Bölüm 8

85 7 0
                                    


Birkaç gün sonra İnci kendini okula dönmeye hazır hissediyordu ama "koruyucusu" yanında yatağa çaprazlamasına uzanmıştı. Sarıldığı yastığı bırakası yokmuş gibi görünüyordu. Son birkaç günü çok sakin geçirmişlerdi. Genelde merkezde kalmış, birbirlerini tanımaya çalışmışlardı. İnci okul için olan okumalarını tamamlarken Ayla o zamanları yanında yuvarlanarak geçirmişti. Akşamları ise Ayla antrenman yaparken İnci heyecanla onu izlemişti. İnci, Ayla'nın onu böyle çalıştırıp çalıştıramayacağını sormuştu. Ayla ise kendini beğenmiş bir gülümsemeyle düşüneceğini söylemişti. Her an dağılıp bozulabilecek bir tempo tutturmuş gibilerdi.

"Eğer şimdi kalkmazsan derse geç kalacağım." dedi İnci aynada üstünü düzeltirken.

"Belki de şu ayrı kalma denemesini hemen şimdi başlamalıyız. Bakalım ne kadar uzaklaşabileceksin." demişti Ayla gözlerini bile açmadan. Gerçekten sabah insanı değildi.

"Emin ol öyle bir imkanım olsaydı şimdi koşarak uzaklaşırdım." diye fısıldadı İnci sessizce.

"Kalkar mısın lütfen?"

Ayla yastıktan başını kaldırıp İnci'ye baktı.

"Lütfen?"

"Lütfen."

Ayla en sonunda kendini yataktan aşağı yuvarladı ve İnci'nin ondan beklemediği bir hızda hazırlandı. Bütün kıyafetleri siyahtan oluşan biri için çok da zor olmasa gerekti. Ayla tam hançerlerini bedeninin çeşitli yerlerine koymaya başlamıştı ki İnci dehşetle ona baktı.

"Ne yapıyorsun?"

"Hazırlanıyorum." dedi Ayla asabice. İnci onun "görev" moduna geçtiği zaman bölünmekten ya da soru sorulmasından hiç hoşlanmadığını fark etmişti.

"Ama onlar bıçak."

"Hançer. Silahlarıma mutfak gereci muamelesi yapmazsan sevinirim."

İnci gözlerini devirmemek için zor duruyordu.

"Hayır, yani okula silah sokamazsın. Yasak."

"İnsanlara yasaktır o."

"Ama girişte dedektörler var."

"Bunlar büyülü. Hepimiz silah taşıyoruz. Yoksa insanların saçma şeylerine takılmadan nasıl oradan oraya gidebilirdik?"

İnci'nin diyecek bir şeyi kalmamıştı. Pes eder gibi ellerini havaya kaldırdı.

"Tamam, gidelim."

Ayla ona etkileyici bir gülümse gönderdi ve odadan çıktılar.

Tam çıkışta Demir kollarını göğsünde kavuşturmuş şekilde onları bekliyordu. Ayla koşarak gidip ona sarılmıştı. İnci, son birkaç günde odalarına gelip giden koruyucuları merakla izlemişti. Aralarında kimsenin içeri giremeyeceği ancak sınırlarında dolaşabileceği bir bağ vardı. Hepsi kendince bir diğerinin arkasını kolluyordu. Arada İnci'ye meraklı ama temkinli bakışlar atıyorlardı. Bazen onunla sohbet ediyorlardı. Bazen. İnci elinden geldiğince düşman olmadığını kanıtlamaya çalışıyordu ama bu çok da kolay değildi.

O an İnci yine kendini Demir'le Ayla'nın ilişkisini kıskanırken bulmuştu. Evet, Ayla ile hassas bir denge kurmuşlardı ama merkeze geldiğinden beri İnci kendini çok yalnız hissediyordu. Ayla ona tam olarak güvenmiyordu, diğerleri mesafeliydi, Selin hanım çok işgalciydi. İnci bu yüzden okula dönmek için çok hevesliydi. Biraz kendi olabildiği, sohbet edebildiği insanlarla bir arada olmaya ihtiyacı vardı.

"Prosedürü biliyorsun. Gerçek bir tehdit hissetmediğin sürece insanların olaylarına karışma. Herhangi bir şeye ihtiyacın olursa bizi arayabilirsin."

Döngü Bozan (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin