Salep

111 19 14
                                    

Donghyuck ilk uyandığında saat akşam 9 olmak üzereydi. Akşam yemeği saatini kaçırmıştı arkadaşları uyandırmadığı için ama dinlenmesini istediklerini biliyordu. Lavaboya gidip işlerini hallettikten sonra etrafa bakınmıştı. Avını ,Dejunu, bulduğunda ona doğru yürüyüp yatağına oturmuştu ağzını açarak. Dejun ne istediğini anladığında tabaktaki kekin kalanını arkadaşına yedirmişti. Hyuck teşekkür mahiyetinde havadan öpücük atmış, geri yatağına geçmişti. Hazır uykusu varken iyi değerlendirmek istiyordu bu anı. Yorganının altına girip kendisini uykuya bırakmıştı, umuyordu ki hastalığı yarına geçerdi bu kadar uykuya.

Odadaki seslerle gözlerini açtığında yerinde doğruldu. Gördüğü ikiliyle kaşlarını çatarken Jaemin onun kalktığını duymuştu ama cümlesini bitirmesi gerekiyordu.

"Kahvaltısını yaptıktan sonra ilaçlarını içsin sonra da sıcak bir şeyler içsin. Sorun olursa da beni ara." Marka olan sözlerini bitirince yatakta oturan ve olanları anlamaya çalışan Hyucka konuşmaya başlamıştı. " Günaydın Hyuck, bugün okula gitmiyorsun hala hastasın. Mark da sana bugün yardım edecek uslu dur, görüşürüz."

Çocuğuna öğüt verir gibi konuşan Jaemin odadan çıktığında bazen arkadaşının anne gibi olabileceğini unutuyordu Hyuck, fazla kuralcı olduğu zamanlardan biriydi bugün de. Gözlerini Marka hala uykulu olduğunu görmesi gülümsemesine neden olmuştu. "Günaydın Mark"

"Günaydın, hadi giyin de aşağı kahvaltıya inelim" Hyuck başını sallayıp dolabına yürümüş, rahat kıyafetlerinden almıştı eline. Banyoya gidip işlerini hallettikten sonra giyinip odaya geri girmişti. Mark ayaklandığında Hyuck gerekli şeyleri yanına almış arından ikisi birlikte çıkmıştı odadan.

Yemekhaneye inip istediklerini aldıktan sonra boş yere oturmuşlardı karşılıklı. Dünden sonra bu kadar sessiz olmaları garip hissettiriyordu. Haechan bu durumdan rahatsız olup ağzını açan ilk kişi olmuştu. "Okulu benim için ekmene gerek yoktu, derslerinden geri kalacaksın"

Mark omuz silkmişti, derslere girmeyi zaten sevmiyordu. Bugün de özellikle sevmediği dersler vardı bu yüzden sorun değildi ona göre. "Bugün sözel dersler var, okula gitsem de girmezdim büyük ihtimalle. "

Hyuck kaşlarını kaldırmıştı hafifçe, şaşırmıştı sözel sevmemesine. "Sayısal derslerin iyi yani?"

"Hmhm" Aldığı onayla dudaklarını büzmüştü Donghyuck. "Benim sayısal derslerde kafam karışıyor, çok uzun sürede çözüyorum"

Mark karşısındaki çocuğun gerçekten sayısalda sorun yaşadığını konuşmadan önce yüzünden anlamıştı. Aklına gelenle arkasına yaslanıp konuşmuştu. "İstersen sınava çalıştırabilirim seni. Ben de tekrar etmiş olurum." Hyuckun gözleri büyürken masada öne doğru eğilmişti.

"O zaman ben de sana sözel dersleri çalıştırırım." Mark olur anlamında başını salladığında yemeklerine geri dönmüşlerdi. Normal muhabbetle biten yemeklerini bırakıp merdivene yönelmişlerdi. Odaya geri geldiklerinde Mark bir şey düşünüyor gibiydi. Sonunda kafasında planı yaptığında sormuştu çocuğa. "Eğer biraz halin varsa dışarı çıkmak ister misin?"

Hyuck sorusuna karşı biraz düşünmüştü, çok fazla sızısı yoktu hem temiz hava da iyi gelebilirdi. "Olabilir, nereye gideceğiz?"

Mark onay aldığında Hyuckun sorusuna cevap verme gereği duymadan sabah getirdiği montunu giymişti. "Hadi giy montunu gidelim"

Defol git • markhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin