Muhtaç

15 1 0
                                    

"Kral Hebert Morrison" dedi muhafız. Bunu dışımdan mı söylemiştim?

"Hebert mi? Ne çirkin bir admış..." dedim. Muhafızın sinirlendiğini gözümde bir bez parçası olmasına rağmen görebiliyordum.

"Kral ile düzgün konuşun! Yoksa-" demesine izin verilmeden söze atıldım.

"Yoksa ne olur muhafız? Tek bakışımla yerde can çekişirsin. Beni bir daha tehdit etmemeni öneriyorum. Zaten şu bez parçası o kadar dandik ki biraz uğraşsam çıkarım." Muhafızın korkusunu hissedebiliyordum.

"Bence de bunu yapmayın muhafız." dedi bir ses. Daha önce duymamıştım.

"Merhabalar Yüzbaşı Luis." dedi muhafız. Yüzbaşı Luis buralardaki baya ünlüydü. Adını duymayan kalmamıştı.

"Sevdim ben bu adamı." diye söze atıldığım sırada gözümdeki bez parçasının indiğini gördüm.

"Noldu ölmek mi isteyeceksin?"dediğimde yüzbaşı "Beni öldürürsen kötü şeyler olur. O yüzden öldürmezsin. Akıllıysan yapmazsın" dedi. Haklıydı onu öldüremezdim.

Yüzbaşı hemen yanındaki muhafıza emirler saydırmaya başladı. "Muhafız ilk önce şu suçlunun zincirlerini çöz. Sadece elinde zincir kalsın. Sonra benimle gelecek. Soru sorma. Kral Herbert'in saçmalıkları. Her zaman ki gibi." dedi belliydi Kral Herbert'ı kıskanıyordu. Muhafız "Tabi yüzbaşım." dediğinde zincirlerimden kurtulmuştum.

Herhalde Kral Hebert kaşınıyordu. Veya bana muhtaç kim bilir?

SON BAKIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin