4.BÖLÜM-GEÇMİŞİN KALINTILARI

15 2 3
                                    

          YENİ BÖLÜM GELDİİ. LÜTFEN OY VERİN.                                                                                                                                                             

  6 YIL ÖNCE 

Bugün hava çok güzeldi, her yer beyaz örtüyle kaplıydı. Her tarafta yılbaşının heyecanı vardı. İki gün sonra yeni yıla giriyorduk. Yarın da doğum günüm vardı. 14 yaşıma giriyordum. Sabah kahvaltı için annemin uyandırmasıyla kalkıp koşarak banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkayıp koşarak aşağıya inip annemi ve babımı öptüm.

"Baba"

"Efendim kızım?"

"Bugün ormanıma gidelim mi? Hem bugün doğum günüm. Onu akşam bizim eve getirelim, beraber kutlarız." babam bana bu kız ne diyor gibi bakmaya başlayınca annem babama açıkladı.

"Seher'in oğlundan bahsediyor."

"Kızım sana kaç defa dedim. Ona öyle seslenme diye. Hem ona abi diyeceksin. İsmiyle seslenmekte yok."

"Ya neden abi diyorum. Aramız da sadece iki yaş var."

"Olabilir o senden büyük ama istersen gelir."

"Gelsin ama önce biz onlara gidelim."

"İyi , hazırlan bakalım küçük tırtıl. Sonra gideriz."

"Baba bana küçük tırtıl demekten vaz geç. Hem büyüdüm ben 14 yaşıma girdim."

Babamla gülüşürken annemden bizim mutluluğumuza bakıyordu. Hemen onların yanından kalkıp odama çıktım. Dolabıma bakıp ne giyeceğime karar vermeye çalışıyordum. Siyah bir şort ve üstüne yeşil kazağımı giydim. O siyah rengini seviyordu bense yeşil. Çünkü gözlerinin yeşilliklerin de kayboluyordum. Çok güzellerdi, yeşil rengi ilk gözlerin de sevmiştim.

Hazırlanmayı bitirdikten sonra aşağıya tekrar indiğim de annemin ve babamın da hazırlandığını görmüştüm.

"Kızım hazırsan çıkalım."

"Hazırım baba, hadi hemen gidelim."

"Keşke okuldan eve gelirken aynı heyecanını bizi göreceğin için de geçirsen."

Babamın şakaya karışık yakınmasına karşılık sıkıca sarılıp öptüm. Evden çıkıp arabamıza doğru yürüdük. Arabaya binince babam çalıştırıp sürdü. 15 dakika sonra evlerinin önüne geldik. Kapının zilini çalıp beklemeye başladık. Kapı açılınca bizi suratı asık gözleri ağlamaktan kızaran ve şişmiş Seher Abla açtı. Bu duruma kaşlarımı çattım. Ne olmuştu. Annem ne olduğunu sorunca bizi ilk önce içeriye aldı. Hepimiz salonda oturup birisinin konuşmasını beklerken gözlerim tek kişiyi arıyordu.

"Seher ne oldu, bu halin ne?" annemin sorusuyla bende meraktan dikkat kesildim.

"Oğlum..." cümlesini bitiremeden ağlamaya başladı. Başka bir odadan Seher ablanın eşi Hilmi Abi çıkıp yanımıza oturdu. Hoş geldiniz dedikten sonra ,o an kalbimi acıtacak ve beni şoka sokacak cümleleri kurdu.

"Bugün halsiz uyandı. Hasta sandık, şifayı kapmıştır dedik. Evde dinlenmesini söyleyip ilaçlar içirdik. Ama bir anda ateşi yükseldi. Kan kusmaya başladı. Çok korktuk. Hemen 2 saat önce doktora götürdük.

Durumu kontrol altına alıp, hemen tahlil istediler biz de verdik. Hastane de şuan yatırdılar. Bizde eve giysi almaya gelmiştik. Yarım saat önce tahliller çıktı..." devam edemedi. Ben sonunu merakla bekliyordum. Lütfen çok kötü bir şey olmasın.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 16 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kalbim Sana AitHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin