Aurora, şaşkınca bakarken kendisi de heyecanını saklayamamıştı.
Jun hafif, dizlerini bükerek eğildi. Karşılarındaki vampir de aynı hamleyi yaparak karşılık verdi. Kocaman bir çığlık koptu. Kaila tüm gücüyle koşmaya başlamıştı. Şara'yı boğazından yakalayıp, o hararetle onu da kendisiyle birlikte sürüklemeye kalkıştı. Hemen iki adım sonra nefessiz kalan Şara, yerde yuvarlanarak düştü. Kaila'ysa Şara'yı bırakıp koşmaya devam etti. Aurora Kaila'ya bağırdı. "Geri dön, aptal!" sesinde korku vardı.
Önüne düşen sarı saç tutamını üfleyen dolgun dudaklı vampir önceden fark ettiği Kaila'yı izleyip sırıttı. Parmaklarında -özel taşlardan-olan yüzükler bulunduruyordu. Onun enerjisini hissedip yüzükleri parlıyordu. Sırıtışı kaybolurken suratsız bir yüze büründü. Koşmakta olan Kaila'nın önünü çoktan kesmişti bile. Hiç vakit kaybetmeden ona saldırıp kolunu yakalayacağı sırada Glenn -çoktan harekete geçip- vampir hızını ortaya koyup onun güçlü kolunu tuttu. Yüzü sertleşmiş ve köpek dişleri uzamıştı.
Bir başka vampir Jun'un üstünden atladı. Hiç gecikmeden öne doğru kayan Jun adeta ışınlanmıştı. Bir anlık dikkatsizlik işinin bitmesi için yeter ve artardı bile! Havadaki anlık hareketle birlikte boynu iki bacak arasında kıskaca alındı. Kıpırdamadan duran Jun hareketsiz vücuduyla öylece yerdeyken ona doğru yürüyen vampiri süzdü. Vampir deri pantolonunun zincir şıngırtılarıyla birlikte Jun'un önüne diz çöküp gülümsedi. Parmaklarının arasındaki beyaz gülü sıkarak Jun'un yüzünü inceledi. "Sizde bize ait olan bir şey var..."
Glenn, sarışın vampirin diğer kolunu da tutup birbirlerinin yüzüne bakarlarken onun kollarından da destek alarak vücudunu havaya kaldırdı. Amacı vampiri kendisiyle beraber takla attırıp savurmaktı. Ne yazık ki vampir Glenn'in ağırlığını kaldırabilmişti. Vampir ayaklarını yere sabitlemiş sadece kayıyordu. Sırt sırtaydılar...
Kaila o esnada vampiri daha net görebilmişti. Saçları kirli sarıydı. Ama kaşları buna nazaran koyu renkteydi. Üstüne giydiği yırtık tişörtle cool siyah kaban tezatlık oluşturuyordu. Yüzünde zorluk çektiğini belli eden bir ifade vardı. Yine de Kaila'ya sırıtarak bakmayı sürdürüyordu. Bir anda çekilirken daha da direnen vampirin botlarının ucu, Kaila'nın topuklarına değdiği an kızın yüreği ağzına geldi.
Jun'un boynunu tutan vampir kalçasına yediği sert sopa darbesinden dolayı sersemledi. Bunu yapan Aurora'ydı. Lüle telaşla Aurora ve Jun'u izliyordu. Aynı zamanda da Aurora'ya hayran kalmıştı. Saniyeden de çok kısa bir sürede hızla yerde geriye takla atarak yuvarlanan Jun, sanki koşu yarışında koşmaya hazır bir koşucu gibi olduğu yerde anlık bir pozisyonda durdu.
Glenn daha da asıldı. Bütün gücünü kullanarak vampiri ters takla attırıp karanlığa doğru savurdu. "Kaila gruba doğru koş!" deyip adeta ışınlandı. O sırada çantasından aletini arayan Lüle'nin üstüne doğru karanlıktan geri sıçrayan o sarışın vampir atıldı. Kaila koşarak kaçarken, Lüle çığlığı bastı. Büyük bir gürültüyle yere çakılan cüsse karanlıkta yok oluncaya dek yuvarlandı. Güçlü parendesiyle havada uçan Glenn vampire attığı sert tekmeden sonra zemine düşmeden hemen önce esnek taklasıyla yere kondu. Karanlıkta yuvarlanıp düşen vampire anlık bir bakış atıp Lüle'nin çantasından zinciri çekip aldı. Lüle korkarak Glenn'in arkasında büzüştü ve Kaila'ya baktı.
"Çember oluşturun ! " diye avazı çıktığı kadar bağırdı Jun. Kaila olduğu yerde kıpırdaşıp durdu ve çaresizce etrafına bakındı.
Aurora elindeki sopayı sadece tutuyor ve yanında Jun'un olması güçlü durmasını sağlıyordu. Şara, "Savaşmalıyız ! Öldürecekler bizi !" diye bağırdı. Şaşkınlığını üzerinden atmak için kendini zorladı ve dizlerini bükerek kollarını yanlarına açtı.
![](https://img.wattpad.com/cover/362754088-288-k870259.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okulda Tek Grup
VampireHer şey sıradandı... taa ki o büyülü kitap ve iki esrarengiz çocukla karşılaşana kadar... Hikaye devam ettikçe gizem daha da derinleşecek. Kaderine tutsak olmuş bu sıradan kızlar, büyüyü ve vampirlerin dünyasını keşfedeceklerdi: Aslında bu kadar bas...