Sözleşmeyi imzaladığımda Luis her zaman beni denetleyeceğini söyleyerek odayı terk etti. Bende odayı keşfetmeye karar verdim. Sarayda yaşayan prensler ve prenseslerin ki kadar olmayacak ama benim için çok yumuşak güzel bir yatak vardı. Yatağın hemen yanında bir masa masanın hemen çaprazında ise bir kitaplık vardı. İnanamıyordum. Sıkılmam için bir kitaplık bile vardı. Ama odanın içinde bir tuvalet yoktu...
Hemen odadan daha 1 dakika önce ayrılan Luis'i bulmak için koridora çıktım. Luis diye bağırdığımda sinirlenmişe benziyordu.
"Sana kaç kere dedim YÜZBAŞI Luis diyeceksin. Yanlış anlayacaklar!"
"Ne anlayacaklarmış acaba?"
"Samimi olduğumuzu zannedecekler! Neyse ne istiyosun?"
"Odada tuvalet yok..."
"Nasıl tuvalet yok?"
"Bildiğin yok işte."
"Ben odayı daha önce kontrol etmiştim. Nasıl yok?" dediği gibi odanın içine girdi.
"Lanetin gözünün görme becerisini de etkiledi sanırım." dediğinde duvarla aynı renk olan bir kapıyı açıyordu.
"Orda mıymış? Benim bir suçum yok ki. Duvarla aynı renk yapmasalarmış." dedim. Aşırı utanmıştım.
"Bir dahakine beni odanıza çağırmak için daha iyi bahaneler bulursan sevinirim Sarah." dedi ve odadan çıkıp koridorda yürümeye başladı. Bana da arkasından "Hayır bahane değildi! Gerçekten bulamamıştım..." demek düştü.
Aşırı utanmıştım. Nasıl görmedim onu? Şimdi Luis'in yüzüne nasıl bakacağım? Dalga geçmese iyi bari...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON BAKIŞ
Non-FictionSarah milyonlarca kişiyi öldürmiş bir suikastçiydi. Bir gün bir talihsizlikten dolayı bir saraya rastlar. Ama neler olacağından haberi yoktur.