleyeceksin. Bekleyemiyorsan ise kapımız açık."
KAITO'nun sesi ne kadar alaycı çıktıysa bir o kadar da ciddi çıkmıştı. Etrafa saçılmış cam parçalarını gösterdi.
"Mesela beklerken oluşturduğun kargaşayı temizleyebilirsin. Ne dersin?"
"Ben bir hizmetçi değilim, ben bir yardımcıyım!"
"Umrumda değil. Bizim ülkemizin sınırlarındayken sana istediğini yaptırabilirim."
Geko ve KAITO arasındaki minik tartışma KAITO'nun kazanmasıyla sonuçlandığı için Geko etraftaki tüm cam parçalarını teker teker topladı. Fakat Tsukasa hâlâ uyanmamıştı bu yüzden KAITO dost ülke Lightneium hakkında bilgi almaya çalıştı ve Akito konuşmanın sıkıcılığından oturduğu yerde uyuyakaldı.

☆☆☆

     İlkbaharın gelmesiyle çiçekler açmaya başlamış, kuşlar ötmeye başlamıştı. Minori ve Haruka'nin etrafını gezdiği bahçede çekirgelerin, rüzgarın ve doğanın sesinden başka bir ses çıkmıyordu. Haruka, Minori'nin ona verdiği bilekliğe baktı. Eskiden onun gibi bir prensesin böyle sakar ama bir o kadar da sevimli bir savaşçıyla nişanlanacağını söyleseler onların yüzüne gülerdi. Ama şimdi el ele tutuşmuşlar, Minori'nin element gücünü tazelemek için bahçede geziyorlardı. Haruka, birden durdu.
"Minori, burada oturalım mı biraz?"
"Tabii ki prensesim!"
"Minori, bana kendi ismimle hitap edebilirsin, bunu biliyorsun değil mi?"
"Evet, ama sana böyle seslenmemin seni değerli hissetireceğini düşündüm. Yoksa yanlış mı düşündüm?"
"Hayır, hiç de bile."
Haruka gülümseyerek çimenlerin üstüne oturdu. Minori ise şaşkınlıkla ona bakıyordu.
"Minori? Sen gelmiyor musun?"
"Prensesim...elbiseniz kirlenecek."
Haruka kıkırdadı. Minori'nin ona karşı ne kadar düşünceli olduğunu görmesi içini ısıtmıştı.
"Önemli değil, yıkanır sonuçta."
"Sen bilirsin ama şuradaki kütüğe de oturabilirsiniz orası sizin için özenle hazırlandı."
"Evet, ama orada oturmak istemiyorum."
Haruka, Minori'yi bilekliğinin olduğu elinden nazikçe çekip çimene  oturmasını sağladı.
"Toprağa ne kadar yakın olursam sana da yakın olurum. Ben senin yanında olmak istiyorum."
Minori'nin yanakları kızarmıştı ve kalbi çok hızlı atıyordu. Ne diyeceğini bilemedi çünkü genelde bu tür şeyleri o Haruka'ya söylerdi.
"Minori, iyi misin?"
"E-Evet!"
Haruka, Minori'ye sıcak bir gülümseme armağan edip Minori'nin daha fazla kızarmasına sebep oldu. Bir süre böyle oturdular. Minori, Haruka'nın kafasını bir şeyin kurcaladığını farketti.
"Prensesim, bir sorun mu var?"
"Aslında kafamı kurcalayan bir şey var."
Haruka oturduğu yerde daha dik bir pozisyona geçti.
"Şu sıralar Anorya ülkesiyle iyi ilişkiler halinde olmamız Korilth ülkesinin hoşuna gitmedi anlaşılan. Bizim ülkemizde olan etkileşimlerini kesmeye başladılar."
"Ne?! Ama bu bir savaş olasılığında yalnız savaşmaları gerektiğini gösteriyor."
"İşte sorun da bu. Kendilerine çok güveniyorlar ve bunda da haklılar. En iyi savaşçılar onlarda, halktan insanlar bile elementlerini güzel kullanmayı biliyor. Bizim ülkemizdeki insanların çoğu ise üretmeye odaklanmış, silah ne demek bilmeyen kişiler. Anorya'nın ise...durumunu görüyorsun. Korilth onun peşini bırakmıyor bile. Eğer olası bir savaş durumunda Korilth kazanırsa bizi de Anorya ile iş birliği yaptığımız için yıkarlar."
Haruka, çaresizce Minori'nin elini tuttu.
"Ülkemizin iyiliği için Anorya'yla görüşme sıklığımızı azaltmamız gerekiyor."
"O zaman azaltırız. Ama neden bunu kafana taktın ki?"
"Aslında bizim ülkemizde, Anorya ülkesindekilerle iyi anlaşabilen birkaç savaşçı var. Onlara böyle bir şeyi nasıl söyleyebilirim bilmiyorum. Zamanı geldiğinde Anorya'yı ele geçirmek için  müttefik olmamız gerektiği anlamına geliyor bu."
"Ah, Haruka'm çok düşüncelisin ama senin ve ülkenin güvenliği daha önemli değil mi?"
Haruka, Minori'nin yüzünü avuçlarının arasına aldı.
"Hmm, bana böyle hitap etmen hoşuma gitti."
"G-Gerçekten mi?!"

Kopartılması Gereken Bağlar (Akitoya)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin