Yeni bir okul günüydü yine.Soo-Ah yatağından isteksiz bir şekilde kalktı ve banyoya doğru ilerledi.Bir hafta sonra ilk defa okula gidiyordu.Canından çok değer verdiği dedesini kaybetmişti ve bunun için bir hafta hiç okula gitmemişti.Ama o bir haftada arkadaşları tarafından sürekli rahatsız edilmişti.
Ev ona bomboş geliyordu,bir eksik vardı ve o eksikte dedesiydi.Küçüklüğünden beri dedesi ile yaşıyordu.Onun için bu kayıp Soo-Ah'ı mahvetmişti.Ama hayat devam ettiği için mecbur okula gitmesi gerekiyordu.Hızlıca üstünü giyindi ve yanına biraz para alıp evden çıktı.Sabahtan beri telefonu çalıyordu.Sürekli ya Sonyeon,ya Eun-Si ya da Areum arıyordu.En sonunda telefonu açmak zorunda kaldı. "Ne var ya!" diye sinirle açtı telefonu. "Sakin ol,okula geliyor musun?" diye sordu Sonyeon. "Maalesef geliyorum" ,çok hissiz bir şekilde söylemişti bunu. "AAAA GELİYORMUŞ,tamam bekliyoruz bak,hızlı gel!" deyip hızlı bir şekilde kapattı telefonu Sonyeon.Hep en enerjikleri Sonyeon'du.En sakinleri de Areum.Soo-Ah ve Eun-Si de bazen çok enerjik,bazen de çok sakin oluyorlardı.Soo-Ah şuan hem sakin hemde hissizdi.
En sonunda okula vardı ve sınıfa ilerlemeye başladı.Arkadaşlarının söylediğine göre sınıfa sekiz yeni erkek gelmişti.Normalde aşırı merak ederdi ama şuan hiç etmiyordu.Tek isteği derslerin hızlı bir şekilde bitmesiydi.Çünkü eve gitmek istiyordu.Gerçi ev bomboştu ama o hala eve gittiğinde dedesini görecekmiş gibi hissediyordu.
Sınıfa girer girmez Sonyeon hemen yanına geldi. "Aaaa çok özledim seni" diye Soo-Ah'a sarıldı. "Daha dün okul çıkışı bana geldiniz ya Sonyeon" . "Olsun yine de çok özledim" . "Neyse yerime geçeceğim çıkın" . "Ama hoca yerlerimizi değiştirdi.Sen Yeji ile oturuyorsun" dedi Areum. "Tamam" .Uykusu vardı ama bu saçma okula gelmişti Soo-Ah. "Daha dersin başlamasına yirmi dakika var,bahçeye çıkalım mı?" Evet o mükemmel soru Eun-Si'den gelmişti. "Olur!" Heyecanla aynı anda söylemişti Areum ve Sonyeon. " Ben çıkmayacağım" Deyip yerine oturdu Soo-Ah. "Ya neden,hadi lütfen" . "İstemiyorum Sonyeon" .Kafasını sıraya gömdü Soo-Ah.Diğerleri de daha fazla ısrar etmeyip kendi sıralarına oturdular.
Bir kaç dakika sonra herkes gelmişti.Sınıfta çok fazla ses vardı.Her zamankinden fazla.Neden bu kadar gürültü var diye arkasına bakmak istedi,tam o sırada yanına Sonyeon geldi. "Niye bu kadar ses var ya" . "Bilmiyorum ki,bu aralar çok bağırarak konuşuyorlar" . "Ha senin gibi yani" . "Aaaa aşk olsun ben bağırarak mı konuşuyorum?" .Soo-Ah güldü ve arkasına yaslandı. "Evet" .Sonyeon çıkışarak "Hiçte bile" dedi. "Tabi canım kesin öyledir" deyip tekrar önüne döndü Soo-Ah. "Ha bu arada ders ne?" Diye sordu Soo-Ah. "Edebiyatmış,bende az önce Areum'dan öğrendim" . "Zaten kendin biliyor olsan şaşardım Sonyeon'cuğum" . "Ama ben derslere bakmaya üşeniyorum" .Soo-Ah tekrar Sonyeon'a döndü ve "Bir şeyede üşenme ya" diye söylendi.
Sonunda hoca gelmişti.Sonyeon hocayı görünce hemen kendi yerine geçti. "Günaydın çocuklar,oturun" .Soo-Ah edebiyat dersinden nefret ediyordu ve şuan dopdolu olan kafası edebiyat dersi dinlemek zorundaydı.Hoca Soo-Ah'ı görünce ona "Soo-Ah,bir hafta sonra mı aklına geldi okula gelmek?!" dedi.Sinirli ve sert bir şekilde söylemişti bunu hoca. " Hocam,dedemi kaybettim ben,onun için gelmedim" . "Peki bunu neden hocalara söylemedin?" diye tekrar sordu edebiyat hocası. "Aklıma gelmedi hocam,kusura bakmayın" .Sinirlenmişti Soo-Ah.O burada dedesinin öldüğünü söylüyordu ve bu kadının tek derdi hocalara neden gelmediğini mi söylememesiydi.Cidden aşırı anlayışlı bir hocaydı.
...
Yeni ficcc
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞAKA MI,ŞANS MI?
ActionDedesi ile yaşayan onuncu sınıf öğrencisi Soo-Ah bir gün dedesini kaybeder.Bunun için büyük bir çöküş yaşar.Ama belki doğan bir aşk onun eski Soo-Ah olmasına yardım edebilir...