14. Bölüm

14 4 0
                                    

    Tsukasa şaşkın bir şekilde okuduğu kağıt parçasına bakarken bu kağıdın doğruluğunu algılamaya çalışıyordu. Eğer bu okudukları doğruysa bunu kardeşine söylemesi gerekiyordu. Bu yüzden hızla ayağa kalktı. O sırada dolabın üstünden bir şeylerin parladığını farketti. Tsukasa parlayan şeyleri dolabın üstünden alınca bunların iki tane altın kolye olduğunu farketti. Annesinin mektubunda bahsettiği kolyeler... Madalyona benzeyen bu kolyeler gerçekten sihirliymiş havası veriyordu. Tsukasa kolyeleri elinde tuttukça daha güçlü olduğunu hissetmeye başlamıştı. Bu olanların gizemini çözmek gözüne daha da kolay gözüküyordu. Bu kolyeler annesinin ona ve kardeşine olan armağanıydı. Yani buna inanmak kulağa daha güzel geliyordu nasıl olsa. Tsukasa mektubu ve kolyeleri dikkatlice cebine koyup savaşçılara özel olan hastaneye doğru yol aldı.

☆☆☆

Toya'nın Anlatımından

     Akito'yu Korilth'in sınırında yolcu ettikten sonra bir süre o sınıra baktım. Akito ile aramızdaki sınırı hatırlatmaya çalışıyor gibiydi. Ama sınır da yanılıyordu. Aramızdaki sınır,kimliklerimiz yüzünden değil sahip olduğumuz sırlar yüzündendi. Akito'nun anlatmayı istemediği sırları vardı ve bunu anlayabiliyordum çünkü benim de kimsenin duymasını istemediğim sırlarım vardı. Hem de hiç de iç açıcı şeyler değildi. Bazen bunu duyan birisinin ne kadar korkunç bir tepki vereceğini düşünüyordum. Bazen de bu sırların içimde kalmasındansa insanların bana o iğrenç ifadeyle bakılmasını tercih etmenin daha iyi olduğunu düşünüyordum. Kafamda kurduğum bu dengede düşüncelerim bir gidip bir geliyordu ve bugün görünüşe bakılırsa ikinci olan denge tahtasında daha fazla ağırlık yapmıştı. Elimi cebime götürünce içinde daha önce koyduğumu hatırlamadığım küçük bir not kağıdı vardı.

''Yardımın için teşekkür ederim. Zamanı gelince bunu kimin yaptığını sana söyleyeceğim.''

     Ne ara konulduğunu farketmediğim bu minik nota hafifçe gülümsedim ve belki de Akito'nun bahsettiği zaman benim açımdan gelmişti. Onca yıl bunu sakladıktan sonra bunu Emu dışında birilerine anlatma zamanı gelmişti. Bunun düşüncesiyle kalbim hızla atmaya ve tereddüt etmeye başlasa da kalbimin derinliklerinde saklanan pişmanlık duygusu ortaya çıkmaya başlıyordu. Geçmişi değiştiremezdik ama bunu telafi etmek için geleceğe bakıp daha iyisini yapmaya çalışabilirdik. İşte şimdi ben de bunu yapıcaktım. Bu pişmanlığımı birisine anlatmaya gidecektim. Nasıl bir damga yersem yiyeyim oraya gidecektim. Sonunda elimde tuttuğum kağıdı tekrar özenle cebime koyup Korilth'e doğru yol almaya başladım.

     Korilth'in sınırına en yakın olan kasabaya ulaştığımda arkamdan birisinin geçtiğini hissedip hızla arkamı döndüm ama arkamda kimse yoktu. O an anlık bir refleks olarak elimi kılıcımın olduğu yere götürdüm ama kılıcım yoktu. Yanıma kılıcımı alsaydım daha güvende hissedeceğimi biliyordum ama şuanlık sadece yanımda hançer vardı. Hançer kullanmak pek benlik değildi ama yine de kendimi savunmak için yeterliydi. O arkamdan geçen kişiyi görmemişim gibi devam ettim. Sonra bir anda çatının üzerinden birisinin yanıma atladığını gördüm ve savunmaya geçtim. Kim olduğunu anlayınca rahat bir nefes aldım.

''Beni korkuttun Arata.''

Arata hafifçe sırıtıp üstüne gelen toprağı temizledi.

''Seninle birlikte olan çocuk kimdi?''

Direkt konuya dalmasından dolayı birden kaşlarımı çattım.

''Ah yoksa ajanlık yapan bir Anoryalı mı? Sen de ona inanıyorsun he? Laneti bir süreliğine bozmak için daha önce yapılmamış bir büyü yaptığına bahse girerim.''

Cevap vermediğimi görünce konuşmaya devam etti.

''Anoryalılar hep böyle fırsatçı oldular. Eskiden buraya zorla sürgün yediklerinde tek düşündükleri ülkeleri için bilgi almak oldu. Uyum sağlamaya çalışmadılar bile. Küçüklüğümden hatırladığım Anoryalı bir çocuk vardı. Tam bir ezikti ve o lanet olası yeşil gözlerine birkaç saniye bakmak bile kusmak istememe sebep oluyordu. O yeşil gözlerinin altında Korilthlileri nasıl öldürmek istediğini planladığına eminim.''

İşte bu ilgimi çekmişti. Zorla sürgün... Akito da burada bir süre yaşadığını söylemişti. Arata beni göstererek konuşmasına devam etti.

''Toya, dikkat etsen iyi olur. Anoryalıların hepsi çıkarcının teki.''

''Neye dikkat etmem gerektiğini biliyorum. Tavsiyen için sağol ama ihtiyacım yok.''

     Arata'nın anlattıkları içime bir kuşku düşürmüştü. Yine de ona bir şey demeden hızlıca yanından geçip gittim. Arata'yla fazla konuşmazdım. Korilth'in savaşçısı olsa da güvenilir birisi olduğunu da düşünmüyordum ve içimde onunla ilgili oluşan kötü sezgilerden sonra onunla iletişime geçeceğimi de sanmıyordum. Ben hızla kasabanın merkezine yol alırken Arata da şaşkın bir şekilde arkamdan bakakalmıştı.

     Tavernanın içine girdiğimde gelen o alkol kokusunun iğrençliğiyle yüzümü buruşturdum. Madem tadının iğrenç olduğunu söylüyorlardı ve sağlıkları için zararlıydı neden içiyorlardı anlayamıyordum. Yine de kendi tercihleri olduğu için karışamayacağım bir şeydi bu. Bu karışmadığım insan grubuna MEIKO da giriyordu ki o tam bir alkolikti. Şimdi de genelde yaptığı gibi alkolünden yudumluyordu. İçeri benim girdiğimi görünce hafifçe el salladı. Ben de onun yanına gittim ve boş olan sandalyeye oturdum. MEIKO biraz şaşırmış gözüküyordu.

''Toya! Seni buraya sürükleyen şey de nedir?''

''MEIKO-san sadece ikimiz özel bir konuyu konuşmak için dışarı çıkabilir miyiz?''

MEIKO daha da şaşırdığını belli etmek için kaşlarını daha çok yukarı kaldırdı.

''Tabii ki. Gel gidelim.''

     MEIKO alkolünden son yudumunu aldıktan sonra ayağa kalktı ve bana onu takip etmemi söyledi. Tavernadan çıktıktan sonra rahat bir nefes verdim. MEIKO ile tavernanın arkasına geçtik ve kendi kendime söyleme zamanının geldiğini hatırlattım.

''MEIKO-san...ben...''

MEIKO'nun bana olan meraklı bakışları daha fazla gerilmeme sebep olmuştu.

''Sen?''

''Ailemi ben öldürdüm.''

Evet...biraz absürt bir bölümle çıkagelsem de sonunda yeni bölümü atabildim. Umarım beğenirsiniz ve oy verirseniz sevinirim 💕

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 13, 2024 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kopartılması Gereken Bağlar (Akitoya)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin