İyi okumalar🌹
"Arin~ Neredesin bakalım?"
Birazdan Minho gelecekti ve benim Arin'i hazırlamam gerekiyordu. Bugün ikimizin de izin günü olduğu için hep beraber -üçümüz- zaman geçirmeye karar verdik.
Tabii önce benim şu küçük Thita'yı bulmam gerek.
"Arin hadi ama. Bak yoksa lunaparka Hyunjin amcan ile gitmek zor-"
"Hemen gidelim!"
Ben ona sesli bir şekilde gülerken o saklandığı dolabın içinden çıkıp elimdeki kot tulumu alıp giyinmeye başladı.
"Hyunjin amcayı seviyorum ama her şeyi çok abartıyor. Sırf çarpışan arabada biri bize çarptı diye gerçekten çarptı sandı."
Ah Hyunjin ah! Seninle tam olarak başa çıkan sadece Felix var...
"Hmmm anladım güzelim. O zaman bu sefer sen, ben ve baban ile gidelim mi?"
"Evet evet! Lütfen!"
Arin'e sıkıca sarılırken kapı zili çaldı ve Arin benden ayrılıp hızlıca kapıya koştu.
"Babam geldi!"
"Arin merdivenlere dikkat et!"
Desem bile hızlıca inip kapıyı açtı. Ben de o sıra merdivenlerden inmeyi bitirip yanına gittiğimde gülümsememi sağlayacak görüntü ile karşılaştım. Minho, Arin'i kucaklamış ve ona sıkıca sarıldığında en az Arin kadar bende mutlu oluyorum.
"Baba! Hadi hemen gidelim!"
"Ama sen ve annen (Arin, Jisung'a öyle sesleniyor) çok güzel olmuşsun. Ya biri beni katil ederse o zaman bensiz ne yapacaksınız."
"Ama baba sana göre biz her zaman güzeliz."
Ben de artık aralarına katıldıktan sonra Arin sonunda Minho'nun kucağından inmiş ve koşarak arabaya bindiğinde Minho ise bana sarılıp her zaman ki gibi burnunu boynuma götürüp derin bir nefes aldı. Bende ona sarıldıktan sonra ayrılan ilk Minho oldu.
"Çok özledim seni."
"Alt tarafı iki saat yoktun."
"Olsun o iki saat iki asır gibi geçti."
Tam Minho'yu öpeceğim sırada Arin arabadan bize bağırıp gelmemizi söyledi.
"Özlem gidermeniz bittiyse diyorum gidelim artık."
"Bücür seni!"
Kapıyı kapatıp kilitledikten sonra arabaya gittik. Bindiğimizde Arin bana sarılıp yanağımdan öptükten sonra Minho'ya sırıtarak baktı.
"Anne babam yerine bundan sonra ben öpeyim seni."
"Benim kızım niye böyle?"
Minho söylenerek arabayı sürmeye başladığında ben de onun böyle olmasına güldüm.
÷÷÷
Önce yemek yemek için hamburgerciye gidip orada karnımızı doyurduktan sonra da yediklerimizi eritmek için Arin'in sabahtan beri gitmek için sabırla(!) beklediği lunaparka gittik. Lunaparkta ilk önce dönme dolaba sonra da atlı karıncaya bindik. En son ise çarpışan arabaya bindik. Ben Arin ile oturdum. Minho ise tek başına oturup hep birbirimize çarpmaya başladık.
Arkadan birisi bize çok sert çarptığı için Arin dengesini kaybedip alnını öne çarptığında acıyla inledi. Minho hemen olduğu yerden inip yanımıza geldiğinde ben Arin'i kucağıma alıp alnını öpüp sarılıyordum. Arkama baktığımda bir adam feromon salgılıyordu. Bu benim ve Arin'in midemi bulandırırken Minho etkilenmiyordu.
"Ne diye feromon salgılıyorsun lan piç?!"
"Siktir git kardeşim ben şuan o Sigma-"
"Seni öldürürüm lan!"
Ben Arin'i kucağıma alıp oradan gittiğimde Arin'e buradan ayrılmamasını söyledikten sonra hemen Minho'nun yanına gittim. Her ne kadar midem bulansada...
"Tamam yeter Delta'm gidelim lütfen."
"Şimdi siktir ol git! Bir daha seni görürsem daha beter yaparım!"
Adam oradan hızlıca uzaklaşırken Minho bana dönüp hemen sarıldı. Onun bana sarılması onun her zaman sakinleşmesini sağlardı.
"Baba! Annemi bırakta sinemaya gidelim artık!"
"Bana bak bücür. Şurada Sigma'mı sevemedim zaten."
"Hadiii!"
Minho bıkmış bakışlar atarken ben onu yanağından öpüp kulağına fısıldadım.
"Akşam seversin belki."
"Eğer gelmezseniz bir daha asla konuşmam sizinle!"
"Geliyoruz prensesim!"
Minho ile arabaya geldiğimizde ben tam bineceğim sırada Minho elimi tutup beni durdurdu.
"Çok güzel bir şekilde seveceğim hem de."
"Baba!"
"Tamam bıraktım anneni."
🌹Özel bölüm bitti🌹
Bu arada 1K okuma içinde teşekkür ederim 😭💙
Arin'de bu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rose and ocean÷minsung÷
Loup-garouBir tarafta herkesin en çok beraber olmak istediği güzel Sigma Han Jisung Bir taraftan da herkesin tanıdığı ve herkesin rüyası olan Delta Lee Minho "Bence en güzel koku gül ve okyanustur..." Yan shipler: ÷Hyunlix÷ ÷Chanmin÷ ÷Changin÷