- 2 YIL ÖNCE -
Teneffüs zilinin çalmasıyla beraber çantamdaki kitabı alıp kantine indim. Kantinden ice-tea alıp bahçeye çıktım. Boş bir banka oturup kitabımı okumaya başladım. Yanımda bir hareketlilik hissedince kafamı kitaptan kaldırıp yanıma oturan kişiye çevirdim. Yanıma oturan kişiyi görünce gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum. Bu sürekli bana yılışan çocuktu. Adı neydi? Tugay? Tunç? Tamam, şimdi hatırladım! Sülük gibi yapışan TUNA.
"Ne var yapışan çocuk?" diye sordum bıkkın bir tavırla. Tuna'nın gülen suratı bunu dememle asılmıştı. Umurumda mıydı? Hayır.
"Seni görmek istedim," dedi Tuna utangaç bir tavırla. Gözlerini ellerine çevirmişti. Ah, utangaç çocuk.
Bu çocuk artık beni sıkıyordu. Her teneffüs yanımda soluğu alıyordu. Ne kadar terslesemde takmıyordu ve daha çok yapışıyordu. Bu Tuna denilen çocuktan bir an önce kurtulmalıydım. Okulda popüler olduğum için hakkımdaki şeyler çabuk yayılıyordu ve bu çocuk her saniye yanımda olduğu için ilişkimiz olduğunu sananlar vardı.
Bu çocuğu kendimden soğutarak kurtulabilirdim. Aklıma gelen fikirle ona doğru döndüm.
"Biraz hayatından bahseder misin? Annenden babandan falan?"
Sorumla beraber yüzünü bana çevirdi. Şaşkın gibiydi.
"Neden?" diye sordu şaşkınlıkla.
"Senin hakkında bir şeyler öğrenmek istiyorum," diye cevapladım. Bu çocuk soru sormaya devam ederse planımı mahvedecek bir şey yapabilirdim.
"İlk defa benim hakkımda bir şeyi merak ediyorsun," dedi çocuk gibi sevinerek.
Yapmacık bir gülümseme gönderip başlaması için "Hadi," dedim.
Tuna kafasını sallayıp konuşmaya başladı;
"Annemin babasının kumar borçları varmış ve her gün alkol alıp annemi eve geldiğinde hep dövermiş. Annemin babası ne kızını ne de karısını severmiş çünkü annemin kimden olduğu belli değilmiş. O adamın karısı kerhanede çalışıyormuş ve onunlada kerhanede tanışmışlar. O adam karısıyla ilk ilişkiye girdiklerinde karısı hamile kalmış bu nedenle de evlenmişler. Ama bu bebek istenilen ve sevilen bir bebek değilmiş. Çünkü o adamın hayatını kısıtlıyormuş ve karısı kerhanede çalıştığı için sevmiyormuş. Yani anlayacağın annem doğduğundan beri sevilmiyormuş."
Yüzümdeki şaşkınlık ifadesiyle "Neden boşanmadılar?" diye sordum. İşte şimdi meraklanmaya başlamıştım. Ama en önemlisi elime çok güzel kozlar geçiyordu.
"O adamın ailesi büyük iş adamıymış. İtibarı zedelenmesin diye boşanmalarına izin vermemişler," diye cevapladı sorumu.
"Peki, annene ne oldu sonra?" diye sordum meraklı bir ifadeyle.
Tuna tam anlatacakken erkek kardeşi yanımıza geldi. İkinci bir yapışkan çocukla idare edebileceğimi sanmıyordum.
"Ne konuşuyorsunuz?" diye sordu karşımda dikilen ikinci yapışkan çocuk. Bu çocuğun adını hatırlayamamıştım.
Sorduğu soruya gözlerimi devirirken Tuna ise "Annemizi anlatıyorum," diye cevapladı.
Tuna'nın erkek kardeşi, Tuna'nın verdiği cevapla sinir küpüne döndü.
"O kadına anne deme!" diye bağırdı. Bağırmasıyla yerimden sıçradım.
Neden anne demesini istemediğine anlam verememiştim. Tuna'nın da sinirlenmeye başladığını görünce kavga edeceklerini anladım. Zaten hep yaptıkları şeydi. Bu yüzden okul binasına doğru ilerlemeye başladım.
**
Sıkıcı geçen derslerin ardından öğle arasına girmiştik. Neredeyse bütün okul yemekhanedeydi. Planımı devreye sokmanın vakti gelmişti. Yemekhanenin en ortasındaki masaya geçip üzerine çıktım.
"Herkes beni dinlesin!" diye bağırdığım anda herkes yaptığı işten kafasını kaldırıp bana döndüler.
Tuna'yı yemekhanenin girişinde gördüğüm anda pis pis sırıtmaya başladım ve Tuna'yı göstererek lafıma başladım;
"Tuna Aracı'nın annesinin istenmeyen bir çocuk olduğunu ve bir fahişe tarafından dünyaya geldiğini biliyor muydunuz?"
Bunu dememle etraftan 'Ezik!' 'Pis Fahişe' gibi sesler ve kahkahalar yükseldi. Tuna'ya baktığım anda bana tarifsiz bir kin ve nefretle baktığını gördüm. Planım işe yaramıştı. Tuna'nın bakışlarından benden soğuduğu belliydi.
Tuna'nın erkek kardeşine baktığımda ise oda aynı durumdaydı. Sadece sinirle bakıyorlardı. Yapabilecekleri hiçbir şeyleri yoktu. Ezikler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TURUNCU KAFA
ChickLitGüzel bir koleje giderken, düşmanı tarafından kolejden attırılıp hiçbir koleje kabul edilmeyen Derin, klasik, psikopat öğrencilerin olduğu bir devlet okuluna gitmeye başlar. Onu kendi sürtüklerinden görüp, rezil eden Rüzgar'la başa çıkmaya çalışırke...