Sınav sonrası stres atmak için boş bırakılan derslerinde ne yapacaklarını düşünüyorlardı. Oturup sınavı konuşmak istemediler çünkü hepsininki ortalama geçmişti, memnun gibilerdi Hyuck hariç. O puanını geçmeye yetecek mi yetmeyecek mi onu bile hesaplayamıyordu korkudan.Jaeminin attığı spor salonuna inme fikrini hemen beğenmişler, koşar adım sınıftan çıkmışlardı. Spor salonu okul binasının yanındaydı, bu yüzden ilk bahçeye çıkıp sonra salona girmişlerdi.
Hyuck girdiği gibi gördüğü beyaz , kırmızı yeşil şeritli, topu eline alıp sektirmiş şişliğine bakmıştı. Yüzündeki sırıtış tam istediği gibi olduğunu gösteriyordu. Ne el yakacak kadar sert ne uçacak kadar yumuşak.
Topu yavaş yavaş sektirirken sahaya girdi, kimsenin olmamasını bekliyorlardı fakat gördükleri grupla büyük bir siktir çekti Donghyuck. Onun yanına gelen Renjun de mırıldanmıştı kaşlarını kaldırıp.
"Yan odadaki ayılar..."
Toplam 5 kişilerdi ve basket oynuyorlardı. Hyuck içlerinden dün konuştuğu çocuğu bulduğunda tanıdığını düşündürten parçalar yerine oturmuştu.
O okulun basketbol takım kaptanı Mark Lee'ydi.
Onu hem okul maçlarını izlerken hem de spor hocası tüm dalların kaptanlarını çağırdığında görmüştü. Evet Hyuck da kaptanlık yapmıştı voleybol takımına ama sonra bırakmıştı, ona göre değildi herkesi bir çatı altında toplamak. Daha kendi stresine çare bulamazken diğerlerine yardım edemezdi. Bu yüzden bir süre daha ilk altıda yer almak onun için daha iyiydi.
Hyucku düşüncelerinden ayıran şey yerde ona doğru yuvarlanan basket topuydu. Ayağıyla durdurduğunda ona doğru bakan 5 çift göz hissetmişti. Gözlerini onlarda gezdirmiş ardından başını dikleştirip konuşmuştu
"Biz voleybol sahasını kullanacağız, lütfen saha çizgilerini aşmayın."
"Oldu canım salonun dışına atın bir de bizi" Basketçilerden biri konuşmuştu, bir eli belinde diğer eli havadaydı. Garip bir tipti.
Böyle tepki vermesinin sebebi tek pota kullanan bu beş kişinin voleybol sahasının bir kısmında oynuyor olmalarıydı. Hyuckun dediğini yapsalar oynayacak bir alanları kalmıyordu.
"Biz nerede oynayalım? Arka tarafı işgal ediyorsunuz." Çemkirmişti Donghyuck.
Sesler yükselip ağız dalaşına girildiğinde Chenle arkada kulağını tutuyordu, sevmiyordu arkadaşlarının bu hallerini. Etrafına baktığında aklına gelenle ortalarına doğru yürümüştü iki grubun da. Derin bir nefes alıp sesini onlardan daha çok yükselterek konuşmuştu
"Şu an spor salonundayız ve hepimiz sporcuyuz, neden aramızda maç yapıp kimin sahayı kullanacağına karar vermiyoruz??"
Herkese dediği mantıklı gelmişti sanırım ki susmuşlardı yavaş yavaş. Hyuck arkadaşlarının kabul edeceğini bildiği için kimseye sormamıştı, hepsi deli gibi rekabetçiydi. Mark onun aksine kendi arkadaşlarına dönüp sorar gözlerle bakmıştı. Herkes bir şekilde kafasını sallamıştı fakat biri hariç.
"Jeno? Çıkalım istemiyorsan"
"Sanırım ya kavga edeceğiz ya da bunlarla oynayacağız." Hyuckun hala ayağının altında olan basket topunu almaya gidiyordu Jeno , sonuçta basket oynayacaklardı değil mi?
Kendine gelen bedeni gören Donghyuck ilk sırıtmış, sonra basket topunu ayağıyla arkaya doğru ittirip konuşmuştu. "Voleybol oynayacağız beşe beş"
—————
iki senedir oynamayınca voleybol aşkım kabardı :")
Fikirlerinize açığım her zaman❤️❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Defol git • markhyuck
Fanfiction"Umarım bir sabah kafan basket topu olur da onu sektirirler Mark" mini?fic