Bağıran Baraka

144 18 4
                                    

Hayat yolunda ilerlerken sadece ihanet ile sadakat arasında kalınsaydı, işler kolaylaşırdı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hayat yolunda ilerlerken sadece ihanet ile sadakat arasında kalınsaydı, işler kolaylaşırdı. Ama insan çoğunlukla iki bağdaşmaz sadakat veya iki ihanet arasında tercih yapmaya zorlanır.

Harry Potter ilk düşmanını henüz bir yaşını doldurmamışken kazanmıştı. Daha dik oturamadığı halde son yüzyılın en karanlık büyücüsü tarafından hedef alınmış ve öldüren lanetten kurtulan ilk büyücü olmuştu. Lord Voldemort güçlü ve tehlikeli bir düşmandı. İnsanlar adını dahi söylemekten çekiniyordu. Terör imparatorluğu oluşturmak ve yüzlerce insanın ölümüne sebep olmak birisinden kırmak için geçerli sebeplerdi. Elbette Harry'de fazlasıyla korkuyordu. Kimseden Voldemort kadar nefret edebileceğini düşünemezdi. Harry'nin ailesiz büyümesine neden olmuştu, bundan daha büyük bir kötülüğü hayal dahi edemiyordu. Ancak ne kadar yanıldığını ilk Hogsmead gezisinde anlamıştı.

Bakan Fudge, Profesör Mcgonagall, Hagrid ve Madam Rosmerta'dan oluşan ekip oldukça ilgi çekiciydi. Onları daha dikkat çekici yapan bir başka mevzu ise Bakan Fudge'ın dikkatsiz fısıldamasından duyulanlardı. Harry Potter ve Sirius Black hakkında kamuoyunun bilmedikleri...

Gün ne kadar güzel başladıysa o kadar kötü devam etmişti. Sirius Black, Harry'nin vaftiz babasıydı. Ailesine bu derece yakındı. Ancak onları Lord Voldemort'a satmıştı. Ailesiyle birlikte saklandığı evin adresini Black iletmişti Voldemort'a. Hain bunca zamandır yanlarındaydı. Adım adım ölümlerini planlamıştı. Merlin Adına o adi herif, Harry'nin vaftiz babasıydı. Ailesinin başına bir şey gelirse onun sorumluluğu altında olması gerekiyordu. Ne ironi ama...

O andan sonra tek amacı Black'i bulmak olmuştu. Hogwarts'a tekrar girmeyecek kadar akıllıydı. Yalan ihbarlar dışında Black hakkında tek bir haber yoktu. Bir anda buhar olup uçmuştu sanki. Harry her zamanki gibi kendi içine kapanmış ve etrafındakileri yok saymıştı. Öğrendikleri zihnine ağır gelse de antrenman yaparak dengelemeye çalışıyordu. Zihni ne zaman hain hakkında çığlık atmaya başlasa kitapları karıştırmaya başlayıp yeni büyüleri çalışıyordu. Eh bu süre zarfinda fazlasıyla ilerleme kaydetmişti. Ders çalışmadığı zamanlar ise haritaya bakıyordu.

Fred ve George kesinlikle favori Weasley üyeleriydi. Haritayı inceledikten sonra teslim etmek için yanlarına gitmiş ve kendini açıklamıştı. İkizler sinirlenmek yerine haritayı Harry'e vermişler ve babasının hatırası olduğunu söylemişlerdi. Zaten tüm geçitleri biliyorlardı. Ayrıca kız kardeşleri için daha önce teşekkür etme fırsatları olmamıştı. Quidditch'te başlayan tatlı rekabetleri bu güzel jestle arkadaşlığa bile dönüşebilirdi. Harry'nin ailesinin yadigarlarına verdiği önem her zaman belliydi.

Harita mükemmel şekilde çalışıyordu. Son zamanlarda geceleri sık sık karşılaştığı Dumbeldore'un yerini bilip ona göre hareket etmek büyük avantajdı. Herkesin yerini doğru gösteriyor ve içinde onlarca gizli geçit ve sır barındırıyordu. Bir kaç gün öncesine kadar harita sorunsuz şekilde çalışıyordu. Harita o ana kadar tek bir hata bile yapmamıştı. Ancak ufak bir problemi vardı : Ölüler canlanmış gibiydi.

ProphétieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin