Gece olmuş, mahalle sessizleşmişti. Ben ise uyuyamamıştım. Lina'yı düşünüyordum. Kim bilir ne haldedir şimdi...
Dayanamayıp Ayaz'a mesaj attım.
Hazal
Bizimkilere mesaj at ve her zamanki yere gelin.Giresun'lu
TamamMesajını okuduktan sonra sırtıma bir hırka geçirdim ve anneme çıktığımı ve 1 saate geleceğimi söyledim.
Apartmandan çıkınca Yeşim ve Ece'yi sırayla arayıp gelmelerini söyledim. Binaya vardığımda Ayaz, Doğan, Bilal, Can ve Cem'in binanın dışında olduğunu gördüm. Benden hemen sonra kızlarda gelince birlikte binaya girdik.
1. Kata çıkıyorduk. Her şeyimizi bilen kata. Biz oraya "Mavi Duvarlar" diyorduk. Çünkü duvarlarını maviye boyamıştık. Kimin bir hayali, derdi veya başka bir sıkıntısı olsa bir kağıda yazar ve bu duvarlara asardı. 3 yıl önce yıkılmak için boşaltılmış, lakin yıkılmayınca mahalle burayı ele geçirmişti. O gün bugündür bizimdi burası.
Kata ulaştığımız vakit önümüze ilk çıkan daireye girdik. Salon olduğunu düşündüğüm yere girdiğimizde daire şeklinde oturduk.
"Lina'yı kurtarmalıyız." Dedim direkt konuya girerek. "Planı olan?" Dedim ardından. "Evlere gidip hazırlanın ve benden haber bekleyin. Bu gece, bizim en hareketli gecemiz olacak..." Dedi Ayaz. Onu onayladık ve hep birlikte ayaklanıp binadan çıktık. Ona güveniyordum, güveniyorduk. O en plansız anda bile planlıdır. En çaresiz anda bile çarelidir.
Binadan çıkmış evlere dağılmıştık. Hızlıca siyah bir eşofmanla lacivert bir bisiklet yaka tişört giydim. Telefonumu cebime atıp eşofmanın fermuarını kapattım. Saçlarımı toplayıp ördüm. Her şeyim hazırdı.
Anneme durumu kısaca açıklayınca bana, "Keşke en başında direkt polise gitseydin kızım. Ya başınıza bir şey gelirse?" Dedi endişeyle. "Sakin ol annem. Sağ salim döneceğiz. Söz veriyorum." Dedim onu sakinleştirmek için. "Seni bekleyeceğim o halde." Dedi annem. "Uyumalısın anne." "Sen gelmeden uyuyamam kızım." Derin bir nefes verdim. Gözlerimle onayladım onu. Yanağına öpücük kondurup evden çıktım ve Ayaz'ın söylediği yere doğru yol aldım. Sokağın başında buluşacaktık.
Oraya vardığımda herkesin orada olduğunu ve beni beklediğini gördüm. Koşar adım yanlarına gittim. "Herkes hazır mı?" Dedi Ayaz. Sanki anlaşmış gibi hep bir ağızdan "evet" Dedik. "Başlayalım o zaman." Dedi ve yürümeye başladı.
Dikenucu'na varmıştık en sonunda. Şimdi yapacağımız ilk iş, Lina'nın nerede olduğunu bulmaktı.
"Sizce nerede olabilir?" Dedi Ece. "Bunların mahallede boş bir gecekonduları yok muydu? Bence oradalardır." Dedi Doğan. "Bence de. Hadi gidip bakalım." Dedim ve yürümeye başladık.
O gecekondu 2 sokak aşağıdaydı. Dikenucu ile aramız kötü olmadan önce orada takılırdık. Güzel günlerdi...
Yazarın anlatımıyla...
8 arkadaş her şeyden habersiz eski gecekondunun önüne gelmişti. "İlk kim girmek ister?" Dedi korkmuş bir sesle Bilal. "Ben girerim." Diyerek önden yürümeye başladı Hazal. Diğerleri de onu takip ediyordu.
"Yerdeki cam kırıklarına falan dikkat edin!" Dedi sessizce Ayaz. "Burası çok karanlık!" Yeşim'in söylemesi üzerine Doğan cebinden küçük bir el feneri çıkardı ve yaktı. "Böyle daha iyi." Dedi memnuniyetle Yeşim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavisiz Mavi
Novela Juvenil"Mavi, kimileri için özgürlüktür. Benim içinse, mavi beni hapis eden bir renkti..." Ben, Hazal Hancı. Ve bu da benim maviye olan düşkünlüğüm. Gelin, birlikte mavinin nasıl bir insanı mahvoluşluğa sürdüğünü öğrenelim...