~47~ ~Final~

31 5 0
                                    

" Haayyyıııııııırrrrr! "
_________________________________________

Attığım çığlık tüm ormanı inletmişti. Tüm kuşlar birden uçup gitmişti sanki bu ormandan. Kardeşimi nazikçe yere bıraktım ve bir hışımla Nancy'ye yaklaştım.

Sert bir tokat yapıştırdım suratına! Sonra bir tane daha... Bir tane daha... Ama hıncımı hala alamamıştım bu yeterli değildi. O ise sadece kanlı dudağı ile yüzüme bakıyordu.

" Öldürücem seni öldürücem! Ne istedin ondan? Ne istedin kardeşimden? Bir zamanlar öz kızın gibi sevdin öyle yetiştirdin onu hepsi sahte miydi? Daha kaç can alıcaksın benden ha! Kaç can? Yetmedi mi döktüğün kan! Annemi aldın, ablamı aldın.. Şimdi de kardeşimi aldın. Neden! Bu öfke bu kin neden? Hadi şimdi de benim canımı al hadii! "

Andy beni tutarak ondan uzaklaştırmak istedi ama şuan da en az bir aslan kadar güçlüydüm ve o da bunun farkındaydı. Yaşadığım acının tarifi yoktu.

Şimdi ise ona ne tür işkenceler ederek canını alsam diye düşünüyordum.

Ellerimi alevlendirerek yaklaştım ona yanan ellerimle boğazını sıkmaktı niyetim.

- canın yanıyor dimi Elena? Bende tam bunu istiyordum. Şimdi sen fazlasıyla üzgünsün ben ise hiç olmadığım kadar mutlu.

" Kes sesini! Canına mı susadın sen! Kendini öldürtmek mi istiyorsun? "

- ben öldürme diye yalvarsam da senin yapacağın şey zaten belli. Benim yalvarmam işe yaramaz öyle değil mi?

" Aferin iyi tespit seni aşağılık! "

Yüzüme boş boş bakıp sırıtması beni deli ediyordu. Gerçi istediği de buydu zaten ve elde etmişti.

Öylesine gözüm dönmüştü ki yıllarca işkence ettikten sonra öldüresim geliyordu. İçim soğur muydu o zaman? Bi nebze mutlu olur muydum ki? Sanmam. Bunları yapsam da kardeşim geri gelmeyecekti. Hem o da bunu yapmamı ister miydi? Belki de isterdi. Onu henüz tanıyamamıştım ki! Doyamadan gitmişti.

" Niye yaptın bunu ya niye? Daha yeni kavuşmuştum kardeşime! Neden aldın onu benden! "

- tam da bu yüzden. Böyle acıdan karşımda kıvran diye.

İşte bu son cümle bardağı taşıran son damla olmuştu. Az önce söndürdüğüm ateşimi tekrar alevlendirdim ve yanan ellerimle Nancy'nin üzerine doğru gittim. O da bu sonucu bekliyor gibi hançeri tutan elini çevik bir hareketle kurtardı Kelvin'den.

- neyseki mutlu ölücem. Ben mutlu sen mutsuz!

Dedi ve hançeri kalbine sapladı aniden. Biz ne olduğunu anlamadan yığıldı yere.

" Seni lanet olası! Böyle kolay ölemezsin! Pislik kalk hemen bu şekilde olmaz. "

Ne kadar sarssamda o da gitmişti ama son nefesini acıyla zorlukla vermişti.

Ne yani... Bitti mi şimdi? Bu kadar basit miydi herşey? Peki ya intikam? Onu da kendi almıştı.

Kardeşimin yanına gidip başını tekrar dizlerimin üstüne koydum. Açık kalan gözlerini usulca kapadım. Ölüm anında gülen yüzü hala aynıydı ikizimin. En azından mutlu ölmüştü. Onu son gördüğüm hali gülerkendi. En azından bu iyi bişey sayılırdı. Elbisemden kumaş yırtıp kanayan yere koydum. Kanı daha fazla yere akmamalıydı.

Lara gelip omuzlarımdan tutunca başımı çevirdim ona.

- hadi kızıl çiçeğim vakti geldi son 5 dakika kaldı dolunay'a.

" Bide o vardı dimi? Mecbur muyum buna? "

- şuan hissettiğin acıyı anlamamız mümkün değil. İnan bizde çok üzgünüz ama bunu kendin için değil herkes için yapacaksın. Tüm ülke için. Hem bak bu uğurda ne kadar kayıplarımız oldu. Annen, bizim ebeveynlerimiz, profesör Nora ve....

Asrın melekleri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin