Birbirini iterek yavaşça yerden kalkan iki erkek, büyük bir şaşkınlıkla birbirlerine baktılar. Siyah saçlı olan kaşlarını çattı ve sivri, keskin köpek dişlerinin uzamasına aldırış etmeyerek pür dikkat karşısındaki kızlara baktı ve daha önce aç olduğu için ısırdığı kızın bacağını süzdü. Hiçbir kan veya yara belirtisi yoktu. "Taş yok olmuş" dedi yanındaki erkeğe bakarak ve avazı çıktığı kadar bağırdı."SİZİ YOK EDECEĞİM!"
Kızlar birbirinin yanına yanaşarak korkularını bastırdılar. Her biri savunma moduna geçti. Şara ve Lüle'nin arasından geçen vampir güçlü kollarıyla onların karınlarına yumruklarını geçirip havada çark gibi dönerek olduğu yere kondu ve ceketinin çıkardığı rüzgâr şiddetiyle ihtişamla dalgalandı. Kendince çoktan kızların işlerini bitirdiğini düşünüyordu. Şara ve Lüle karınlarını tuttular ama acıyla buruşan yüzleri yerini şaşkınlığa bıraktı. Çünkü herhangi bir ağrı sızı yoktu.
"JUN! diye şaşırmış bir ses tonuyla kahverengimsi saçlı diğer vampir bağırdı ona. "ONLARA HİÇBİR ŞEY OLMADI!"
Bu sözler üzerine olduğu yere çivilenip kalmış olan siyah saçlı vampir, siyah çatık kaşlarının arasından arkasında bıraktığı kızlara doğru hafifçe başını çevirerek bakakaldı. Kızlar birbirlerinin yüzlerini süzdüler.
"NE TAŞI YA?"diye bağırarak araya giren Şara, kendi vücudunu incelemeye başladı. Özellikle de ısırılan bacağına ne olduğunu görmek için okul eteğinin altındaki yırtılmış, âdeta paramparça olmuş pantolonuna baktı. "İz yok," diye söylendi.
"Bu adamlar ne cins böyle?" dedi Lüle.
"Biz vampiriz ahmak ve siz bunu hiç kimseye söylemeyeceksiniz! diyerek Lüle'ye sinirli bakış atan Jun, olduğu yerde doğruldu.
"Susacaklarını pek sanmıyorum,"dedi diğer vampir. Saçları kahverengimsi bir renkteydi ve başının etrafında biçim kazanmış çok hoş bir görünümü vardı. "Bazıları her şeyi ötecekmiş gibi görünüyor."
"Söyleyeceğiz tabi ne sandın!"diye bağıran Şara, arkadaşlarına baktı.
"Glenn," diye tok bir sesle araya girdi Jun, "onları öldürsek de hiçbir faydası yok!" Sesini alçaltarak konuşmasına devam etti."Taş onların içinde..."
"BİZE NE YAPTIĞINIZI SÖYLEYİN! İçimizdeki taş ne işe yarıyor? Yoksa Şara'ya ve Lüle'ye saldırdığında onlara hiçbir şeyin olmamasının sebebi taş mıydı? diyerek sessizliğini bozdu Aurora.
"Evet," dedi Jun.
"Her şeyi anladığınıza göre kızlar, hadi bir anlaşma yapalım." dedi Glenn. "Öncelikle sen hiçbir şey söylemeyeceksin." diye de ekledi Şara'ya dönerek.
"Ben hiçbir şey anlamadım," dedi Kaila Manolya. "Siz çok yakışıklısınız!" Onlara doğru büyük bir coşkuyla koşturdu. Gözleri ışıldıyor ve onlardan çok etkilenmiş görünüyordu.
"Hiç kimseye söylemeyelim gitsin...çıkalım artık şurdan..."dedi Lüle.
Tam o sırada Jun'un yanına gelip koluna girmeye çalışırken arkasında kalan Glenn'e de delice bakışlar atan Kaila Manolya, şaşkın bir yüzle kendisine bakıp daha sonrasında onun arkadaşı -Aurora'ya- dönen Jun'un buruşan yüzüne, dudağını büzüştürüp hayâl kırıklığıyla baktı.
"Siz ikiniz kabul ediyor musunuz?" diye soran Jun, Aurora'ya bakmayı sürdürdü.
Aurora, Şara'ya baktı.
"Kabul edecek miyiz?" O sırada Şara'nın bir şeyler aradığını gördü.
"Hey, sakin ol!"diyerek tüm dikkatleri üzerine çeken Glenn, Kaila Manolya'nın ona sarılmaya yeltenmesinden nazikçe kurtulmaya çalışıyordu.
"Hayır!"diye avazı çıktığı kadar bağırarak koşan Şara, elindeki sopayı üç yüz altmış derece döndürerek Glenn'e savurdu.
Glenn, bir taraftan Kaila Manolya'yı iterken bir taraftan da hızlıca sopayı tuttu. Ciddi bir yüz ifadesi ile Şara'ya baktıktan sonra sopayla birlikte onu yere savurdu. Aurora oraya doğru koşarak ilerlerken, Jun da onun arkasından sakince yürüyordu.
"Durun!" diye bağıran Aurora, kesin bir dille, Şara'ya dönerek konuştu. "Anlaşmayı kabul edeceğiz, Şara! İki at kuyruklu sarışın kız, sinirli bakışlarla, Aurora'yı daha sonra da arkadaki bu muhteşem görünümlü vampiri süzerek ayağa kalktı.
"Hâlâ anlamlandıramadığımız bir sürü şey var. Sizi tanımıyoruz ve vam..." Aurora konuşurken,Lüle onun sözünü kesti.
"O bize her şeyi anlatacaktır,"diyerek Jun'a baktı. Aurora biraz sinirli bir ses tonuyla devam etti.
"Vampir olduğunuzu söylüyorsunuz," dedi ve alaylı bir sesle, "Şaka mı yapıyorsunuz?"dedi.
Jun sessizce Aurora'yı süzüp Aurora'nın konuşmasını bitirmesini bekledi ve yüzünde beliren anlamsız gülümsemeyle birlikte kafasını yan yatırıp tok bir ses tonuyla cevap verdi.
"Sen şu an bir yemsin ama yine de şaka yapıp yapmadığımızı mı soruyorsun," Jun söylendi, "neyle uğraşıyorum böyle?! Bak, çok ciddiyiz tamam mı? Büyüyü de çaldınız zaten! Kendine gel..."
Aurora ağzı açık bir şekilde Şara'ya döndü. Yüzü şaşkın ve sinirliydi."Şara sen haklı olabilirsin. Dörde karşı iki kişiler. Kimin kendine gelmesi gerektiğini şuna gösterelim!"
Bu sözler üzerine başını bir aşağı bir yukarı sallayan Şara, sarı ve ince kaşlarını çatarak Jun'a doğru gözlerini belertti. Avazı çıktığı kadar bağırdı."BAŞLARIM ŞİMDİ BÜYÜNE! ISIRDIN BENİ BE!" Şara son sözleri söylerken biraz gerildi ve sanki bir şeyler kaybetmiş ama öcünü alacakmış gibi bir tavırla bağırmaya devam etti. "SEN DE ÇALDIN! ONU NE YAPACAĞIZ!"
Glenn gülmemek için kendisini tuttu ve sesinin tonunu ayarlayarak sakin bir şekilde, "Hey, öyleyse bana neden saldırdın?"dedi.
Şara sinirli bakışlarını Glenn'e doğru çevirdi ama ardından konuşan Kaila Manolya'ya kulak kesildi.
"Bacak ısırmayla bir şey mi oluyor, Şara?"Kaila sırıtmıştı ve bu durumdan çok keyif alıyordu.
Şara yalvaran gözlerle Aurora'ya bakarak konuştu."Ne olur şunları dövelim..."
"BEN HİÇBİR ŞEY ÇALMADIM! ASIL SİZ ÇALDINIZ!"diyen Jun, Şara'ya doğru gözle görülemeyecek bir hızda koşup onu okul formasının yakalarından tutup deponun diğer ucuna fırlattı. Şara ayakkabı tabanlarını duvara dayayarak son anda duvara toslamaktan kendisini kurtardı ve ardı sıra attığı taklalarla vampiri yanıltmaya çalıştı. Ama çoktan vampir gözden kaybolmuştu. Durup ustaca yere çömelip bekleyen kızın, bir anda arkasında belirerek onu rehin aldı. Sımsıkı Şara'yı tutarken dişleri uzamayı sürdürüyodu ama o sırada Kaila Manolya hızlıca oraya doğru koşarak havada dönen tekmeyle Şara'yı vampirin elinden kurtarmayı denedi ama ayak bileği hızlıca yakalandı ve Kaila'nın gözleri korkuyla açıldı. Karşısındaki vampirle bakışması bir saniyesini alsa dahi onun gözlerindeki intikam ateşini görebilmişti. Şara, vampirin kollarını ısırmaya çalışırken onu kendi sırtından önüne devirmeyi denedi ama beklenmedik bir şey oldu. Vampir, Şara'yı Kaila'ya doğru itip ikisinin de birbirine dolanarak düşmelerine sebep oldu. Aurora daha önce Glenn'in bir kenara attığı sopayı eline aldı. Koşmaya başladığı sırada bütün gücüyle sopayı Jun'a doğru fırlattı. Vampirin sırtına çarpan sopayla arkasına dönüp Aurora'nın sert tekmesini suratına yemesi bir olmuştu. Kız savurduğu tekmenin şiddetiyle ayakkabı tabanlarını zeminde sürterek hızla kaydı. Şiddetin esintisi, çatık kaşlı vampirin alnına düşen siyah saçlarını dağıttı.
"Kuvartz Vampirleri geliyor..." diyen ve ciddi bir ifadeyle vampir arkadaşına bakıp depo kapısına doğru yürüyen Glenn, solgun tenli güçlü eliyle demir kapının tutacağını tuttu ve parmaklarını içine geçirip kendisine doğru çekerken kilidini kırdığı kapıyı tek hamleyle hızlıca açtı.
![](https://img.wattpad.com/cover/362754088-288-k870259.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okulda Tek Grup
VampireHer şey sıradandı... taa ki o büyülü kitap ve iki esrarengiz çocukla karşılaşana kadar... Hikaye devam ettikçe gizem daha da derinleşecek. Kaderine tutsak olmuş bu sıradan kızlar, büyüyü ve vampirlerin dünyasını keşfedeceklerdi: Aslında bu kadar bas...