4 YIL ÖNCE(2020)
15.03.2020/ 13:20
Hayat bazen çok acımasız olabiliyordu. Hatta bazen değil her zaman. Neden sevdiğin birisin ölümüne alışmalısın? Neden bazen kalbinde küçük ama şiddetli bir sızı hissedersin? Ruhun yavaş ama bir o kadar hızlı parçalanır. Bugün birisine karşı hissedebileceğim sevgi kırıntılarını kaybettim. Hayatımdaki son neşe kaynağımı kaybettim. Ben Alina ismimin anlamı parlak, aydınlık ama şuan karanlık, kasvetli. 18 yaşım da hayatımın ilk aşkını kaybettim. Bizim ki sevgiden fazlaydı. Evet seviyorduk ama bu duygunun adı aşk değildi. Aşk bu duygunun yanın da hafif kalıyordu. Kaybedişim trajik değildi zaten zamanı gelmişti. Kanser tanısı konulduğu gün daha 16 yaşındaydı kazanacağını umut ediyordu ama bu hastalığa karşı kazanamadı. Ama o bana söz vermişti bırakmayacaktı beni. Sonra kafamda en karanlık kuyulardan bir ses yükseldi 'bıraktı seni unut onu, bıraktı seni' kabullenmedim, her gün krizlere girdim, onun o son nefesin de gözünden damlayan yaşı gördüm. Her gün hastaneye gidip o korkunç seanslara girip hiçbir şey olmamış gibi ilaçlarımı içmeden mezarına gidip onunla konuşuyordum. Gün geçtikçe daha da kötüye gidiyordum. Deliriyordum ama kabullenmiştim. En kötüsü de buydu zaten, en acı verici şey, kabullenmek.
Tarih 15 Mart 2020 saat 16:01 bir kalp durdu sandılar ama 2 kişinin kalbi durdu. Tarih 16 Mart 2020 saat 11:00 bir kişi gömdükleri sandıkları toprağa iki kişinin üstüne toprak atıldı. Bugün kendime ve ona söz verdim onunla kurduğum hayallerimiz başkasına aşık olup onunla kurmayacaktım. Ama galiba bu mümkün olmayacaktı.
GÜNÜMÜZ
O gün kendime ve ona verdiğim sözü tutamamıştım. O zaman da farkındaydım ama yok saymayı seçtim. Ben o iğrenç günden sonra hiçbir zaman aşık olmam demedim, olmamayı umuyorum dedim. Ona seni seviyorum hep seveceğim demedim bugün de seviyorum dedim. Ama işte buradayım bugünü yaşıyorum ve hep mutlu yaşayacağım ne olursa olsun.
Bir insanı hiç hayatınız merkezinden dışarıya atmaya çalıştınız mı? Ben yapmaya çalıştım ilk zamanlar Aren'i gördüğüm de hiçbir şey hissetmiyordum ama zamanla kalbim eskiden olduğu gibi atmaya başladı. Aynı heyecanla ve aynı korkuyla bulduğun an kaybetme korkusunu.
Dün Aren'in bana okuduğu şiirin etkisinden henüz çıkmış değilim. Ağzına şiir çok yakışıyordu. Zaten her şey çok yakışıyordu. Okul için hazırlanmamı bekliyorsanız beklemeyin çünkü bugün okul yok. Evet o muhteşem günlerden birindeyiz , hafta sonu ve en önemlisi bugün cumartesi kızlarla buluşup bu sıcacık güzel havanın... Biraz abarttım evet biliyorum . Tamam hava çok da güzel değildi sadece yağmur yağıyordu .Elimi yüzümü yıkayıp kuruttum, banyodan çıktım. Aşağıya inip yine sultanımı ve kocasını sulu bir şekil de öpüp azarımı yedim ve kahvaltımı yaptım.
"Size doyum olmaz ama kızlarla buluşacağım o yüzden hazırlanmam gerek"
"Aman git de kurtulalım hem her defasın da sulu sulu öpüp duruyor."
Annemin siteminden gülerek bir öpücük atıp odama çıktım. Dolabımın karşısına geçip ne giyeceğimi seçiyordum ama seçemiyordum da . En sonun da kararımı verdim. Çıplak gidiyorum. Şaka şaka o kadar delirmedim. Üstüme siyah arkasında melek ve ay olan bir sweet giydim altına ise PALOZZO siyah pantolon giydim. Bej rengi kırışık Rugan topuklu giydim. Siyah deri ceketimi ve deri çantamı alıp aşağıya tekrar indim. Annemler kahvaltıyı bitirmiş. Koltukta oturup televizyon programı izliyorlardı.
"Ben çıktım."
"Tamam kızım ama geç saatlere kadar kalmayın erken dönün eve." Annemin bu korumacı yapısı bazen beni sinir ediyordu. Ona göre iyiliğim için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbim Sana Ait
TienerfictieAREN Alpsan ALİNA Güzelsoy İki yabancının aşkı Lütfen oy verirmisinizzzz😊