"Ee,şimdi ne yapacağız?" Diye sordum diğerlerine.Bütün kızlar yukarıda bir şekilde Sonyeon'un ailesinden nasıl kurtulacaklarını düşünüyorlardı.Ve ben şuan burada SEKİZ ERKEĞİN ARASINDA OLAN TEK KIZIM. "Seslenirsek,yakalanırız zaten.Arasak?" Diye bir fikir attı ortaya Jisung. "Çok güzel fikir.Ama tek sıkıntı sanırım hiç birinin şarjı yok.Bin defa aradım!" Dedim.Böylece umutla bakan yüzlerin hepsi soldu. "Bence,birimiz,Soo-Ah sen hariç kapıyı çalıp Sonyeon'un arkadaşı olduğunu söyleyip içeri girsin.Hatta bence o kişi de Changbin,sevgilin sonuçta." Dedi Hyunjin. "İyi tamam ama,ya kadın veya adam artık kim çıkarsa,beni içeri almazsa."
"Arkadaşlar,bence birimiz,balkona doğru tırmansın.Çünkü başka şekilde içeri giremeyeceğiz." Dedim. "Güzel fikir aslında,ama kim tırmanacak kadar cesur,yere düşerse mutlaka bir kemiği kırılır yani." Gülerek demişti bunu Felix.Aslında ben tırmanmak isterdim ama evet,düşersem büyük sıkıntı oluşurdu,ve ben zaten çok sakarım,ayağımı yanlış yere falan koyarım şimdi. "Cama taş fırlatalım bence."
"O da ses çıkarıyor Seungmin." Dedi Minho. "Soo-Ah,sen bir daha arasana." Dedi Bang Chan. "Tamam." Dedim ve telefonumu çıkarıp ilk önce Areum'u aradım,ama,tabii ki açılmadı.Sonra Eun-Si'yi aradım,o da açılmadı ve Sonyeon'u aradığımda o da açılmadı. "Üçü de açmadı." Dedim ve tam o sırada bilinmeyen bir numaradan mesaj geldi.
****:Soo-Ah,
****:Benim Su-Bin.
****:Diğerleri hatırlayınca yazabildim.
****:Neredesiniz?Allah'ım çok şükür. "Sonyeon'un ablası yazdı.Numaramı hatırlamışlar!" Dedim heyecanla.Ve hemen yazdım.
Soo-Ah:Sonyeon'un odasındaki balkonun aşağısındayız.
Soo-Ah:Yarım saattir nasıl Sonyeon'u kaçırabileceğimizi düşünüyoruz!Su-Bin:ahsjsge,tamam onlar inmeye çalışırlar.
Soo-Ah:Tamamm.
"Şimdi çıkacaklar." Dedim mutlu bir şekilde.Sonunda artık burada beklememize gerek kalmayacaktı.İki dakika sonra balkonda kızlar göründü. "Ya herşey tamam da biz nasıl atlayacağız buradan?" Diye sordu Areum,olabildiğince sessiz bir şekilde.Onlar belki benim düşündüğüm şeyi duyarlarsa bunu istemeyeceklerdi ama tek seçenek buydu,ölmemek için.Yani o seçenek de sevgililerinin kucağına atlamak.Gerçi bana böyle bir şey teklif etseler hayatta atlamazdım ama.Gerçi benim sevgilim yok. "Bence biz çekilelim sevgilileriniz dursun ve siz atlayın onlar da tutsun." Dedim sonra ekledim gülerek. "Çünkü başka seçeneğiniz yok."
"Sanırım haklısın Soo-Ah." Dedi Eun-Si.Bizde evin bahçesinden çıktık.Yavaş yavaş hepsi atladı.
***
Zorla bir parka gelmiş öylece oturuyorduk. "Arkadaşlar,yeter artık.Karalar bağlamamın hiçbir mantığı yok.Ayrıca olumsuz şeyleri bırakıp olumlu şeyler düşünün.En yalın arkadaş iken,ikiz oldunuz.Şahsen bende Eun-Si ile kardeş falan çıkmak isterdim." Dedi Areum gülerek.
"Ve Sonyeon,biz senin bu hâline hiç alışık değiliz.Lütfen eski Sonyeon ol." Diye de ekledi sonra.O sırada Sonyeon bir şey demek için ağzını araladı.Ne diyeceğini çok merak etmiştim.Ve tam o sırada hepimizin şaşıracağı şeyi söyledi. "Tamam!" Dedi ve bunu derken gülüyordu.Ve hemen yanıma gelip bana sarıldı. "Oyy benim canım ikizim." Hah,tamda Sonyeon'dan beklenecek hareket.O sırada bütün hepsi gülmeye başladı,bende dahil.Sonra bende ona sarıldım. "Tamam Sonyeon anladık çok seviyorsun ikizini ama kız boğulacak şimdi!" Dedi Eun-Si kahkaha atarken. "Ay yok,boğulmasın.Şimdi bulduğum gibi kaybetmeyeyim." Dedi kollarını benden çekerken.Böyle bir olaydan sonra bu kadar enerjik ve mutlu olmamız çok saçmaydı ama.Bizim arkadaşlığımızın farkı da bu.Hatta birisi artık arkadaşım değil,ikizim.Hiç kardeşim yok diye düşünürken bir test sonucu ile üç tane kardeşim olmuştu,üç tane...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞAKA MI,ŞANS MI?
ActionDedesi ile yaşayan onuncu sınıf öğrencisi Soo-Ah bir gün dedesini kaybeder.Bunun için büyük bir çöküş yaşar.Ama belki doğan bir aşk onun eski Soo-Ah olmasına yardım edebilir...