maybe I'd change for you someday

96 19 27
                                    

-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-

"Her seferinde bir yalanın oluyor, bu seferki ne anlat bakalım?"

Annem kahvaltı masasında, telefonuna gelen düşük not mesajımı gösteriyor bana. Sesinden bariz belli olan siniri, duyacağım lafların ve edeceğimiz kavganın önceden habercisi oluyor benim için.

Birçok şeye alışkınım. Notlarımın annem için yetersiz gelmesine, ne yaparsam yapayım beğendiremememe, bu kavgalara alışkınım. Ne dersem diyeyim inanmayacak bana. Aslında bu sefer sınavın zorluğu ya da çok çalışmama rağmen yapamadığım bir durum söz konusu değil. Artık eskisi gibi değilim ben de. Sınavlara çalışmamın asıl nedeni Seungmin'di çünkü.

Seungmin'in başarılı olması, benim ona yetişmeye çalışmam ve belki de imkansız aşkımın ben de bıraktığı tahribatı görmemeye çalışmam. Ya da ailemin ben de yarattı tahribatı. Sonuç olarak ders çalışmak benim için kaçış yoluydu. Birkaç gece önce Seungmin'le sabahlamamız ise bugünkü sınava çalışmamı aksatmıştı. Bir sonraki gün uyanamadığımdan dolayı okula gidememiş ve ondan sonra ise Chan Hyung'a olanları anlatacağımdan dolayı da umursamamıştım sınavı. Aklıma dahi gelmemişti. Silinmişti umut dolu aklımdan.

Şimdi ise annemin bitmek bilmez siniri vardı. Bunu da kafamdan tamamen silmiştim. Sınavlara çalışma sebeplerimden biriside annemdi doğrusu. Kendi hayatını evlendiği için yaşayamadığını ve benim onun hayallerini yerine getirmem için doğru bi proje olmamdı olay.

Sadece annemin istekleri. Bencilce ve zavallıca olan istekleri. İyi bir okula derceyle girmem, birincilikle mezun olmam, yüksek mevkide iyi bir iş yerinde çalışmam ve annemin ne kadar iyi bir ebeveyn olduğunu herkese göstermem gerekliydi. Annemin hayalleri buydu. Benimkiler ise bunların yanından dahi geçmiyordu oysaki. Benim tek istediğim sakin bir hayat.

Basit olarak görülen o işlerde çalışmak, akşam eve döndüğümde ise sevdiğim kişiyle aynı yatağa girmek. Son kısımın sadece hayalden ibaret kalacağını düşünürdüm eskiden. Hala düşünüyorum sadece biraz daha yakın duruyor gibi. Sevdiğim kişiyle aynı yatağa giremeyecek olsam bile, mutlu olduğunu bana anlatsın isterim. Ona o kadar yakın olmak, belki de aynı evde yaşamak. O da isterse tabii. Sadece beni bırakmasın yeter. Tüm acizliğimle yanı başında durmak, hiç bırakmamak istiyorum sadece.

"Sana diyorum!" Annemin tekrardan sinirli sesini duymamla sıçradım yerimden.

"Ne bu?! Dinlemiyor musun artık beni?! Hem sınavdan düşük al, hem dinleme! Bu sonuçlarla mı giriceksin sen üniversite sınavına! Baban gibi başarısız bir adam mı olucaksın? Yapayalnız!..."

Kafamı kaldırmadan annemin bağrışlarını işitiyordum işte. Yapayalnız kelimesi kulaklarımda takılı kalıyor bir süre. Sanki şimdi yalnız değilmişim gibi, annemin körlüğü yeniden canımı yakıyor. Basit bir 'olsun, bir dahaki sefere' demek yerine, canımı yakıyor sadece. Daha derine yaralar açıyor. Kendi açtıkları yaraların iyileşmesine dahi izin vermiyorlar. Yapayalnız bıraktıkları çocuklarını daha da üzüyorlarlar, daha da içine kapanık yetiştiriyorlar, daha da ezikleştiriyorlar onu.

cry.jeongminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin