2 sinir bozucu gülümseme

430 37 86
                                    

Bölümleri okuduktan sonra beğenmeyi unutmayın <3

***

'Alone in the world. Whatever you thought you were is not enough. I'm the lonely ghost buried at the coast.' 

'Dünyada bir başına. Olduğunu düşündüğün kişi her ne ise yeterli değil. Ben, kıyıda gömülü bir hayaletim.' 

Taste of Metal ft. Henry Morris

Rüyada durmuş bir saat görmek, denilene göre kişiye karşı yapılan bir uyarıdır. Kişinin günlük hayatında yeni problemler ile karşılaşacağını ve bunlara karşı dikkatli olması gerektiğini söyler. Peki ben bunu umursamış mıydım? Hayır. Sabah hem annemden hem de kız kardeşimden yediğim dayaklar yetmemiş gibi bir de üzerime dökülen sıcak kahve ile büyük bir istikrar ile yüzümdeki gülümsememi korumaya çalışıyordum. 

"Ne oldu yeni çocuk? Bugün biraz sakar gibisin." diyen Yeonjun ile gömleğimi olabildiğince tenimden uzaklaştırdım. Sanki koluma çarpan o değilmiş gibi kurduğu cümle öfkemin kanıma karışmasına sebep olurken sadece kıkırdadım.

"Sabahtan beri yapmadığım sakarlık kalmadı."

Yeonjun bana peçete uzatırken elinden almak için uzandım ama ben daha peçeteye uzanamadan ince kâğıt parçası süzülerek yerle buluştu. Gülümsemem küçülürken bakışlarımı karşımdaki bedene çıkardım. Bakışları değişmiş ve düz bir ifadeye bürünmüştü. Ortamın havası gergin bir hal alırken kaşlarımı kaldırmadan edemedim. Bana bir adım yaklaşarak yüzüme doğru eğildi. Birileri gerçek renklerini ortaya çıkarmaya karar vermişti. 

"Şu gülümsemen," dedi sırıtarak ve işaret parmağı ile alnımdan itti. "Beni aşırı derecede sinirlendiriyor."

Ona inat daha da büyük gülümsedim ve çenemi kaldırdım. Demek asıl niyeti kendine uğraşacak birini bulmaktı. Madem bana denk gelmişti, karşılığını misliyle vermeliydim. Savaş mı istiyorsun Yeonjunsshi, o zaman sana istediğini vereceğim.

"Şu tavırların," dedim ve gülümsememi dişlerimi gösterecek kadar büyüttüm. "Beni aşırı derecede eğlendiriyor."

Yeonjun dilini sinirle ağzının içinde gezdirirken -bu kadar seksi olması şaka mı- ellerini ceplerine soktu ve yerinde sallanmaya başladı. İlk günden kavga çıkaracağını sanmıyordum ama görünüşe göre bu yılım onun sayesinde hayli kaos içerikli geçecekti.

"Şansını zorlama, küçük. Sana burayı cehennem ederim."

Nefesi yüzüme çarparken dayanamayarak kıkırdadım. Aklıma gelen lise yıllarımla kıkırdamam kahkahalara dönüştü. Yeonjun düz bir yüz ifadesiyle beni izlerken gözlerimden akan yaşları sildim. Bunu o kadar çok kişiden duymuştum ki artık komik gelmeye başlamıştı.

"Yalnız bunu birkaç güne tekrardan hatırlatırım." dedim ve göz kırptım. Elleri anında yakalarımı bulurken sinir bozucu gülümsemem inatla yüzümden eksilmiyordu. Tıslayarak konuştu.

"Bu güvenin nereden geliyor, bilmiyorum ama ayağını denk alsan iyi edersin. Bu son gülüşün olacak." Korkutucu olduğunu sandığı uyarısına -belki de tehdit demeliyim- karşın onu ciddiye almadığımı şakayla karışık belirttim.

"Wow çok korktum!" dedim ellerimi teslim olur gibi iki yana kaldırarak. Sinirle yakalarımı bıraktı ve sert adımlarla kantini terk etti. Ellerim gömleğimi düzeltirken kısa bir anlığına yüzüm ciddi bir ifadeyle kasıldı. Bana cehennemi getirecekti, öyle mi? Bilmediği bir şey vardı. Ben o cehennemin sahibiydim. Ve bu sefil ruhu zevkle cehennemime misafir edecektim.

Pareidolia, Yeongyu|Beomjun✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin