Elimdeki içki bardağını tek dikişte bitirirken arkadaşım Melis'in yuh kızım yavaş iç şunu diyişini umursamıyordum bile. Öylesine sinirliydim ki içkileri tek atışım bile onun bana koyduğu postanın yanından geçmiyordu.
Konu Yiğit Alp Poyraz'dı. Gerizekalı Yiğit ile çocukluktan beri arkadaştık. Hatta kendisi ikizim Berkay'ın oldukça yakın arkadaşıydı. Bu yüzden senelerdir dip dibeydik. Birkaç hafta önce nasıl bir duygusal boşluğa düştüysek artık dertlerimizi birbirimizle paylaşırken bir anda bambaşka bir geceye geçmiştik.
O gün yaşadığım en sıra dışı gecelerden birisini tattığımı düşünürken Yiğit bey beni yanıltarak dün gece, o gecenin iki katını bana yaşatmayı başarmıştı.
Yanımdaki Melis "Şu gelenlere bak." diye kolumu dürttüğünde oturduğum bar sandalyesinden arkama doğru baktım. Gelen kişiler eski flörtüm Ege ve arkadaşları olduğunu düşündüğüm insanlardı. "Siktir." küfrü dudaklarımdan savrulduğunda onların burada ne aradığını düşünmeden duramamıştım.
"Ay bir de buraya geliyorlar. Melis konuşmaya başla benimle çabuk." diyerek elimdeki bardağı tezgaha koyup tamamen Melis'e döndüm. İkimiz kendi aramızda uzun uzun sohbete dalarken Ege tam yanımda durup selam dedi.
Onu hiç fark etmemiş gibi bir tavır takınarak Melis'ten kopup şaşkın bir yapmacık selam verdim.
"Ne yapıyorsun burada ya?" dedim gülerek. Sanki kanlı bıçaklı konuşmayı kesmemişiz gibi ikimiz de birbirimize gülümsüyorduk.
"Bir Çeşme havasını tadalım istedik. Seçtiğimiz mekan da burası oldu. Bir baktım sen de burdasın. Selam vermeden geçmeyeyim dedim."
Parmakları saçlarımın uçlarında dolandı. Bu sırada ardımdaki bar tezgahına iyice yaslanıyordum. Konuşmayı kestiğimizden beri birbirimizi görmediğimiz içindi sanırım şu anda aramızda hiçbir negatiflik yoktu. Garip bir hava vardı.
"İyi yapmışsın. Arkadaşlarınla tanıştırmayacak mısın beni? Daha önce hiç görmemiştim yanında." dedim yanındaki iki çocuğa dönerek.
"Ha bunlar. Berk ve Ali. İşyerinden arkadaşlarım." diyordu hemen.
Kafamı anladığımı belirterek aşağı yukarı salladığımda Ege saç tutamlarımı serbest bıraktı. Yanımdaki Melis'e de kısacık gülerek konuştu.
"İyi madem. Biz kaçalım. Daha bu mekanda duracak mısın?" diye sordu. Kafamı evet olarak salladım. "Burdayız Melisle birlikte."
"Tamam o zaman. Yanınıza uğrarım tekrar. Görüşürüz."
Yanımızdan uzaklaştıklarında el salladım peşlerinden. Yanımdaki Melis de az önce yaşanan şeye şaşırarak ne yaptığımı sordu.
"Kızım ne yapıyorsun? Bu çocukla siz kötü ayrılmadınız mı? Ne bu samimiyet?"
"Ne bileyim ya akıl mı kaldı? Aklım karman çorman zaten."
İkimiz de saçma sapan şeylerden bahsederek gülüşürken mekana yeni giren kişiler bütün gülüşümü anında soldurdu. Ezgi ve Yiğit Alp Poyraz. İkisinin bir arada olduğuna inanamıyordum.
Melis'e "Gidelim buradan." dedim hemen. Niye böyle dediğimi arkasına döndüğünde fark ederken Yiğit ve Ezgi de bize doğru bakıyordu. Gözlerimdeki hayalkırıklığı Yiğit'e yansıyor muydu bilmiyordum ama yansımasını istercesine ona bakıyordum.
Melisle onlardan epey rahatsız olmuş bir şekilde ayağa kalkarak mekanın çıkışına doğru yürüyecekken Ege'nin ardımdan seslendiğini duydum o gürültülü müziğin arasından.
Kolumu hafifçe tutarak "Nereye gidiyorsun? Daha kalmayacak mıydın?" diye sordu. Ona "Sıkıldım buradan. Hem biraz başım ağrıdı, eve geçeceğim." dedim.
Biz kendi aramızda sohbet ederken sağ taraftaki oturma yerlerine geçen Yiğit'in alakasız bakışlarını üzerimde hissediyordum. Ege az önceki gibi saçlarımla oynadığında bütün odağım ona kaydı. Aniden kulağıma doğru eğildiğindeyse nefesim kesilmişti.
"Uzun zaman oldu. Birbirimize karşı fazla kötü davrandığımızı hissettim. Tekrar görüşme ihtimalimiz var mı? Bu konuyu konuşmalıyız bence."
Yutkunarak ne diyeceğimi bilemedim. Üzerimde ağır bir baskı hissediyordum. Hem Ege'den hem de sağımdaki ezici bakışlı Yiğit tarafından.
Melis hadi gidelim Aleyna diye beni dürttüğünde ona bir saniye dedim. Saçlarımla oynamayı bırakan Ege'ye "Sana yazarım." diyerek konuya olumlu baktığımı ifade ederken yanağıma bir öpücük kondurdu. Bunu beklemediğim için şaşırdım resmen. Ne yapacağımı bilemeyerek aynı onun gibi bir veda öpücüğü bırakıp görüşürüz diyerek Melis'in koluna girdim.
Mekandan ayrılırken Yiğit Alp Poyraz'ın o ürkütücü bakışları bütün bedenimin buz kesmesine sebep oldu. Bu çocuğun amacı neydi? Ondan uzak durmamı istiyordu ama dibimde bitiyordu. Benden uzak diyordum dibimde bitiyordu. Şimdi de Ege ile konuşurken ki o korkunç bakışları... dengesizin tekiydi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
melis
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ege
yan karakterlerin de citirligi ofofof canim sikilana kadar bolum yazmaya devammm cogunlukla text yazcam ama useniyorum duzyazi yazmaya