Jennie sabah gözlerini açtığında epey dinlenmiş hissediyordu, gece Taehyung tarafından itildiğini ise hatırlamıyordu. Mutlulukla esneyip vücudunu gerneştirdikten sonra biraz pencerenin ardındaki kasvetli havayı izlemiş sonra aklına gelen kardeşi ve arkadaşıyla duygusallaştığını hissetmişti. Bir anı diğer anını tutmuyordu, son yaşadıklarının payı ise bunda büyüktü. Burnu sızladığında onu kendine getiren ise tıklanan kapı olmuştu.
Kapının ardından Haneul, "Efendim Bay Taehyung sizi bekliyor kahvaltı için." dedi. Jennie saate baktığında sekiz olduğunu gördü. Boğazını temizleyip, "Geliyorum," dedi ve hızlıca yatağından kalktı. Yerde duran kitabını ve kemikli gözlüğünü kaldırıp yatağını düzeltti. Lavaboda birkaç rutinini hallettikten sonra ise rahat birkaç parçayla üzerini değiştirip odadan çıktı.
Salık saçları sırtında dans ederken o hafif bir tebessümle indi aşağıya. Kate yine Taehyung'un dibine girmiş yemekleri servis ediyordu. Jennie onun rahatsız görünen ama kendini kasan hâline kısa bir an gözlerini kıstı. Rahatsızsa kovabilirdi, milyonlarla oyuncak gibi oynayan bu adam rahatsız olduğu bir hizmetliyi mi kovamazdı, bal gibi de hoşnut olmalıydı onun hareketlerinden.
Sinirle arkasına yaslanan Taehyung Jennie'yi şaşırttı. Kate ise utangaç bir şekilde servisi bitirip geri çekildi.
"Tanrı aşkına, ne yaşıyorsunuz siz," Jennie mırıldandığında Taehyung onu fark etti. Jennie'yi görür görmez yüzüne daha rahat bir tebessüm oturtmaya çalışmıştı ama hâlâ daha gergin görünüyordu. "Günaydın Jennie." Taehyung samimi bir sesle söylemeye çalıştığında Jennie kendisi için ikinci defa çektiği sandalyeye ilerledi.
"Günaydın Taehyung." Servisi bitiren Kate giderken ansızın dönmüş, şok içerisindeki bakışlarını Jennie'ye çevirmişti. Fakat Taehyung görmeden toparlanıp huysuzca terk etmişti salonu. O yirmi üç yaşındaki velet kocaman adama nasıl utanmadan ismiyle hitap edebiliyordu? Kate sinirlendiğini hissediyordu.
"Güzel uyudun mu bu gece?" Taehyung'un sorusuyla Jennie Kate'in bakışlarını unutmuş gibi önüne döndü ve Taehyung'a döndü. "Ne ara uyuyakalmışım bilmiyorum ama güzel bir geceydi." Jennie söylediğinde Taehyung içi rahat bir şekilde tebessüm etti. Rahatsız olmasını istemezdi. Gece yaşadıkları o küçük olayı ise görmezden gelecekti.
Taehyung kahvaltısına başladığında eliyle teşvik etti kızı. "Güzel geçirmene sevindim, canının sıkılacağını sanmıştım." Jennie yine bu oyuna gelerek yemeğini yemeye başlamış, bir yandan da Taehyung'la muhatap oluyordu.
"Buraya gelmeden önce ben de öyle sanmıştım ama yanılmışım. Odamda çok güzel kitaplar buldum, hatta bir tanesine başladım."
Taehyung biliyorum dememek için kendini tutarken Jennie'nin yemeğini yiyişini izliyordu. Çok güzel görünüyordu genç olan. "Kitap okumayı sevmene sevindim, o kitapları senin için o odaya taşıttım." Jennie minicik tebessüm ederek mırıldandı; "Evet severim, yılda iki tane bitiririm." Taehyung onun söylediği şeyle küçük bir kahkaha attı. Yılda iki tanecik kitap okuyan bir insanın kitap okumayı sevdiğini iddia etmesi komik gelmişti ona.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
wines and you / taennie
Novela JuvenilDalgalı saçları gibi uçuşan, aklı bir karış havada güzelliğiyle şeytanları bile dize getirecek bir kız çocuğu ve zehirli aşkıyla sınadığı olgun bir adam. Kim Taehyung otuz beş senelik hayatında hiç bu kadar güzel sınandığını hatırlamıyordu. Kim Jen...