Şahmat

4. Bölüm - ATEŞ

"Hayat ölünerek yaşanırdı."

Müzikle okuyunuz.

-Amerika

Amerika'da ki evimizdeydim. Asir ortalığı toparlamadan oradan dönmeyeceksin demişti. Burada ise elimde ki bira ile dışarıyı seyrediyordum. Antalya da neler olduğunu bilmemek oldukça can sıkıcıydı. Elimde ki bardağı masaya bırakıp ayağa kalktım ellerimi cebime koyup dışarısını seyrederken telefonumun çalması ile durdum. Döndüğümde ise arayan Asir'di hızla telefonu elime alıp aramayı açtım. "Alo? Durum nedir?" Asir'in telefonda verdiği ses ile bir kaç adım geriledim. "Aren, kızla konuştum. Kızın abisinden başka kimsesi yok. Ve tek başına, onu öldürmeden bırakmayacağım diyor ve başka tek kelime etmiyor." Elimi saçıma daldırıp dağınık saçlarımı iyice karıştırdım.
"Ne yapacağız peki?" En az benim kadar Asir'in de çaresiz olduğunu biliyordum. Sonuçta arkamı toplayan oydu. Eğer o yakalanırsa, beni yakalamaları oldukça kolay olurdu. "Kızı şirkete aldım, ne yapacağına bakmam gerek, gün içinde onu hep takip edeceğim. Yakınımızda dursa şimdilik daha iyi. Sen biraz daha orada kal, geleceğin zaman ben sana haber ederim." Çaresizce telefonu kapatıp masaya bıraktım bardakta kalan içkimi kafama dikip bardağı duvara fırlattığımda ise içimde ki Ateş'in daha da harlanması beni gittikçe kül ediyordu.

-Antalya

Asir'den

Şirkete geçtiğimde ise Lara'nın odada oturup mailleri bana ilettiğini fark ettim. Şu anlık ortam temizdi fakat Aren'in gelmesi onun için tehlikeli olabilirdi. Daha fazla ona bakmadan odama geçtim. Bir kaç saat'in ardından gelen maillere baktıktan sonra yemekhane'ye indiğimde Lara'nın orada tek başına oturup yemek yediğini gördüm. Kıza garip bir şekilde üzülüyordum. Beyaz teni gittikçe soluyordu. Gözlerinin altı morarmıştı, yorgun görünüyordu. Gözlerinin içi kıpkırmızıydı. Önünde ki yemekle oynarken iyice dalgın görünüyordu. Daha fazla oyalanmadan yanına gittim.

"İyi misin?"

Kafasını bana kaldırıp gözlerime baktı , kafasını iyiyim anlamında salladı. Pek konuşmuyordu. Üstelemeden yanından geçip gittim. Eşyalarımı toparlayıp çıktığım sırada Lara'nın hâlâ bilgisayarından abisi hakkında bilgi öğrenmeye çalıştığını gördüm. Bu kız bu işi kolay kolay bırakmayacaktı.

-Amerika

Aren 'den

Burada artık daha fazla kalamazdım. Bunalıyordum, daralıyordum. Gidip o kıza intikam alması konusunda yardım edecektim. Evet, intikam aldıracaktım. Öldüren bendim, fakat bana asla ulaşamayacaktı. Oklar her zaman doğruyu göstermezdi. Hızla telefonumdan uçak biletimi alıp telefonu pantolonumun arka cebine koydum. Gidip çantamı hazırladım. Biletimi almıştım, yarın sabah 11:40 da uçağım vardı. Her şeyi salona koyduğum sırada ise yatağıma geçip kendimi direkt uykunun kollarına bıraktım.

Sabah çalan alarm ile gözlerimi zar zor açtım. Kalkıp elimi yüzümü yıkayıp direkt üstümü giydim. Lacivert eşofman, mavi sweat giyerek çantamı omzuma takıp havaalanına doğru ilerledim.

Uçağa bineli saatler geçmişti. Birazdan Antalya'da olurdum. İndiğim gibi eve gidip takım elbisemi giyip şirkete geçecektim. Asir tabi beni görünce kızacak ve sinirlenecekti. Fakat ben her şeyi planlamış ve hazırlamıştım. Uçak inişe geçtiği sırada yerimde dikleştim. İniş yaptığında hemen uçaktan inip çantamı aldım. Hızlı adımlarla taksiye bindim. Tabi benim Türkiye'ye geldiğim Asir'e direkt bildirilmiştir kesinlikle. Çünkü üstün güvenliklerle çalışıyorduk. En ufak olayda kesinlikle birimizin kulağına kimin ne yaptığı geliyordu. Eve geçtiğimde direkt takım elbisemi giyip parfümü boynuma sıktığım da masaya geri bıraktım. Arabama binip şirkete doğru yol aldım. Direkt arabadan içeri girdiğimde herkesin yüzünde ki şok ifadesini görebiliyordum. Kimseye bir şey demeden hızla asansöre geçip Asir'in yanına çıktım. Odasının kapısını tıklatıp içeri girdiğimde beni görmeyi beklemediği için hemen ayaklanmıştı.