~6

37 7 0
                                    

Son sözlerinden sonra uzatmak istemeyip daha fazla dayanamayacağını düşünerek babasını da odayı da terk edip çıktı gitti Melisa.

Eğer görüşmesi beklediği gibi geçer ve bedenen de ruhen de fazla yorulmazsa adliyeye uğrayacaktı. Böyle düşünmüştü ama içerideki anları tahmin etmemişti.

Yalan söylemişti. O babasını tanımıyordu. Tanımak istiyordu fakat bunun için hem çok büyümüş hem de çok yorulmuştu.

O odada söylediği gibi babasında dinlenlenmesi gerekirken babası onu yoruyordu. İyi ki asker olmamıştı. Bir de böyle bir yükü sırtlansaydı neler olurdu bilmiyordu.

Yine de içeride söylediği gibi o, babasının değil annesinin kızıydı. Vazgeçmeyecekti. Hemencecik pes etmeyecekti. Tanıyacak ve tanıtacaktı.

Adliyeye de gidecekti. Yalnızca normal, eğlenceli ve iyi gelen bir molaya, araya, ihtiyacı vardı. Gözleriyle bahçeyi turlarken ona bunu kimin sağlayacağını da buldu.

Hızlıca koşup o kişinin yanına ulaştı. Ulaşır ulaşmaz da o kişi fark edip anlayamadan Çağrı abisi sandığı o kişinin sırtına atladı.

"Ha gayret abişim! Biraz daha zorla şunları. Olmamış bunlar bak ben sana söyleyeyim."dedi Melisa gülerek.

"Abla dedik bağrımıza bastık. Senin yaptığına söylediğine bak!"
"Kusura bakma Eren ama ihanet genetiğimde var."
"Belli."dedi Eren.

Hoşnutsuzlukla ve yorgunlukla hem Melisa'ya hem de Melisa'nın sırtına atladığı kişiye bakıyordu. Aynı zamanda eğitimini sürdürüyordu.

Melisa ona gülüp başını Çağrı abişi sandığı kişiye çevirdi. Çevirince de ona bakan yabancı yeşil gözlerle karşılaştı.

Olanı biteni anında anlayıp panikle atladığı sırttan atladı. Hızlıca toparlanıp mahcubiyetle yabancı yeşil gözlere çevirdi tekrar bakışını.

"Ben çok çok çok çok özür diliyorum. Yanlışlıkla oldu. Ben sizi Çağrı abiş-! Aman! Abim sandım çok çok çok çok özür diliyorum. Lütfen kusura bakmayın. Hakkınızı helal edin."dedi Melisa hızlı hızlı.

"Neden geldin?"diye sordu onu inceleyen yabancı yeşil gözlerin sahibi.

"Ne kadar?"
"Ne ne kadar?"
"Fiyatın. Ne kadar?"diye sordu Melisa birden değişip tersleşerek.

"Ne saçmalıyorsun?"
"Geldiğimden beri bu ve bunun benzeri sorularla muhatap oluyorum da ondan soruyorum."dedi Melisa.

"Biriniz neden geldin ne istiyorsun diye sorar, birisi sesimi duymak istemez beni de çocuklarımı da reddeder. Biriniz soruları tekrarlar sözlerimi tınlamaz."diye saydı sinirle.

"Parayla gönderiyorlar herhalde sizi. Fiyatın kaç? Fazlasıyla vereyim de bir bitin artık. Neyse. Hakkını helal et yeter. Bir daha olmayacak."dedi Melisa.

Yine karşı tarafı konuşturmadı. Yine çekip gitti. Bu defa emin olarak ilerledi dünkü grubun asker kişilerinin toplandığı yere.

"Bilip bilmeden herkesin sırtına atlamaman gerektiğini ne zaman öğreneceksin Meliş?"
"Normalde bu soruna çıkmaz ayın son çarşambası cevabını verirdim ama o pis gözlü bir daha asla dedirtiyor."dedi Melisa, Çağrı abişine.

"Ne dedi de bunu dedirtti senin gibi inatçı keçiye?"
"Neden geldiğimi sordu pis gözlü. Hayır ona neyse? Ben de susmadım yapıştırdım hak ettiği karşılığı."dedi Melisa.

"Belli. Ne dediysen hıncını eğitimdekilerden çıkarıyor. Büyük ihtimalle gün bitiminde Eren ve diğerlerinden geriye hiçbir şey kalmayacak."dedi Deniz.

NAmütenahiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin