Giriş yapmakta asla iyi değilim, hemen başlasam mı ben yine...
Ben ona baktım, o da bana baktı. Bir adım daha attı ve tam arkamda durdu. Ahsen ablanın ıslattığı saçlarıma dokundu nazikçe.
Bu boya posa bu nazik dokunmalar asla yakışmıyordu...
Ahsen abla ne yapması gerektiğini söylememişti. E bu da geldiğinden beri konuşmuyordu. Sanırım açıklamamı bekliyordu.
"Saçlarımı küt kestirmek istiyorum, omuz hizasında. Ayrıca kahkül de..." Daha fazlası çıkmadı ağzımdan. O da ihtiyaç duymadı zaten.
Gözlerini saçlarımdan ayırmadı ama yutkunduğunu fark ettim. Saçlarıma tekrar dokundu. Tarağı eline aldı ve iyice taradı. O taradıkça beynim sulanıyordu. Sanki masaj salonuna girmiştim...
En sonunda makası eline aldı. Bir kaç saniye elindeki makasa baktı ve aynadan gözlerime odaklandı.
"Kesiyorum?" diye saçma bir soru sundu. Kafamı evet anlamında salladım.
"Gerçekten mi?" dedi bir anda
"Ne?"
"He?"
"Afedersiniz ama size ne?"
"Uzatsana saçlarını sen ya..." Ne münasebet salak herif sana ne?!
"Yeterince uzamamış mı?" gülerek sordum bu soruyu. Onun bunu istemesi saçma, benim ona cevap vermem daha saçmaydı!
Ses çıkarmadı. Elinde tuttuğu makası saçlarıma yaklaştırdı ve saçlarımı tutam tutam kesti.
Ahsen abla çok özür dilerim ama oğlun senden güzel saç kesiyor.
Parmakları usta bir şekilde saçlarımı kavrıyordu ve kusursuz kesimler yapıyordu. Hızlıydı, Ahsen abla gibi iki saatte dedikodu anlata anlata beynimi emcüklerken yapmamıştı kesimi. Aksine beklediğimden daha da sessizdi. Ahsen ablayla bile kafa sallayarak anlaşıyordu.
Saçlarıma fön çekti ve en sonunda şeklini verdi. Aynaya hayranlıkla bakıyordum. Beklediğimden kat kat güzel durmuştu.
"İyi mi?" diye mırıldandı en son. Uzaylı gören köylü bakışlarımı ona çevirdim ve bir şey diyemeden sadece kafamı salladım.
"Afet olmuşsun kızım yine!" Ahsen ablanın sesi aramıza girince ona döndüm ve bana gülümseyen yüzünü gördüm. Bu kadının gülümsemesine hiçbir zaman dayanamazdım, ve yine dayanamadım, ben de ona gülümsedim. Parmakları ile nazikçe kahkülleri düzeltti.
Ahsen ablayla bir kaç dedikodu çevirdikten sonra kuaförden çıktım ve uçarcasına eve gittim. Acilen fotoğrafını çekip bizimkilere atmalıydım. Okulda göreceklerdi yine ama en yakın arkadaşı olarak yeni saçlarımın galerisinde bulunması lazımdı.
Annemden bir ton laf yemiş, sonrasında da iltifatlar almıştım ama bu sırada bir grup kurmuş; Gökalp ve Işıl'a fotoğraf atmıştım.
Ha, bir de Duru. Onu unutamazdım.
Işıl, Duru ve Zilan üçlüsü. Ayrılmaz kuduruklar cemiyeti.
"SAÇLARIM SAKO MUU" grubunu oluşturdunuz.
Işıl kişisini eklediniz.
Ülkücü Gökalp kişisini eklediniz.
Duru kişisini eklediniz.
Zilan: BAKIN BEN NE YAPTIM.
Işıl: YİNE Mİ KESTİN SALAK
Duru: COK GUZL OLMS ASKM
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benimle Kal
Teen Fiction"Gerçekten mi?" "Ne?" "He?" "Afedersiniz ama size ne?" "Uzatsana saçlarını sen ya..." Evet, iki aptalın aşkı çok da normal olmayan bir yerde başlamıştı, iki kişinin yolları birleşmiş ve ne kadar ara sokaklara kaçsalar da günün sonunda yine birbirler...